Ankara Üniversitesi Akademik Arşiv Sistemi:
- Üniversitemiz Akademik ve Kültürel Mirasını toplama, saklama ve geniş kitlere duyurmak amacını taşır
- Üniversitemiz akademik çıktılarını uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar
- Etkisini artırmak için telif haklarına uygun şekilde Açık Erişime sunar
Ayrıca Üniversitemiz Önlisans, Lisans ve Yüksek Lisans ders notlarına Açık Ders Malzemeleri sistemi üzerinden erişebilirsiniz.
Akademik Arşiv Sistemi farklı bölümlerden oluşur:
- Dergiler = Bu kategoride Ünivrsitemizde yayınlanan dergilere ulaşabilirsiniz
- Kitaplar= Üniversitemizde yayınlanan kitapları bu kategoride bulabilirsiniz.
- Gazeteler= Geçmişten günümüze bazı gazetelerin, bazı sayıları sizi tarihte bir yolculuğa çıkarıcak.
- Tezler= Yüksek Lisans, Doktora ve Uzmanlık Tezleri bu kategori altında yer almaktadır.
Recent Submissions
KELAMIN HABER TEORİSİ BAĞLAMINDA EBÜ’L-HÜSEYİN EL-BASRÎ’NİN FIKIH USÛLÜNE ETKİSİ
(Ankara Üniversitesi, 2024) Tiryakioğlu,Ümmehan
Kelâmi epistemolojinin fıkıh usûlüne yansıması, kelâmi öncüllerin fıkıh usûlü üzerindeki etki alanlarından biridir. Çalışmamızda, söz konusu yansıma Muʻtezile âlimlerinden olan Ebü’l-Hüseyin el-Basrî’nin (ö. 436/1044) Kitabu’l-Muʻtemed isimli eserinde ele aldığı haber teorisi bağlamında incelenerek tespit edilmeye çalışılacaktır. Zira el-Basrî, son dönem Mu‘tezili bilginlerin önemli kelâmcılarından biri olmakla birlikte felsefe-kelâm çizgisinin ağır bastığı müteahhir kelâmcıların da atıfta bulunduğu önemli bir şahsiyettir.
Kelâmi epistemolojinin usûl-i fıkıh üzerindeki etkisini haber teorisi bağlamında incelememizin nedeni İslâm düşüncesinin temel bilgi kaynakları olan Kur’ân, sünnet ve icmânın haber teorisiyle temellendirilmesi ve dolayısıyla ilk dönemlerden itibaren İslâm bilginleri tarafından teorik zeminde tartışılagelmesindendir. Konuyla ilgili izini sürdüğümüz el-Basrî de hocası Kâdî Abdülcebbâr’ın (ö. 415/1025) ortaya koyduğu haber teorisini kelâmi öncülleri temel alarak sistematize etmiş ve kendinden sonraki usûlcülere kaynaklık etmiştir.
Çalışmada başta müellifimizin eseri olmak üzere klasik dönem bilginlerinin haber meselesini nasıl ele aldığı mercek altına alınmış el-Basrî’nin fıkıh usulü literatürüne katkısı değerlendirilmiştir. Karşılaştırma, analiz, sentez, tenkit ve değerlendirme metotları kullanılarak ortaya çıkan görüşlerin kelâmi öncüllerden ne kadar etkilenip etkilenmediği tespit edilmeye çalışılmıştır. Araştırmanın neticesinde el-Basrî’nin usûl-i fıkıhın pek çok meselesinde olduğu gibi epistemolojik yapısında da kelâmı merkeze alan bir yaklaşım sergilediği görülmüştür.
Kamu Harcamalarında Etkinlik İçin Bir Araç Olarak Harcama Gözden Geçirme Ve Bütçe Dengesi Üzerindeki Etkisi
(Ankara Üniversitesi, 2024) Hançer,Nihal Selcen
Refah devleti anlayışı ve devletin bir aktör olarak ekonomi içerisinde değişen ve büyüyen rolü, yönetişim kavramı ve bileşenlerinin kamu mali yönetim sistemine getirmiş olduğu etkinlik yaklaşımı, özellikle 2008 küresel krizi sonrası dönemde hükûmetlerin krizden çıkma yönünde Keynesyen bir bakış açısı ile harcama artışına neden olan çabaları, kriz dönemlerine karşı ekonomik yapıyı güçlü ve esnek kılmaya yardımcı olmak üzere mali alanın genişletilmesi ihtiyacı; kamu mali yönetiminde yeni ve etkin politika araçları geliştirip uygulamayı zorunlu kılmıştır.
