Browsing by Author "ERDEM, Mustafa (Tez Danışmanı)"
Now showing 1 - 6 of 6
Results Per Page
Sort Options
Item BAPTİZM VE KIRGIZİSTANDA BAPTİST FAALİYETLER(ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ (DİNLER TARİH) ANABİLİM DALI) MURZARAİMOĞLU, Bakıt (Yazar); ERDEM, Mustafa (Tez Danışmanı)Demokratik sistemin sağladığı din ve vicdan ile fikir düşünce hürriyetleri Kırgızistan'da bir çok fikir, düşünce, inanç ve dine serbestçe anlatılma ve yayılma imkanını sağladı. Bu durum, her şartta dünyada sürekli yayılma gayreti içerisindeki misyonerli din olan Hıristiyanlık ve Hıristiyan misyonerleri için bulunulmaz bir fırsat doğurdu. Özellikle Kırgız halkının maddi yönden imkansızlıkları, gerek kendi mensubu bulundukları İslam dini ve gerekse Hıristiyanlık ve diğer dinler hakkındaki bilgi eksiklikleri bu fırsatın Hıristiyan misyonerler için değerlendirilmesi imkanını sağladı. Hıristiyan misyonerleri ve diğer dini guruplar bütün bu olumsuz şartları kendi lehlerine avantaj olarak kullandılar. Bu faaliyetler sadece Kırgızistan ile sınırlı kalmayarak diğer Türk cumhuriyetlerini de kapsayabileceğinden dolayı, onlarla birlikte bu guruplara karşı ortak tedbirler alınmalıdır. Bu konuda devletini, milletini, vatanını seven geçmişine saygılı ve İslami kimliğe sahip olan bütün insanlar kendisini sorumlu hissetmelidir. Baptistler ve diğer misyoner guruplar, bazı kurumlara maddi yardımlar yaparak, şu anda Kırgızistan'ın %80 nüfusunu oluşturan Müslümanların sahip olmadıkları imkanları elde etmişlerdir. Bu durum Kırgızların geleceği açısından telafisi mümkün olmayan tehlikeler doğurabilir. Sonuç olarak da Baptistlerin misyonerlik faaliyetleri geçmişte olduğu gibi, günümüzde ve yarın da devam edecektir. Ancak, bazı insanları ve toplumları etkileseler bile, sağlam bir milli karakteri, berrak bir dini inanışı olan Türklerin onlardan hemen etkilenmesi mümkün değildir. Onların şimdiye kadarki yaptıkları faaliyetler sonucunda elde ettikleri netice bunun açık bir kanıtıdır. Ancak, 'çalışan kazanır' genel hükmü çerçevesinde misyonerliğin bu gayeleri neticesinde mutlaka belli hedeflere ulaşacağı varsayılarak, Kırgızlara milli ve manevi değerleri yeterli düzeyde öğretilmeli ve onların menfur emellerine imkan verilmemelidir.Item Dinlerde kıyamet fenomeni(Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı Dinler Tarihi Bilim Dalı) TOHTAHUNOVA, Rabia (Yazar); ERDEM, Mustafa (Tez Danışmanı)Dünyanın sonu (Kıyamet) meselesi insanoğlunun en çok merak ettiği bilinmeyenler arasında yer almıştır. Bu nedenle de her dinin kendi teolojik yapısına uygun tarzda, dünyanın başlangıcıyla ilgili tasavvurlar gibi dünyanın sonuyla ilgili tasavvurlar da geliştirilmiştir. Yahudilikte, diaspora dönemlerinde gelen peygamberlerin öğretileri ?dünyanın sonunun yaklaştığı? mesajını içermektedir. Eskatolojik mesajlar, dünyanın sonunu haber vermenin yanı sıra kıyamet öncesi bir ya da birkaç dönemden söz etmektedirler. Aynı mesajın Hıristiyanlıkta önemli bir yere sahip olduğunu da söyleyebiliriz. Dünyanın sonuna doğru ilahi kaynaklı bir kurtarıcının gelerek insanları kurtaracağı, kötülüğü, zulmü, adaletsizliği ortadan kaldıracağı inancı, Yahudilik ve Hıristiyanlıkta mevcuttur. Bu kurtarıcı Yahudiliğe göre Davud soyundan gelecek olan bir kraldır. Hıristiyanlıkta ise kurtarıcı, yeryüzünde bedenleşen, insanların günahı için çarmıha gerilen ve ölüp dirilen bir tanrısal Oğul, yani İsa, dünyanın sonunda geri gelecektir. İslam dininde ise kıyamet, evrenin sonu olup o gün insanlar ölecekler ve belli bir zaman sonra tekrar diriltilecekler yargılanmak için. İslamiyet'te ahret öncesi vuku bulacak olan kıyamet alametlerine de inanılır. Kıyamet günündeki haşr, hesap, cennet ve cehennem, ceza ve mükafat haktır.Abstract Doomsday is the most wondering circumstance that mankind concerns among the unknown things. Accordingly to the theological frame of every religion there are the visions developed related to the beginning and the end of the world. In the Chapter I the short history and Doomsday