Browsing by Author "Vural, Hasan Sayim"
Now showing 1 - 10 of 10
Results Per Page
Sort Options
Item BM çocuk hakları sözleşmesinde çocuğun inanç özgürlüğü(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020) Geliş, Aslı; Vural,Hasan Sayim; Vural, Hasan Sayim; Siyasal Bilgiler FakültesiBu tez çalışması, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi'nde tanımlanmış bir hak olarak çocuğun inanç özgürlüğünü incelemeyi amaçlamaktadır. Bu inceleme ile çocuğun inanç özgürlüğünün gerçek anlamda bir hak olarak çocuğun kendisi tarafından kullanmasının mümkün olup olmadığı ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu tez çalışmasının ilk bölümünde öncelikle çocuk ve inanç özgürlüğü kavramı, uluslararası hukukta çocuk hakları ele alınmıştır. Tez çalışmasının ikinci bölümünde ise BM Çocuk Hakları Sözleşmesi'nde çocuğun inanç özgürlüğüne hâkim olan ilkeler incelenmiş olup özellikle madde ile ilişkili olarak çocuğun üstün yararının gözetilmesine ilişkin bir inceleme gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın sonuç bölümünde ise çalışmadaki bulgulara yönelik genel bir değerlendirme sunularak verili durumun olumlu ve olumsuz yanlarının altı çizilmiştir. This thesis study aims to examine children's freedom of belief on the UN Convention on the Rights of the Child. With this examination, it is tried to be determined whether it is possible for the child his/herself to use the freedom of belief as a real right or not. In the first part of this thesis study, firstly, the concept of child and freedom of belief, and children's rights in international law are discussed. In the second part of the thesis study, the principles that dominate the child's freedom of belief were examined in the UN Convention on the Rights of the Child, and an investigation was carried out regarding the best interests of the child, especially in relation to the article. In the conclusion part of the study, a general evaluation of the findings in the study is presented and the positive and negative aspects of the given situation are underlined.Item Bir gözetim aracı olarak büyük veri: Temas takip uygulamalarının karşılaştırmalı bir analizi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Tanrıverdi, Mustafa; Vural, Hasan Sayim; Siyaset Bilimi ve Kamu YönetimiBu çalışma, 20. yüzyılın sonu ve 21. yüzyılın başında yaşanan teknik ve teknolojik değişimlerin etkisiyle gözetim pratiklerinde yaşanan değişimi büyük veri üzerinden açıklamayı amaçlar. İnternetin yaygınlaşması, akıllı cihazlara sahiplik oranlarının artması gibi faktörlerin etkisiyle kişisel, sosyal ve diğer pek çok alanda kişisel veri üretiminde ciddi artış yaşanırken gözetim olgusu da bundan etkilenmiştir. Yeni gözetim araçlarının ortaya çıkışı, gözetim ve gözetime bağlı güç ilişkilerini, denetleyenler ile gözetlenenler arasındaki ilişkiyi değiştirmiştir. Bunun yanında gözetim zaman ve mekân olarak da değişimlere uğramıştır. Teknolojik imkanlar hem günlük hayatın pek çok unsurunu gözetim pratiklerine uygun hale getirmiş hem de hedeflediği kişi ve alanlar bakımından gözetimi genişletmiştir. Bu kapsamda, çalışmanın birinci bölümünde ilk olarak gözetim teorileri modern öncesi, modern ve post-modern başlıkları etrafından ele alınmıştır. Ayrıca gözetim çalışmalarında bir eşik olarak panoptikon metaforunun rolü de ihmal edilmemiş, gözetim teorileri panoptik ve panoptik-sonrası olarak da incelenmiştir. Birinci bölümün ikinci kısmında ise günümüzün moda sözcüklerinden biri olan ve veri üretimi, saklanması, işlenmesi ve analiz edilmesinde yaşanan değişimi ifade eden büyük veri olgusu incelenmiştir. İlk olarak kavram ve kavramın tanımlayıcı özellikleri tanıtılmış, ardından kavrama yaklaşımlar olumlu, olumsuz ve eleştirel olarak sınıflandırılmıştır. Çalışmanın ikinci bölümünde yeni bir gözetim pratiği olarak büyük veri gözetimi araştırılmıştır. Bu kapsamda hem veri gözetimi olgusu hem de veri temelli diğer