Browsing by Author "Kozan, Mert"
Now showing 1 - 4 of 4
Results Per Page
Sort Options
Item Mauro Orbini'nin IL Regno Degli Slavi adlı eserinin I. bölümünün çevirisi ve tahlili(Ankara : Ankara Üniversitesi : Sosyal Bilimler Enstitüsü : Tarih Ana Bilim Dalı : Ortaçağ Tarihi Bilim Dalı, 2021) Şimşek, Halil İbrahim; Kozan, Mert; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiBu çalışmada Benedikten Başrahip (Abbot) Don Mauro Orbini'nin ilk basımı 1601 yılında yapılan IL Regno Degli Slavi (Slavların Krallığı) adlı kitabı incelenmiştir. Çalışmanın amacı, erken dönem Dalmaçyalı hümanistler arasında görülen Mauro Orbini'nin eserini tanıtarak literatürümüze kazandırmak ve görüş ve düşüncelerini tahlil etmektir. Kitabın incelenen bölümü, ağırlıklı olarak M.S. V. ve XV. yüzyıllar arasında Balkanlar, Orta ve Doğu Avrupa ile Baltık kıyılarından müteşekkil büyük bir coğrafyada yaşayan Slav halklarının kökenlerini, kurdukları devletleri, yaptıkları savaşları, inançlarını ve kültürlerini konu edinmiştir. Orbini, bu uzun zaman aralığı ve geniş coğrafya içerisinde, çok eski zamanlardan başlamak suretiyle kendi zamanına (XVI. Yüzyıl) kadar olan süreçte Slav adında bir ve bütünleşik bir halklar topluluğunun hep var olduğunu iddia etmiştir. Bu teori bağlamında, Slav olmayan birçok halkı da, tarihin belli bir döneminde zikredilen coğrafyada yaşamış olmalarının yanısıra askeri zaferlere de sahibi olmaları nedeniyle Slavlar arasında saymıştır. Orbini, teorisini inşa ederken, sıklıkla Jordanes, Procopius gibi geç antik dönem tarihçilerin eserlerini, XIV ve XVI. yüzyıl arasında yaşamış Alman hümanist tarihçilerin çalışmalarını, erken dönem Bohemya ve Leh kroniklerini, Pribojeviç ve Tubero'nun etnisitenin dil temelli olarak belirlenebileceği düşüncelerini, Eski Ahit kaynaklı Nuh soyunun göçü (migration of Noah's Sons) ve Yafes'in soyundan gelme (descendants of Japheth) gibi inançları temel almıştır. Orbini, Got akımı, Sarmatizm, İlirizm gibi fikirlerden etkilenmiştir. Bu tür bağlamlar, Mauro Orbini'nin Magnus Opus'u olan İL Regno Degli Slavi adlı eserinin senkretik özelliklere sahip bir tarih anlatısı olduğunu göstermektedir. Çalışmanın, başta İlirizm olmak üzere PanSlavizm ve Yugoslav ideolojilerin kökenlerinin, farklı yönlerinin ve özelliklerinin anlaşılmasına katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir. In this study, the book IL Regno Degli Slavi (Kingdom of the Slavs), which was first published in 1601 in Pesaro Italy by Benedictine Abbot Don Mauro Orbini, was examined. The aim of the study is to introduce the work of Mauro Orbini, which was seen among the early Dalmatian humanists, to bring it to our literature and to analyze his views and thoughts. The analyzed part of the book is mainly dealt with the origins, states, wars, cultures, and beliefs of the Slavic peoples, living in a vast geography, including the Balkans, Central, and Eastern Europe, and the Baltic coasts, during the middle ages (5th-15th centuries, CE). Orbini claimed that, within this long time span and wide geography, starting from ancient times until his time (16th century) there was always a sui generis integrated community of peoples called Slavs. In the context of this theory, he counted many non-Slavic peoples among the Slavs on the ground that they lived in certain geography in a certain period of history, as well as having military victories. While constructing his theory, Orbini frequently referred to the works of late antique period historians such as Jordanes and Procopius, German humanist historians from the 14th and 16th centuries, early Bohemian and Polish chronicles, Pribojevich and Tubero ideas that ethnicity can be determined on the basis of language, and the beliefs such as migration of Noah's Sons and descendants of Japheth from Old Testament. Orbini was influenced by the ideas such as Gothism, Sarmatism, and Ilirism. Such