Browsing by Author "AKKAYA, Mustafa (Tez Danışmanı)"
Now showing 1 - 6 of 6
Results Per Page
Sort Options
Item Çevre hukuku bakımından çevre hakkı(Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Anabilim Dalı) ELDELEKLİ, Buğrahan (Yazar); AKKAYA, Mustafa (Tez Danışmanı)Item Ekonomik suç tartışmaları ışığında Türk hukukunda vergi suçlarıAKKAYA, Mustafa (Tez Danışmanı); KÖKSAL, Buket (Yazar)Item TÜRK VERGİ HUKUKUNDA GERİYE YÜRÜMEZLİK İLKESİ(ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU HUKUKU (VERGİ HUKUKU)ANABİLİM DALI) ÖZGÜVEN, Ali Volkan (Yazar); AKKAYA, Mustafa (Tez Danışmanı)Bu tezin konusu, Türk vergi hukukunda geriye yürümezlik ilkesidir. Tez, giris ve sonuç bölümü dısında üç bölümden olusmaktadır. Giris bölümünde konunun takdimi ve çalısma planına yer verilmistir. Birinci bölümde, normların zaman bakımından uygulanması sorunu, geriye yürümezlik ilkesi ve kuramsal temelleri irdelenmistir. Vergi hukukunda geriye yürümezlik ilkesi baslıklı ikinci bölümde ise, ilke vergi hukuku açısından genis bir sekilde incelenmistir. Üçüncü bölümde ilke, idari islemler ve bir kısım yargı kararları açısından ayrıca ele alınmıstır. Sonuç ve degerlendirme bölümünde ise, ilkenin katı bir kural olmadıgı; ancak Anayasa'da ve hukukun genel ilkelerinde belirlenen temel hak ve özgürlüklere aykırı olması durumunda islev kazanacagı, dolayısıyla hukuki güvenlik ilkesine aykırı olan bir geriye yürümenin hukuken korunmasının mümkün olmadıgı, zira bunun hukuk devletinin bir geregi oldugu ifade edilmistir.Item Vergi idaresinin ön işlemlerden doğan hukuki sorumluluğu(Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Anabilim Dalı Vergi Hukuku Bilim Dalı) AYRANCI, Eda (Yazar); AKKAYA, Mustafa (Tez Danışmanı)Çalışmanın çerçevesi, vergi idaresinin, ?Ön İşlemler? ya da ?Mükellefi Denetim Yolları? başlığı altında ele alınan ve VUK?nun 127-152. maddeleri arasında düzenlenen ?Arama, Yoklama, İnceleme ve Bilgi Toplama? gibi davranışları sırasında, mükelleflere verdiği zararın ya da oluşturduğu hak kayıplarının nasıl ve hangi dayanaklarla giderileceği konusu ile çizilmiştir. Tarhiyat öncesinde büyük ölçüde korumasız kalan mükelleflerin, idarenin sorumluluğu mekanizması işletilerek korunması gerektiği düşüncesi ile başlanılan bu çalışma iki bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde, ön işlemlerin İdare, Vergi ve Ceza Muhakemesi Hukuku yönünden tabi oldukları hukuki rejim anlatılmıştır. İkinci bölümde ise vergi idaresinin tarhiyata hazırlık niteliğinde olan bu işlemlerinden dolayı sorumluluğu meselesi, idarenin sorumluluğu hukuku içerisinde değerlendirilmiştir. Çalışma, konuyla ilgili önemli tartışmaların yaşandığı ABD uygulamasından kısaca bahsedilerek tamamlanmıştır. AbstractFrame of this work has been drawn by the issue of how and on what basis, the damages done to tax-payers and the forfeitures created, by the tax administration in the course of its actions such as ?Search, Examine, Inspection and Fact-Finding?, regulated between 127-152 articles of Statute of Tax Procedure under the heading of ?Pre-transaction? or ?Ways of Auditing Tax-Payers?, can be remedied. This work which has been started with the idea of `tax-payers who remain considerably unprotected in the phase of pre-assessment of taxes should be protected by operating the liability of government mechanism? consists of two chapters. In the first chapter, the legal regime that pre-transactions are subjected in terms of Administrative Law, Tax Law and the Law of Criminal Procedure has been explained. In the second chapter, the issue of liability of tax administration due to its pre-transactions which are preliminary to assessment of taxes has been evaluated within the context of liability of government. The work has been completed by mentioning briefly the American practice which bears serious debates regarding the issue.Item VERGİ YARGILAMA HUKUKUNDA RE’SEN ARAŞTIRMA İLKESİ(ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU HUKUKU ANABİLİM DALI) ÖZKAN, Şener (Yazar); AKKAYA, Mustafa (Tez Danışmanı)Anayasa ve kanunlarla verilen görevlerin yapılması, kamu harcamalarının karşılanabilmesi için devletlerin vergi toplaması gerekmektedir. Devlet tarafından alınması zorunluluk olan vergi, bireyler için yük oluşturacaktır. Vergilendirme işlemi bireysel menfaat ile kamusal menfaatin çatışmasına yol