Kamu kaynak kullanımının etkin kılınması ve kamu harcamalarının rasyonel bir zeminde yürütülebilmesi adına uygulama bulan pek çok politika aracından biri de; bazı ülkelerde geçmişi eski tarihlere dayanmakla birlikte özellikle 2008 sonrası dönemin getirdiği mali konsolidasyon ihtiyacı nedeniyle çok daha fazla sayıda ülkede mali disiplini sağlamaya yönelik bir politika aracı olarak kabul gören ve literatürde Spending Review olarak karşılık bulan Harcama Gözden Geçirme yaklaşımıdır.
Tez ile aynı zamanda bir yönetim aracı olarak da kabul edilebilecek nitelikte olan Harcama Gözden Geçirme; kavramsal, teorik ve ülke uygulamaları çerçevesinde ele alınarak bu sistemin kamu harcamalarının etkinliğinin sağlanması noktasında gerçekten bir anlam ifade edip etmediği sorusunun cevabına ulaşılmak istenilmiştir. Çalışmanın analiz kısmı, harcama gözden geçirme sistematiğinin bütçe dengesi diğer bir ifadeyle mali denge üzerinde bir iyileşme sağlayıp sağlamadığının ortaya konulması amacıyla, 25 OECD ülkesinde 2009-2022 dönemi verileri esas alınarak yürütülmüştür.
Harcama gözden geçirme sonrasında mali dengede görülen iyileşme kamu kaynağının etkin kullanıldığı sonuç ve varsayımı ile eşleştirilmiştir.
Hinduizm’de Tantracılık
(Ankara Üniversitesi, 2024) Deveci,Beyza Aybike
Beyza Aybike Deveci, Hinduizm’de Tantracılık, Doktora Tezi, Danışman: Prof. Dr.
Ali İsra Güngör, 402 s.
Bu çalışmada Hinduizm’deki tantracı düşüncenin tarihsel sürecini, teolojik
fikirlerini ve uygulamalarını incelemiştir. Dinler tarihinin metotlarıyla ele alınan bu tez
çalışması giriş, üç ana bölüm ve sonuçtan oluşmaktadır. Giriş kısmında çalışmada
belirlenen ilkeler, başvulan klasik ve modern kaynaklar ve kullanılan kavramlar hakkında
bilgi verilmiştir. Birinci bölümde Hinduizm’deki tantracılığın kökeni, gelişmesinde rol
oynayan unsurlar ve tarihsel süreci ele alınmıştır.
İkinci bölümde tantracılığın Hinduizm’in temel öğretilere yaklaşımı hakkında bilgi
verilmiştir. Bu çerçevede tanrı, alem, ruh, karma ve kurtuluş konuları karşılaştırma
yapılaral incelenmiştir. Üçüncü bölümde tantracılığa has bazı uygulamalar konu
edilmiştir. Sonuç bölümünde tezde bahsedilen konular ve verilen bilgilere dayanarak
tespit ve değerlendirme yapılmıştır.