comprehension of Judaism is explained. The prophets? advices in the Diaspora era include ?got close to the end of the world? message. Eschatological messages are explaining not only the end of the world, but also together with the one or more pre-Doomsday periods. It can be said, aforementioned messages have the important place in Christianity and all concern about that I took in the Chapter II. There?s a belief which describes both in Judaism and Christianity that towards the end of the world divine origin savior comes up and salvages people, puts away tyranny, villainy, injustice. By Judaism this savior is the king that will come from the breed of David. According to Christianity the savior is the Son, i.e., Jesus Christ, the one who transformed into human on the Earth, the one who was crucified and resurrected. In the Chapter III Doomsday in Islam is handled. The people die at the end of the world and in order to be judged they will be revived after the some time. There is a creed in Islam which refers to the pre-Doomsday omens. It is trusted in resurrection, judgment, heaven, hell, punishment and reward.Item ELMALILI MUHAMMED HAMDİ YAZIR’IN “HAK DİNİ KUR’AN DİLİ” ADLI ESERİNDE HIRİSTİYANLIKLA İLGİLİ DEGERLENDİRMELERİ(ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ ANABİLİM DALI DİNLER TARİHİ) CANTÜRK, Seyit Ali (Yazar); ERDEM, Mustafa (Tez Danışmanı)Tezimiz, bir giris ve üç ana bölümden olusmaktadır. Giris bölümünde konunun amacı, sınırları, arastırmanın metodu ve kaynakları üzerinde durulmus, Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır'ın, hayatı, eserleri ve İlmi kisiligi hakkında bilgi verilmistir. Birinci bölümde Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır'ın, İmran Ailesi ve Hz. Meryem ile Hz. İsa'nın babasız olarak yaratılması Allah'tan bir kelime ve ruh olmasının ne anlama geldigi hakkındaki görüsleri ortaya konulmustur. İkinci bölümde ise İncillerde ve Kur'anda Hz. İsa'nın vefatı ref'i ve nüzulü ele alınmıstır. Bu konularda Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır'ın görüsleri belirtilmistir. Ayrıca diger müfessirlerin görüsleri ile Elmalılı'nın görüsleri karsılastırılmıstır. Üçüncü bölümde de, Hıristiyanların temel inanç esasları ile bu esasların Hıristiyanlar tarafından temellendirilmesi üzerinde durulmustur. Muhammed Hamdi Yazır'ın bu kanunlardaki görüsleri ve tenkitleri açıklanmıstır. Ayrıca Müslümanlarla Hıristiyanlara arasındaki tartısma konuları da ele alınmıstır.Item SÜLEYMAN MABEDİ(ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ (DİNLER TARİHİ ANABİLİM DALI) GÜNGÖR, Muhammed (Yazar); ERDEM, Mustafa (Tez Danışmanı)Bu çalışma, Yahudiliğin ana unsurlarından biri olan Süleyman Mabedi'ni deskriptif metodu kullanarak ele almaktadır. Tez, giriş, üç bölüm ve sonuçtan oluşmaktadır. Tezin giriş kısmında, çalışmanın amaç ve öneminin yanında metodundan bahsedilmiştir. Ayrıca dinlerdeki mabed olgusu hakkında da bilgi verilmiştir. Birinci bölümde, Davud'un, Ahit Sandığı ve Tanrı için görkemli bir mabed yapmak istemesi ve bu isteğin oğlu Süleyman tarafından gerçekleşmesi anlatılmıştır. Bunun yanında, Süleyman tarafından inşa edilen Mabed'in mimari özellikleri ele alınmıştır. İkinci bölümde, Süleyman Mabedi'nin tarihi incelenmiştir. Mabed'in yıkılması, Yahudilerin Babil'e sürgüne gönderilmesi ve sürgün dönüşünden sonra Mabed'in tekrar inşa edilmesi hakkında bilgiler verilmiştir. Yaklaşık beş asır sonra Roma Kralı Herod'un Mabed'i eski görkemine kavuşturmak için yeniden yaptırmasından bahsedilmiştir. Süleyman Mabedi'nin M.S. 70 yılında Romalılar tarafından yıkılması ve günümüze kadar yıkık bir durumda olan Mabed'in günümüzde yeniden inşa edilmesi düşüncesi de bu bölümde anlatılmıştır. Üçüncü bölümde ise, Yahudilerin sadece bu Mabed'de icra ettikleri ibadetler ve zaman içinde Mabed ile ilgili ortaya çıkan uygulamalar anlatılmıştır. Bunun yanında, Süleyman Mabedi'nin Yahudiler için önemine değinilmiştir. Süleyman Mabedi'nin, İslam literatüründeki yeri belirtilmiş ve