gözetim teorileri incelenmiş ve ulusal güvenlik, reklamcılık ve pazarlama ile yönetişim büyük veri gözetiminin üç alanı olarak tespit edilmiştir. Çalışmanın üçüncü bölümü ise büyük veri gözetiminin yönetişim alanındaki pratiklerine yer verilmiştir. Buna yönelik olarak öncelikle gözetim ve halk sağlığı arasındaki ilişki incelenmiş, ardından koronavirüs pandemisi sürecinde hayatımıza giren teknolojiler, gözetim çalışmaları perspektifiyle açıklanmıştır. Son olarak ise bir büyük veri gözetimi pratiği olarak temas takip uygulamaları karşılaştırmalı olarak analiz edilmiştir.Item İnternette unutulma hakkı / Right to be forgotten on the internet(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020) Tok, Gökhan; Vural, Hasan Sayim; Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesiİnternet ve bilgi teknolojilerinin gündelik yaşam pratiklerinde ve bilgiye erişme yöntemlerinde sebep olduğu değişimler insan haklarının yeniden yorumlanmasına ya da yeni haklar tanımlanmasına neden olmaktadır. Unutulma hakkı bireylerin geçmişte yaşadıkları olumsuz olaylara ilişkin meşru yayınların olumsuz etkilerinden bu bireyleri korumak üzere söz konusu bilgilere üçüncü tarafların erişimlerinin kısıtlanması olarak tanımlanabilir. Mahremiyet, kişisel verilerin korunması ve kişinin şöhretinin korunması haklarına dayandırılan unutulma hakkı ifade özgürlüğü, medya özgürlüğü ve kamuoyunun bilgiye erişme hakkı gibi hakları kısıtlamaktadır. Bu tezde unutulma hakkı; fikri ve teorik temelleri, sürekli gelişen ve değişen internet dünyası ile pozitif hukuktan örnekler göz önünde bulundurularak eleştirel bir incelemeye tabi tutulmaktadır. İnternetin yeni yaygınlaştığı ve çevrimiçi hayat ile çevrimdışı hayat arasındaki mesafenin daha uzak olduğu yıllarda oluşan pek çok sorunun çözümü olarak sunulan unutulma hakkı teorik temelleri ve başka hakları ihlal etmeden nasıl korunacağı henüz tutarlı bir şekilde ortaya konamamış bir kavramdır. Bu çalışmada unutulma hakkının ancak çok sınırlı bir alanda ve istisnai koşullarda uygulanabilecek bir hak olduğu, unutulma hakkının mahremiyet ve veri koruma haklarından ziyade ifade özgürlüğü çerçevesi içinde düşünülmesi gerektiği savunulmaktadır.Item Kamerun'da elitler, klientalizm ve yolsuzluk(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020) Yaya, Alhadjı Buharı; Vural, Hasan Sayim; Siyaset Bilimi ve Kamu YönetimiKamerun'daki artan yolsuzluk ve klientelizm oluşan elit sınıfıyla beraber sadece politika yapanların dikkatini çekmemiş aynı zamanda akademik yazılarda da artışın görülmesini sağlamıştır. Akademisyenler elitlerin klientelizmi ve bunun rüşvetin bir formu olarak birleşmesi hariç olmak üzere Kamerun'daki yolsuzluğun ve klientelizmin farklı yönlerine çalıştılar. Klientelizmin, Yolsuzluğun ve Elitlerin davranışlarının etkisi sosyo-ekonomik ve politik gelişmeleri ile güçlü bağlantıları olan Batı Afrikalı uluslar için çok büyük bir tökezleyici blok oldu. Bu tez, sosyal, siyasal ve ekonomik kalkınmanın gelişmesi için elverişli bir ortam geliştirmek amacıyla seçkin sınıf içinde değişimi yönlendirmek ve etkilemek için sağlam bir politika tanımlaması yapıyor ve aynı zamanda yoksulluk ve Anglophone krizi gibi geçtiğimiz üç yıldır ülkeyi karanlığa sürükleyen sosyal hastalıklarla ilgilenmektedir.Item Neoliberal dönemde Tahran’da ve Ankara’da işportacılık(Ankara : Ankara Üniversitesi : Sosyal Bilimler Enstitüsü : Siyaset Bilimi Ve Kamu Yönetimi Anabilim Dalı : Siyaset Bilimi Bilim Dalı, 2019) Emami, Mehrdad; Vural, Hasan Sayim; Siyasal Bilgiler FakültesiOrta Doğu ülkelerinde 1990’lardan itibaren neoliberal politikaların ortaya çıkışı toplumsal yaşamı farklı biçimlerde etkilemiştir. İşsizlik krizi, emeğin güvencesizleştirilmesi, kırdan kente yoğun göç dalgaları ve mültecilerin sayısal artışı gibi süreçler bu bölgedeki kentlerin durumunu köklü bir şekilde değiştirmiştir. Enformel ekonominin süratli gelişimi bu büyük dönüşümün bir parçasıdır. Enformel