açacaktır. Tek taraflı olarak işlem yapabilen idare daha fazla vergi toplamak amacıyla hukuka aykırı işlemler yapabilir. Aynı şekilde bireyler de üzerlerine düşen vergi yükünden kurtulmak için vergi kaçırma yollarını deneyebilir. İdare ve bireylerin yoğun şekilde karşı karşıya geldikleri vergilendirme ilişkisinde uyuşmazlıklar çıkacaktır. Taraflar arasında çıkan uyuşmazlıkların çözülmesi ile idarenin hukuk devleti anlayışı çerçevesinde hareket etmesi kamu yararı açısından çok önemlidir. Bu sebeple İdari eylem ve işlemlerin mahkemeler tarafından denetlenmesi tarafların olduğu kadar toplumun da yararınadır. İdarenin eylem ve işlemlerinin denetlenmesi idarenin hukuka uygunluğunun sağlanması ve bireylerin hukuksal korumasının sağlanması bakımından önemlidir. İdare üstün otoritesine dayanarak tek taraflı işlem yapabilecektir. Yargılama sırasında idarenin temsil ettiği kamusal boyut etkisini yargılamada da gösterecektir. Bunun yargılamaya yansıması da vergilendirmeye ilişkin eylem ve işlemlerin hukuka uygunluk denetimi sırasında olur. Bu durum karşısında yargılamada taraf eşitliğinin sağlanması gerekir. Yargılamada mahkeme tarafından kullanılacak araştırma yöntemi yargılama politikasına bağlı olarak belirlenir. Taraflar arasında eşitliği sağlayacak mekanizmalardan biri ve belki de en önemlisi hakimin yargılama sürecinde aktif olmasıdır. Çalışmamızın konusu vergi yargısında geçerli olan en önemli ilkelerden re'sen araştırma ilkesidir. İdari yargı içinde yer alan ilke, vergi yargılama hukukunda da geçerlidir. İlke İdari Yargılama Usulü Kanununu 20. maddesinde düzenlenmiştir. Bu ilke hakime çok geniş yetkiler vermektedir. Re'sen araştırma ilkesine göre mahkeme yargılama sırasında her türlü incelemeyi kendiliğinden yapacaktır. Hakim taraflardan ve ilgili yerlerden her türlü bilgi ve belgeyi isteyebilecektir. Hakim tarafların hukuki nitelendirmeleri ile bağlı olmayacaktır. Vergi bireylerin temel hak ve özgürlükleriyle doğrudan ilgilidir. Ülkemizde vergi yargısı idari yargı içinde yer almaktadır. Bununla birlikte ayrı bir vergi yargılama hukuku da söz konusudur. Vergi hukukunun kendine özgü yönleri, ilkenin uygulanmasında da kendisini gösterir. Vergi Usul Kanunu 3. madde çerçevesinde ilke ayrı bir önem kazanacaktır. Madde delil, ispat ve yorumla ilgilidir. Vergilendirme ilişkisinin temelini oluşturan olayların gerçek durumu, delil ve ispat yükü konuları mahkeme tarafından re'sen araştırma ilkesi çerçevesinde değerlendirilir. Bu çalışmada re'sen araştırma ilkesinin genel uygulamasına yer verilmiştir. İlkenin vergi hukukundaki özel önemi, uygulanmasına, sınırlarına ve uygulamadaki sorunlara değinilmiştir. Re'sen araştırma ilkesi bu yönleri ile mümkün olduğunca kapsamlı şekilde incelenmeye çalışılmıştır. İlkenin uygulanışı mahkeme kararları ışığında değerlendirilmiştir.Item YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN VERGİSEL SORUMLULUĞU(ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU HUKUKU ANABİLİM DALI (VERGİ HUKUKU)) CANYAŞ, Oytun (Yazar); AKKAYA, Mustafa (Tez Danışmanı)Bu tez çalışmasında, ülkemizde esas itibariyle idarenin vergi denetim yükünü hafifletmek ve bu yolla vergi kayıp ve kaçaklarını asgariye indirmek için oluşturulan 'yeminli mali müşavirlik' mesleğinin vergi hukukundaki konumu ve bu konuma bağlanan hukuki sonuçlar saptanmaya çalışılmıştır. Çalışma iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, ilk olarak, daha sonra yapılacak saptamalarda belirleyici olması nedeniyle yeminli mali müşavirlerin vergi hukuku ilişkisindeki konumu saptanmıştır. Bu amaçla, öncelikle, vergi ödevi ilişkisi incelenmiş ve yeminli mali müşavirlerin bu süreçteki konumları üçüncü kişi ödevli olarak saptanmıştır. Daha sonra ana hatları ile vergi sorumluluğu ve üçüncü kişi ödevlilerin vergisel sorumluluğu, bu kurumların tabi oldukları ilkeler ile vergi yargısı ve idaresi karşısındaki konumları da dikkate alınarak değerlendirilmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde ise, birinci bölümde çıkarılan sonuçlarla bağlantılı olarak, yeminli mali müşavirlerin başta tasdik ödevi olmak üzere yükümlendirildikleri tüm vergisel ödevler ve ödevlerin yerine getirilmemesine bağlanan idari ve cezai yaptırımlar detaylı bir biçimde incelenmiştir. Sonuç olarak, Türkiye'deki yeminli mali müşavirlik sisteminin ciddi hukuka aykırılıklar taşıdığı tespit edilmiştir.