bununla ilgili olarak Kubbetü's Sahra ve Mescid-i Aksa anlatılmıştır. Sonuç bölümünde ise genel bir değerlendirme yapılmıştır.Item TÜRK HALK İNANÇLARINDA BÜYÜ VE BÜYÜ İLE İLGİLİ UYGULAMALAR(ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ ANABİLİM DALI ( DİNLER TARİHİ )) SİPAHİ, Abdulkadir (Yazar); ERDEM, Mustafa (Tez Danışmanı)İnsanlık tarihinin en eski devirlerinden beri bilinen ve uygulanan bir faaliyet olan büyü, dînî ve din dısı düsüncelerle yakın veya uzak bir iliski içerisinde olmustur. Toplumların maddi ve manevi hayatlarında olumlu ya da olumsuz etki bırakarak, hayatın belli dönemlerinde; evlilik ve dogum gibi zamanlarda yogunluk kazanarak ortaya çıkmıstır. Büyü, tabiatüstü güçlerle iliski kurarak tabiatın ve tabiattaki varlıkların etki altına alınabilecegi inancından kaynaklanmaktadır. Bu sayede büyünün, ruhlar ve diger varlıklar üzerine etki edebilecegine inanılmaktadır. Büyü olayları kendi gönlünce olusturma ve yönetme isteginden dogmaktadır. İnsan istedigine ulasamayınca, istegine kavusabilmek için büyüye basvurmaktadır. Bu da insanın acizlik, güçsüzlük ve çaresizliginin dogal bir sonucudur. Büyüyü hazırlayan sebeplerin basında; insanın psikolojik durumu, esrarengiz ve bilinmeyene karsı merakı, inanç boslugu, gelecegi ve bilinmeyeni ögrenme arzusu, cin, peri ve dev inancı gibi bir kısım batıl inançların etkili oldugu görülmektedir. Büyücüler, büyülerini yaparken birtakım materyal ve çesitli araçlar kullanmaktadır. Bu araçların basında muska ve tılsımlar, ugurluklar (maskotlar), isim sayı ve renkler, kutsal kitaplar ve cinler bulunmaktadır. Halkımız arasındaki yaygın kanaate göre; kadın ve erkegin kısmetini açmak ya da kapamak, cinsel isteksizlik saglamak, kısırlıgı önleyerek dogumu kolaylastırmak, karı-koca arasını açmak veya sevgilerini artırmak v.b. gibi durumlarda büyüye basvurulmaktadır. Büyünün bir hakikati oldugu ve etkileri konusunda İslâm âlimleri arasında ortak bir fikir birligi olmasa da; büyünün en büyük etkisinin insan psikolojisi üzerine oldugu ve ruhunda bazı tesirler bırakmasıdır.Item YAHUDİLİK HRİSTİYANLIK VE İSLAM’IN PUTPERESTLİĞE BAKIŞI (KUTSAL KİTAPLAR AÇISINDAN BİR DEĞERLENDİRME)(ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ (DİNLER TARİHİ) ANABİLİM DALI) ERYİĞİT BADER, Aynur (Yazar); ERDEM, Mustafa (Tez Danışmanı)“Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam’ın Putperestliğe Bakışı” (Kutsal Kitaplar Açısından Bir Değerlendirme) başlıklı bu çalışma bir giriş, dört bölüm ve bir sonuçtan oluşmaktadır. Girişte, tezin amacı, önemi anlatıldı. Konumuza giriş olması açısından “put”un kelime, terim anlamları verildi, putperestliğin tarihçesi, putçuluğun yoğun olduğu bölgelere göre anlatıldı ve putperestlerin tanrı anlayışları üzerinde duruldu. “Birinci Bölüm”de genel çerçevesiyle Yahudilik’te Tanrı, İbadet ve Tanah’ta Putlar ve Putperestlik ele alındı. “İkinci Bölüm”de Hıristiyanlık aynı anlayış çerçevesinde içersinde incelendi. Buna bağlı olarak Hıristiyanlık’ta Tanrı, İbadet ve Yeni Ahit’te Putlar ve Putperestlik üzerinde duruldu. “Üçüncü Bölüm”de İslam”da Allah, İbadet ve Kur’an’da Putlar ve Putperestlik ele alındı. “Dördüncü Bölüm”de, karşılaştırma başlığı altında Yahudik, Hıristiyanlık ve İslam’da putperestlik, aralarındaki benzerlikler ve ayrılıklar açısından karşılaştırıldı. Sonuç bölümünde ise araştırmada varılan sonuçlar üzerinde duruldu. Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam, Allah’ın dışında yönelinen, tapınılan, her şeyi put, tapınanları da, putperest olarak nitelendirir. Her üç dinde de putlar ve putperestlerde iyi olmayan şeylerle vasıflandırılır, putlara yönelme şirk olarak değerlendirilerek yasaklanır ve cezasının ebedi cehennem olduğu belirtilir. Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam dini, tanrı vasıflarında bazı farklılıklar vardır. Ancak putlara ve putperestlere bakış açılarında bir farklılık görünmemektedir. Bu açıdan bu üç dinin aralarında uzlaştırıcı ve birleştirici yönler, ayırıcı ve bölücü olanlardan daha fazladır.