ekonominin önemli bir bileşeni olan işportacılık ise Orta Doğuda’ki neoliberal kentler bağlamında en çok görünürlüğe sahip olan iştir. Bu çalışmada işportacılık Tahran ve Ankara şehirleri çerçevesinde ele alınmıştır. Bu bağlamda enformel ekonominin tanımları, işportacılığın biçimleri, İran ve Türkiye’deki işportacılık üzerine araştırmalar incelenmiştir. İşportacılığın önemini vurgulamak üzere kent yoksullarına yönelik Marksist ekonomi politik teorilerine başvurulmuştur. Marx’ın artık-nüfus ve yedek işgücü ordusu teorisi bu bağlamda incelenmiştir. Bunun yanı sıra, Orta Doğu ülkeleri ile ilgili önemli akademik katkıları olan Asef Bayat’ın eserleri ve kuramı ise bu çalışmanın başka bir odak noktasıdır. Bir yandan Bayat’ın sessiz taşma ve pasif ağlar teorilerini eleştirmeye çalışırken öte yandan Bayat’ın Post-İslamcılık teorisini göz önüne alarak Tahran ve Ankara’daki neoliberal kentlerin gelişimi, kent yoksullarının durumu, yerel hükümetlerin yıldırma politikaları ve işportacılar, atık toplayıcılar, evsizler, dilenciler ve sokakta çalışan çocukların hikayeleri dahil olmak üzere Post-İslamcılar tarafından kent yoksullarına yönelik sürdürülen politikalar ele alınmıştır. In the Middle East the appearance of neoliberal policies since 1990’s has impressed social life in different ways. Developments such as unemployment crisis, precarization of labor, intense migrant waves from rural to urban areas and numerical increase of refugees or asylum seekers have radically changed the condition of the Middle Eastern cities. Rapid development of informal economy is a part of this great transformation. Street vending as an important component of informal economy has the most visibility in the neoliberal cities of the Middle East. This study aims at the analysis of street vending in the context of Tehran and Ankara. In this regard, the study deals with definitions of informal economy, forms of street vending and studies on street vending in Iran ve Turkey. In order to highlight the importance of street vending we preferred referring to Marxist political economy theories regarding the urban poor. Thereby Marx’s theories of surplus population and reserve army of labor has put into account. Moreover, the other focal point of the study is about Asef Bayat’s works and theories regarding the urban poor in the Middle East. On the one hand, the study seeks to criticize “quiet encroachment” and “passive networks” theories while on the other hand it tries to consider the development of neoliberal cities and intimidatory policies of local governments regarding street vendors, beggars, waste collectors, street urchins and homeless people by taking into consideration of Bayat’s Post-Islamists theory.Item Parlamenter siyasette İslami hareketler:Mısır Müslüman Kardeşler Hareketi(1928-2013)(Ankara : Ankara Üniversitesi : Sosyal Bilimler Enstitüsü : Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Anabilim Dalı : Siyaset Bilimi Bilim Dalı, 2019) Malhem, Mohamad Jaber; Vural, Hasan Sayim; Siyasal Bilgiler FakültesiAraştırma, Arap Parlamentolarında İslami hareketlerin realitesini ve yükselişini, özellikle, Mısır tarihinde sahip olduğu önemi, İslam âleminde ortaya çıkan yeni İslami hareketlerin en büyüğü olması ve iktidara geldikten sonra kendisinde meydana gelen değişimler açısından Mısır'daki Müslüman Kardeşler'in durumunu ele almaktadır. Bu yüzden araştırma, mefhum, hedefler, düşünceler ve kendisindeki aşırılık ve sapma bakımından İslami hareketlerin realitesine odaklanmıştır. Ardından araştırma, İslami hareketlerin Arap ülkelerinde yükselişine katkıda bulunan sebepleri açıklamaktadır. Aynı şekilde bu yükselişe mebni olan sonuçlara ek olarak İslami hareketlerin parlamento çalışması ve siyasi katılımın sebeplerini beyan etmektedir.. Araştırma, İslami hareketlerin bakış açısını açıklamayı hedeflemiş ve Mısır'da Müslüman Kardeşler'in, Filistin'de Hamas Hareketinin, Fas'taki