Browsing by Author "Bozok, Nihan"
Now showing 1 - 2 of 2
Results Per Page
Sort Options
Item Edebiyat, Hastalıkları Yaşama Döndürebilir mi? Peride Celal’in Üç Yirmidört Saat Romanı Örneği(Ankara Üniversitesi KASUM, 2019-05-26) Bozok, Nihan; Other; OtherBu yazıda, ilk olarak, uzun süredir tıbbın anlatım diline sıkışıp, yaşamdan uzaklaşan hastalıkların, edebiyatın imkânları sayesinde tekrar yaşama döndürülebileceği fikrini öne sürüyorum. Bu düşünceyi, Peride Celal’in 1970’li yılların sonunda yazdığı Üç Yirmidört Saat romanında takip ediyorum. Edebiyat metinleri tıbbi raporların, tıbbi görüntüleme tekniklerinin ya da tıp kitaplarının yapamayacağı şeyleri yapabilirler. Bir hastalığın etrafındaki insani deneyimi, bedeni, hafızayı, kimliği, sınıfı, kişisel ve toplumsal tarihi anlatabilirler. Hastalığı, tarihsel, mekânsal, kişisel ve duygusal bir ilişkiler ağının içine yerleştirebilirler. Peride Celal, baştan sona bir hastane odasında geçen romanında, yaşlı bir kadının hastalığını, üç kadının kendi aralarında kurdukları ilişkiler ağının ortasına yerleştirir. Hasta kadının tüm hayatını, sınıfsal aidiyetini, öfkesini ve özlemini hastalıkla birlikte anlatır. İkinci olarak ise edebiyat metinlerinin hastalığın yol açtığı acıyı anlatmada ve dile dökmede zorlandıklarını öne sürüyorum. Peride Celal bu güçlüğü, kurduğu hasta karakterin ölüm döşeğinde gördüğü kâbusları anlatarak aşar. Sonuç olarak, yazar Üç Yirmidört Saat romanında bir hastalığı biyolojik bir bedenden, bir ölüm döşeğinden ve sınırlı bir süreden çıkarmıştır. Onu üç kuşak kadının hayatlarına yaymıştır. Fiziksel acıyı anlatabilmek için ise hasta kadının kâbusları aracılığıyla onun duygu dünyasının derinlerini kazmıştır.Item Fark, Bakış ve Sığamama Meselesi Olarak Şişmanlık: Kadınların Şişmanlığına İlişik Duygu ve Deneyim Dünyaları Üzerine Feminist Bir Tartışma(Ankara Üniversitesi, 2022) Bozok, Nihan; Other; OtherBu makale şişman kadınların yaşam deneyimleri ve duygu dünyaları hakkında feminist bir tartışma yürütmektedir. Makalede tartışılan veri, niteliksel yöntemle yürütülmüş bir alan araştırmasına dayanmaktadır. Araştırma kapsamında, yirmi şişman genç kadınla derinlemesine görüşme yapılmıştır. Onların şişmanlıkla biçimlenen yaşam öyküleri dinlenmiştir. Makale teorik olarak, feminist beden politikaları yazınından beslenmektedir. Bu yazın, özellikle 1970’lerden bu yana, kadınların ezilmesi ve ikincilleştirilmelerinin önemli bir veçhesinin ataerkil ilişkilerin kadınların bedenlerini kontrol etmesi, kısıtlaması, belli ölçütlere, imajlara, formlara göre yargılaması olduğunu tartışır. Şişmanlık, başkalarının bakışlarının nezaretinde kadınları bedenlerine hapseden bir deneyim olarak yaşanmaktadır. Ayrıca, başkalarının acımasız yargılarına konu olan şişmanlık, kadınlara olumsuz duygular esinlemektedir. Makalenin dayandığı alan araştırmasının sonuçlarına göre, bir yandan zayıf beden idealinin kurduğu baskı yüzünden, diğer yandan başkalarının bedenleri hakkındaki bitmeyen eleştirileri ve nasihatleri yüzünden şişman kadınların bedenlerini ve kendilerini sevme kabiliyetleri yaralanmaktadır. Kadınlar şişmanlığı üzüntü kaynağı olan bir farklılık olarak yaşamaktadır. Ayna karşısında, kamusal alanda, toplu taşımada, aile sofralarında başkalarının bakışları ve sözlerinin etkisi altında biçimlenen şişmanlık öfke, pişmanlık, bıkkınlık, çaresizlik, neşesizlik gibi duygularla yaşanmaktadır.