Devletin Hüküm Ve Tasarrufu Altındaki Tescil Dışı Alanların Hukuki Durumları Ve Bu Alanların İmar Uygulamalarındaki Yeri

No Thumbnail Available

Date

2013

Journal Title

Journal ISSN

Volume Title

Publisher

Ankara : Ankara Üniversitesi : Fen Bilimleri Enstitüsü : Gayrimenkul Geliştirme Ve Yönetimi Anabilim Dalı

Abstract

Devletin hüküm ve tasarruf altında bulunan tescil harici alanlar herkesin istifadesine açık olan denizler, göller, nehirler, tarıma elverişli olmayan, kayalar, tepeler, dağlar gibi sahipsiz alanlar ile devlet veya bir kamu tüzel kişisi tarafından herkesin veya bir kısım halkın yararlanmasına terk ve tahsis edilen yollar, yaylaklar ve kışlaklar gibi taşınmazları kapsar. Günümüzde bu alanlarında ekonomik bir değer ifade etmesi nedeniyle bu çalışmada devletin hüküm ve tasarrufu altındaki alanların mevcut hukuk sistemindeki özellikle imar uygulamalarındaki yerini belirledikten sonra söz konusu alanların mutlak suretle kayıt (tescil) altında olması gerektiği görüşü ortaya çıkmıştır. Ekonomik bir değer ifade eden her unsurun, nicelik ve nitelik olarak kayıt altında olması, sosyoekonomik yapının ihtiyaç duyduğu planların sağlıklı hazırlanması ve hazırlanan planların uygulanabilirliği açısından önemli görülmektedir. Mevcut kaynakların kayıtlı ve güncel olması, ekonomik ve sosyal gelişmenin hiç kuşkusuz önünü açacaktır. Bu nedenle kapitalist sistemlerde, gelişmenin temel koşulu tüm varlıkların kayıt altına alınması olduğu savunulabilir. Nitekim Hernando De Soto “Sermayenin Sırrı” isimli kitabında, kapitalist sistemlerin başarılı olduğu gelişmiş ülkelerde, tüm ekonomik varlıkların kayıt altında olduğunun ve ekonomik bir değeri ifade eden varlıkların kayıt altında olmasının söz konusu varlıkların zenginliğe dönüştürülmesinin altında yatan temel neden olduğuna vurgu yapılmıştır. Türk Hukuk Sistemi’nde taşınmazlarla ilgili işlemlerde kullanılan bir hakkın ayni hak olması ve üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilmesi, ancak tescil ile mümkün olduğundan, ii tescil dışı alanların varlığı, hakların korunması ve savunulması yönünden de hukuki altlığı teşkil etmektedir. Her türlü kayıt dışılığın Hazine’nin bir kaybı olduğu düşünüldüğünde, tescil dışı alanların varlığı da Hazineye ait taşınmazların tahrip edilmesi, işgali ve zamanaşımı gibi yollarla özel mülkiyete konu edilmesinin önünü açtığı görülmektedir. Araştırma sonuçlarına göre kaynaklar ancak kayıt altında iseler ekonomiye katılım anlamında bir değer ve anlam ifade edebilmektedirler. Bu kapsamda düşünüldüğünde, devletin hüküm ve tasarruf altında bulunan tescil harici alanların da esasında kayıt altına alınması ile her türlü iktisadi, sosyal ve hukuki işleme konu olmalarına imkan verilebilmektedir. Bu çerçevede devletin hüküm ve tasarrufu altındaki tescil harici alanların 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 1’inci maddesinde bahsedilen amaç doğrultusunda kadastrosunun yapılması ile söz konusu alanların ekonomiye kazandırılmasının mümkün olabileceği ortaya çıkmaktadır.

Description

Keywords

Kadastro, Kamu Malı, Devletin Hüküm, Tasarrufu Altındaki Yerler, İmar Uygulaması

Citation