Adalet ve Kalkınma Partisinin ve Tunuslu en-Nahda Partisinin bakış açısına odaklandı. Aynı şekilde araştırma Mısır'daki Müslüman Kardeşler'in doğuşundan itibaren durumunu, gelişim aşamaları ve yönetime gelene kadar sistemle olan ilişkilerini incelemekte, parlamentodaki gelişimi ve Batıyla olan ilişkisini açıklamaktadır. Araştırma, İslami hareketlerin iktidara gelmelerine yönelik Batılıların yaklaşımlarına değinmektedir. Aynı şekilde, Müslüman Kardeşler'in parlamentodaki çalışmasına yönelik bir rahatsızlık durumunun olduğu sonucuna varmıştır. Çünkü onlar, toplumsal, siyasi ve ekonomik sorunlara yönelik çözümler sunamamalarının yanı sıra İhvân, hala da vatandaşların ihtiyaçlarına cevap verecek ve onların güvenliklerini koruyacak bir yöntemle devlete göç getirememektedir. Onlar sadece devleti ihvânlaştırmak ve bağlantılarına hakim olmak için çalışıyorlar. Araştırma, Müslüman Kardeşler Hareketinin, içinde şiddet yöntemleri da olmak üzere, cemaatin yaşam dönemleri boyunca bakış açısının gerçekleşmesi için tüm yöntemleri kullandığını, işitme ve itaat etme kanununun cemaatin çalışmasına hakim olduğunu, iç ilişkilerini düzenlediğini ve İhvân-Amerikan ilişkilerinin ellili yıllardan bu güne değin devam ettiğini açıklamıştır. Bu ilişkiler çerçevesinde Müslüman Kardeşler Cemaati, Batıyı razı etmek için bütün uluslararası anlaşmalara bağlı kalmıştır. Öyle ki bütün alanlardaki siyasi işlerdeki alışverişte Müslüman Kardeşler Hareketinin pragmatik özelliği ortaya çıkmıştır. Bu, geçen onlarca yıllar boyunca ideolojik bağlılık ve değişik hükümetlere muhalefet ile nitelenen siyasi söylemlerinin aksinedir. The study ,in general, shed some light on the Islamic conceptualiz-ation of politics that factioned real closely to the desion making in some parts of the political life whether of Arab countries and others non-Arab Islamic ones. The study deal with a reality of the noticed influence and ascension of islamic movements in most Arab parliements, particularly the case with Muslim Brotherhood in Egypt, as one of the true active parts in Egyptian history. Muslim Brotherhood is considered by many thinkers and historians to be the greatest modern islamic movement that rose so far in the islamic world. As the Muslim Brotherhood eventually came to seize ,actually and literally, the rule of Egypt in 24 June 2012 by succeeding in first real civil elections, it was one of the urgent requirement for such movement to make some change at the organizational level. So, the study focused on the contemporary reality of the islamic movements in means of concepts, goals and thoughts, and the attitude about religious extremism. The study clarified the most important reasons the contributes for islamic movements to rise in Arab countires, as well as the consequences of such rising. The study also take some points about the attitudes of the movements on parliamentary work, also study their motives of political participation. The research aims toward clarify the vision of these movements, such as studying each one alone. E.g recognising the orientations of the Muslim Brotherhood in Egypt and Hamas in Gaza, the visions of the Moroccan Justice and Development Party and the expectations of the tunisian Renaissance Party. However although, the research starts from the beginings in someways, when analysis the situation of the Brotherhood in Egypt since the creation. Also, and sequentially the study concerns about the development of the Muslim Brotherhood and their ties to the regime till the day they took won the power. Gradually. The Brotherhood is been studied on the parliamentary level such as evaluating their pheasant in the parliament and their performance, and the relationship with the West. The rising of the islamic current is not unnoticed by the West, so in this research the Western attitude would be closely studies about their visions and expectation on the Islamists reach to