Alman Oryantalizminde Tasavvuf Araştırmaları Üzerine Mukayeseli Bir İnceleme: Fritz Meier Ve Annemerie Schimmel Örneği
(Ankara Üniversitesi, 2024) Altıntaş,Ömer Faruk
Bu araştırma Alman oryantalizm çalışmaları içinde genel olarak tasavvuf araştırmalarının yerine odaklanmaktadır. Özelde ise çalışmalarını tasavvuf incelemeleri üzerinde yoğunlaştırmış 20. yüzyıl içinde yaşamış ve eserlerini vermiş olan iki önemli oryantalistin, Fritz Meier ve Annemarie Schimmel’in tasavvufa dair görüşlerini kendi eserleri üzerinden mukayeseli olarak ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümünde araştırdığımız konunun çerçevesini ortaya koymak adına Oryantalizm ve Alman oryantalizmi içinde tasavvuf araştırmalarının yeri ele alınmakta, ikinci bölümde ise Fritz Meier ve Annemarie Schimmel’in hayat, ilmi şahsiyet ve eserleri üzerinde durulmaktadır. Araştırmanın ana bölümünü teşkil eden üçüncü bölümde ise iki araştırmacının tasavvuf tarihinin konuları, tasavvufi meseleler, tasavvufi kavramlar ve tasavvuf kurumları bahsinde eserlerinde yazdıkları incelenmekte ve görüşleri mukayeseli olarak incelenmektedir. Schimmel’in tasavvuf araştırmalarında konuyu geniş kitlelere de anlatma amacı da görülürken, Meier alan uzmanlarına yönelik akademik detay incelemelerle tasavvufu çözümlemeye çalışmıştır. Her iki araştırmacı da tasavvufu temel kaynaklara inerek tarihine, meselelerine, kavramlarına ve ortaya çıkardığı kurumlara kendi zamanlarının ve içinde yaşadıkları medeniyetin kültür ve kavramlarını hesaba katarak incelemişlerdir.
Medeni Usul Hukukunda İnşai Etki
(Ankara Üniversitesi, 2024) Mazlum,Nagihan
İnşai etki, tek taraflı irade beyanıyla meydana gelebileceği gibi HMK’nun 108.
maddesinde ifade edilen inşai dava sonunda verilen inşai hükmün şekli anlamda
kesinleşmesiyle de meydana gelir. Bu bağlamda inşai hakkın inşai dava yoluyla
kullanılması sonucunda meydana gelen etki, kamu düzeni, hukuki güvenlik ilkesi ve zayıf
tarafın korunması ilkelerine dayanır. Anılan ilkeler nedeniyle inşai etki, mutlaka
mahkemenin verdiği olumlu karar olan inşai hükümle meydana gelir. Bu nedenle inşai
etki maddi hukuk ve usul hukukunun birlikte bulunduğu karma karakterli yapıya sahip
olur.
Medeni usul hukukunda inşai etki, çekişmeli yargı sonucunda verilen inşai hükümle
oluşabileceği gibi çekişmesiz yargıda verilen inşai kararla da meydana gelebilir. Aynı
zamanda bu özelliği ile hükmün diğer etkilerinden farklılaşır. Bunun yanı sıra, inşai
etkinin sınırları sübjektif, objektif ve zamansal olmak üzere üç grupta ortaya çıkar. İnşai
etkinin sübjektif sınırları etkinin kişi bakımından kapsamı ile ilgilidir. İnşai etki kural
olarak herkesin leh veya aleyhine etki eder. Bu şekilde meydana gelen inşai etkiye mutlak
inşai etki denir. Bununla birlikte bazen inşai etki sadece yargılamanın tarafları ile sınırlı
olarak etki doğurur. Buna nispi inşai etki denir. İnşai etkinin objektif sınırlarını ise hukuki
durumda meydana gelecek olan inşanın konusunu oluşturur. İnşanın konusu ise onun
içeriğidir. Bu bakımdan objektif sınırlardan anlaşılması gereken inşai etkinin içeriğidir.
İnşai etki, içerikte belirtilen hüküm sonucu kapsamına gerçekleşir. Zaman bakımından
sınırlar, bir hükmün oluşturduğu etkinin başlama anının ve etkinin uygulandığı zaman
kapsamının belirlenmesini esas alır. HMK’nun 108. maddesinin üçüncü fıkrasında da
inşai hükümlerin geçmişe etkisinin istisnai olduğu düzenlenmiştir. Dolayısıyla inşai
hükümlerin geleceğe etkisi kural, geçmişe etkisi ise istisnadır. İnşai etki, inşai hükmün
şekli anlamda kesinleşmesiyle meydana gelir. Bu bağlamda şekli anlamda kesinlik karara
460
karşı olağan kanun yollarının tüketilmesiyle gerçekleşir. Meydana gelen inşai etki hem
taraflar hem de mahkemeler tarafından bağlayıcıdır.
İnşai hükümler bakımından olağanüstü kanun yolu olan yargılamanın iadesi yoluna
başvuru mümkündür. Ancak kanun yollarına başvuru, yargılamanın taraflarına tanındığı
için üçüncü kişilere tanınan hukuki çarelerinde dikkate alınması gerekir.