contexts show that Mauro Orbini's Magnus Opus, Il Regno Degli Slavi, is a historical narrative with syncretic properties. It is considered that the study will contribute to the understanding of the origins, different aspects, and characteristics of PanSlavism and Yugoslav ideologies, especially Illyrism studies in Turkey.Item Ostrogotlar ve Büyük Theodericus Dönemi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2014) Kozan, Mert; Delilbaşı, Hediye Melek; Ortaçağ TarihiGotlar, Güney İskandinavya'nın Gotland bölgesinde ortaya çıkmış bir kavimdir. II. yüzyıldan itibaren Scythia, Dacia ve Pannonia'da yaşamışlar, III. ve IV. yüzyıllarda Doğu Roma İmparatorluğu'nun topraklarını yağmalamışlar ve Aryanizmi benimsemişlerdir. İki Got kralından biri Roma İmparatoru'nun tahtına oturmuş, diğeri ise İspanya ve Galya'nın önemli bir bölümünü denetimi altında tutmuştur. 15. yüzyılda son Gotların ikamet ettiği Kırım'ın 1475'te Osmanlılar tarafından fethi ile bu büyük ulusun siyasi varlığı sona ermiştir. Artık Got adı sonsuza kadar Avrupa siyasi tarihinden silinmiştir. Ancak Avrupalıların hafızasında ve folklorlarında izleri halen devam etmektedir.Item Tarih sahnesine çıkışından Hippo Regius kenti'nin ele geçirilmesine kadar vandallar (435)(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021) Aksoy, Seda; Kozan, Mert; Ortaçağ TarihiVandallar İskandinavya'dan göç etmiş bir kavimdir. II. yüzyıldan itibaren Panonia, Dacia bölgesinde yaşamaya başlamışlardır. Bu tarihten itibaren Roma İmparatorluğu topraklarında bir süre müttefiklik yapmışlardır. IV. yüzyıl başlarında beraberindeki Vandal, Alan ve Süev grupları ile birlikte 406 yılında Ren Nehri boyunca ilerlemişlerdir. Bu göç hareketini sırasıyla Galya, İspanya ve Afrika topraklarında gerçekleştirmişlerdir. 429 yılında Kuzey Afrika'ya yaklaşık 80.000 kişilik bir grupla gelen Vandallar 435 yılında Hippo Regius kentini ele geçirdiler.Item Vandal Tarihine Genel Bir Bakış: Vandalların Ortaya Çıkışı ve Afrika’da Kalıcı Bir Yurt Edinmelerine Kadar Geçen Süreç Hakkında Genel Bir Değerlendirme(Ankara Üniversitesi, 2020-07-27) Kozan, Mert; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiV. yüzyıldan itibaren dağılmaya başlayan Roma dünyasına büyük bir darbe indirmeyi başarmış bir kavim olan Vandallara bugüne değin tarihçiler tarafından gereken önem gösterilmemiştir. Oysaki Vandallar Kartaca'yı işgal ettikleri 439'lu yıllardan itibaren Batı Roma İmparatorluğu’nun gölgesinde bir kavim olmaktan çıkıp tarihte büyük öneme sahip bir krallık yaratmayı başardılar. 450-500 yılları arasında Akdeniz siyasetine hâkim oldular ve 50 yıl daha hem ekonomik hem de kültürel olarak önemli bir devlet konumunda kaldılar. Ancak bu “peri masalı”nın sonu yıldırım hızıyla geldi. 534 yılında Kartaca ve Vandal krallığı, Iustinianos'un Roma’yı yeniden ihya etme teşebbüsü neticesinde ele geçirildi ve Vandallar sonsuza kadar tarih sahnesinden çekilmek zorunda kaldı. 21. yüzyılda Vandallar şiddet ve kültürsüzlük için adeta bir metafor olarak kullanılmaktadır. Bu süreç kuşkusuz Fransız Devrimi’nden itibaren süre gelmektedir. Vandallar, yaşadığımız yüzyılda özellikle Roma Cumhuriyeti üzerine yapılan güzellemeler neticesinde Roma Cumhuriyeti karşıtı grupların baş listesine eklenmiştir. Çünkü Romalıların elinde bulunan zengin eyaletlerden birini ele geçirmişi Roma’nın Akdeniz’deki üstünlüğüne son vermiştir. Ancak unutulan bir olgudur ki Roma; Vandallar Afrika’ya geçtiğinde ne cumhuriyetti ne de o eski ihtişamındaydı. Vandal Kralığı Geiserich, tarih sahnesine unutulmayacak bir zamanda çıkan özel bir insandı. Geiserich toplumunun yaşadığı zor zamanlarda onlara önderlik etmiş ve yarım yüzyıl gibi kısa bir süre zarfı içerisinde onları Akdeniz’in önemli bir topluluğu haline getirmiştir. Makalemizdeki temel amaç Vandalların Afrika’ya geçişi ve burada kalıcı bir yurt edinmelerine kadar olan süreci incelemektir.