power. We cannot deny the from their point of view, the West was not satisfied about their performance as regards the social, economic or even the political cases that they handeled in th parliament. The West commented in many occasions that the Islamic Brotherhood is still not able to give any new solutions for the old problems, in other meaning they are still unable to handle the state in ways they can forget their interests. The West accuses the brotherhood of negligence to the citizens needs and problems, even in security ,sometimes the Brotherhood couldnot keep the situation under control. In addition, the Brotherhood in many years of its life try to apply the concept of obedience inside their group, even by violence. The relationship between those two parties was full with tides, while the West was saying that "El ikhuan" are just interested in the state for themselfes and always can crush the opposition inside the brotherhood itself, it is not new that the Americans were always in contacts with them since the 1950s, such like hiden coordination every then and now. Thanks to those ties between the two, the Brotherhood kept respect to every international agrements or accords in ways that appeals to and gain the West's forsatisfaction. From here, we can see in the study that the Muslim Brotherhood was not true in their political speech for the people and the allies. The trajectory of pragmatism was appear in their political actions, not just political, but even almost in every area. That would be the disappointment for their allies in the brotherhood's ideology, when they take the advatage of their political status.Item Sekülerleşme ve Said Nursi(Ankara : Ankara Üniversitesi : Sosyal Bilimler Enstitüsü : Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Anabilim Dalı : Siyaset Bilimi Bilim Dalı, 2020) Polat, Esma Güneş; Vural, Hasan Sayim; Siyasal Bilgiler FakültesiModern yapısal farklılaşma olarak sekülerleşme dini özerk kurumsal alanına itmeye zorlasa da din ve kutsal ulus devletlerin yükselişinde ve siyasal kimlikte önemini korumuştur. Merkezileşme adımları ile Osmanlı İmparatorluğu'nun 19.yüzyılda mutlakiyetçi yapıya evrilmesi Müslüman uluslaşmaya tekabül etmiş ve bu uluslaşmanın sonucunda Türkiye Cumhuriyet'i belirmiştir. Seküler Cumhuriyet elitleri uluslaşmayı Türk ırkına dayandırmak için yaptığı reformlarla kutsal terimini sahiplenmiş ve laik bir sivil din inşa etmişlerdir. Kesintiye uğrayan Müslüman uluslaşma laik sivil dinin politikaları ile girdiği etkileşim sonucunda Müslüman-Türk kimliği etrafında varlığını sürdürmüş ve son tahlilde Milliyetçi-muhafazakâr bir sivil dine dönüşmüştür. Osmanlı geç dönemi düşünürü olarak Said Nursi modernlikle tanışmış ve öznelliğini inşa ederek İslam'da bir reformu hedeflemiştir. Said İslam'daki bu dönüşümü siyasal alanda beklediği hürriyet ve meşrutiyet ile mümkün görmüştür. Siyasal alanda beklediği bu dönüşümü göremeyen Said, dinde iman eksenli bir reformu sivil alanda kurduğu hareketinde inşa etmeye girişmiş; savunduğu hürriyet ve meşrutiyet değerlerini de bu hareketinde oturtmaya çalışmıştır. Said, inancın kimlikleştirilmesine karşıt, sivil toplum seviyesinde "hak, hakikat ve iman" terimleri etrafında kamusal bir söylem inşa etmiştir. Even though secularization as modern structural differentiation forces religion to its autonomous institutional domain, religion and sacredness has maintained its importance in the rising of nation states and political identity. By the centralization steps the evolution of Ottomon Empire to absolutist regime in the 19th century has corresponded to Muslim nationalization and as a result of this nationalization, the Republic of Turkey has emerged. The secular republican elits by their reforms to base nation upon Turkısh race have adopted the term of sacred and have constructed a laic civil religion. By the result of mutual effect with laic civil religion's policies interrupted Muslim nationalization has continued its existence around the Muslim-Turk identity and in the head, it has converted into a nationalist-conservative civil religion. Said Nursi as a late Ottomon thinker has made acquainted with modernity and by building his subjectiveness he has targeted reform in Islam. For Said, this change in Islam has seem possible by freedom and constitutionalism as his expectation in the political area. Said who could not see his expectations in the political area has embarked a faith-centered reform in religion in his movement constructed in civil society and he has strengthened freedom and constitutionalism values in his movement. In the civil society domain, Said has built a public discourse around the terms of "right, truth and faith".Item Türkiye'de din özgürlüğüne ilişkin anayasal güvence(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2012) Vural, Hasan Sayim; Sabuncu, Yavuz; Siyaset Bilimi ve Kamu YönetimiThis study aims at analyzing the constitutional protection of freedom religion in Turkey. Based on a critical evaluation of the literature, legal doctrine and jurisprudence on the issue, this study adopts an approach, which aims at taking rights and the integrity of constitution seriously; by employing a method focused on the legal analysis (rechtsdogmatik) of the subjective rights concerning freedom of religion.The protection afforded to the freedom of religion by the Constitution is conceptualized as a guarantee under the rule of law for persons to be free from coercion and illegitimate intervention pertaining to the field of religiosity. The guarantee is built by a host of constitutional norms functioning as determinants of the objective legal order, as well as the legal basis for various subjective rights claims. The basic tenets of the Republic (a secular state respectful to human rights under the rule of law) define the basic framework, within which such guarantee operates.The subjects of the rights, the respondents thereof and their respective responsibilities emerging from such rights, the scope and the limits of rights concerning freedom of religion are studied within the above mentioned understanding. Robert Alexy's theory of constitutional rights and particularly his model of principles-and-rules is adopted here in order to introduce an approach, which will enable us to analyze the complex legal issues arising from the need to determine the scope and the limits of freedom of religion, which, under the relevant constitutional regime, cannot be limited by statutory law.Item Türkiye'de insan hakları savunucularının ifade özgürlüğünün korunması(Ankara : Ankara Üniversitesi : Sosyal Bilimler Enstitüsü : İnsan Hakları Anabilim Dalı, 2019) Güvener, Anıl Işılay; Vural, Hasan Sayim; Siyasal Bilgiler FakültesiBu tez çalışmasında, Türkiye'de insan hakları savunucularının ifade özgürlüğünün korunması konusu ele alınmıştır. Tüm insanlar için en temel haklardan biri olan ifade özgürlüğü, insan hakları savunucuları için sıradan bir hak olmanın ötesinde özel bir yere sahiptir. İfade özgürlüğünün görmezden gelindiği bir yerde, insan hakları ve özgürlüklerinden, bu hak ve özgürlüklerin savunmasından söz etmek mümkün olmayacaktır. Bu bağlamda, insan hakları savunucularının ifade özgürlüğünü temel bir eylem aracı olarak kullanmaları şarttır. İlk bölümde, insan hakları savunuculuğu kavramı ve savunucuların ifade özgürlüğü ile kurduğu menfaat bağı dolayısıyla hak savunucuları için ifade özgürlüğünün önemi ele alınmış olup, savunucuların faaliyetlerini yürütürken maruz kaldıkları hak ihlalleri ve bu ihlallerin ifade özgürlüğü ile ne şekilde bağlantılı olduğu ele alınmıştır. Ayrıca insan hakları savunucularının ifade özgürlüğün nasıl korunacağı sorusuna yanıt aranmıştır. İkinci bölümde ise, Türkiye'de insan hakları savunucularının ifade özgürlüğüne ilişkin genel durum ele alınmış olup, bu anlamda hak savunucularının ifade özgürlüğünü kullanmalarının önündeki hukuki engeller olarak karşımıza çıkan TCK'nın 301. Maddesi ve TMK'nın 7/2. Maddesi özelinde, başarısız darbe girişimi sonrası 18 Temmuz 2016'da ilan edilen OHAL dönemi de dâhil olmak üzere yaklaşık 10 yıllık bir sürecin incelemesi gerçekleştirilmiştir. Bu inceleme, ilgili maddelere istinaden hak savunucularına açılan davalar üzerinden gerçekleştirilmiştir. İnsan hakları savunucularının ifade özgürlüğünün korunması ile bağlantılı olarak iç hukuktaki uygulama ve uluslararası ifade özgürlüğü standardı karşılaştırılmıştır. Tezin sonuç kısmında ise çalışmadaki bulgulara yönelik nihai bir değerlendirme sunulmakla birlikte konu üzerine gelecekte araştırma gerçekleştirecek olan araştırmacılara yol gösterilmeye çalışılmıştır. This thesis study is about the protection of human rights defenders' freedom of expression in Turkey. Freedom of expression, which is one of the most fundamental rights for all people, has a special place beyond being an ordinary right for human rights defenders. In a place where freedom of expression is ignored, it will not be possible to talk about human rights and freedoms or the defense of these rights and freedoms. In this context, it is essential for human rights defenders to exercise their freedom of expression as a primary means of action. In the first part of this thesis, the concept of human rights defender, the interest of human rights defenders with freedom of expression, the importance of freedom of expression for human rights defenders and the human rights violations against them while they are carrying out their activities and how these violations were related to freedom of expression was discussed. Moreover, the question of how to protect human rights defenders' freedom of expression was sought. In the second part of this thesis, the overall situation related to the freedom of expression of human rights defenders in Turkey was assessed, and in this sense, the legal obstacles to the exercise of freedom of expression of rights defenders were identified as Turkish Penal Code, Article 301 and Turkish Anti-Terror Law, Article 7/2. A period of approximately 10 years, including the State of Emergency period that was declared in 18 July 2016 after the failed coup attempt was examined. This examination was carried out on the basis of lawsuits filed against the rights defenders according to the relevant articles. In relation to the protection of human rights defenders' freedom of expression, the practice in domestic law and the international standard of freedom of expression were compared. In the conclusion part of this thesis, a final assessment for the findings of the study were presented and tried to guide to researchers who will carry out research on the subject in the future.Item Türkiye'de internet ve sosyal medyaya ilişkin düzenlemelerin kamusal alana etkisi: İfade özgürlüğü bağlamında bir değerlendirme(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Pir, Ahmet Emir; Vural, Hasan Sayim; Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimiİnternet ve sosyal medya, kamusal iletişimi sağlama özelliği bakımından son derece önemli bir kavramdır. Zira günümüzde bireyler; internet ve sosyal medya aracılığıyla kamusal meselelere ilişkin konularda kolayca bilgi sahibi olabilmekte, kanaat oluşturabilmekte ve fikirlerini rahatça ifade edebilmektedir. Bu nedenle, internet ve sosyal medyada ifade özgürlüğüne ilişkin yasal düzenlemeler, demokratik toplumların gelişimi ve sürdürülebilirliği açısından önemli bir kavram olan kamusal alanı da doğrudan etkilemektedir. Bu çalışmada, AİHM ve AYM kararları ışığında Türkiye'de internet ve sosyal medyada yapılacak paylaşımlara ilişkin yasal düzenlemeler ifade özgürlüğü bağlamında incelenmektedir. Daha sonra söz konusu müdahalelerin, internet ve sosyal medya vasıtasıyla oluşturulan kamusal alana olan etkisi değerlendirilmektedir.