Browsing by Author "Yavuz, Zikri"
Now showing 1 - 3 of 3
Results Per Page
Sort Options
Item Gazzaâlî'nin vahiy anlayışı(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021) Dündar, İbrahim Halil; Yavuz, Zikri; İlahiyat FakültesiTezimizde Gazzâlî'nin vahiy anlayışı iki dönem olarak ele aldık. Birincisi; ilahi sıfatlar temelli vahiy açıklaması, ikincisi ise akıl, nefs/ruh, ve kalp temelli vahiy açıklamasıdır. Gazzâlî birinci dönemindeki vahiy açıklaması Tanrı merkezlidir. Tanrı sahip olduğu sıfatları sayesinde özelliklede irade ve kelam sıfatı ile istediği zaman istediği bir kişiye vahiy gönderebilir. Gazzâlî'nin bu ilk döneminde kullanmış olduğu bütün felsefî yöntemlere rağmen, teolojik duruşunun merkezinde bütün realiteyi tamamen Tanrı ile ilgili mümkün bir ilişki olarak ortaya koyan Eş'arî doktrini vardır. Yani o, bir filozoftan çok, bir kelâmcı düşüncesiyle hareket etmiştir. Onun temel amacı dinî akideyi korumaktır. Bu akidenin temelinde Ehli Sünnet akaidinin, Tanrı'ya sıfat olarak verdiği mutlak irade kavramı yatar. Buna göre evrendeki bütün etkilerin mutlak kudreti ve iradesi Tanrı'nın elindedir. Gazzâlî'nin teolojik tartışmalarının merkezinde bu problem yer almaktadır. Gazzâlî felsefesinin ana teması aslında genel olarak İslâm felsefesinin Tanrı anlayışı ve Onun âlemle ilişkisidir. Gazzâlî bu meseleleri ilk döneminde bir Eş'arî kelâmcı bakış açısıyla ele almıştır. Gazzâlî'nin vahiy anlayışının ilk dönemi olarak adlandırdığımız kelâmcı anlayışın hakim bu çerçevede oluşmaktadır. Gazzâlî'nin ikinci olarak vahiy açıklaması ise akıl nefs/nefs ve kalp temelli açıklamasıdır. Buradaki vahyi açıklaması insan merkezlidir. İnsanda bulunan akıl nefs/ruh ve kalp ile vahyi nasıl elde ettğini açıklar. Gazzâlî ilk döneminde felsefenin vahiy öğretisini çok ciddi bir şekilde eleştirmiş olmasına rağmen daha sonra filozfların, özellikle de İbn Sînâ 'nın vahiy anlayışına yakın bir düşünce ortaya koyduğu görülmektedir. Gazzâlî'nin hakikati arama sürecinde felsefe ile olan münasebeti, onun vahiy anlayışını da etkilemiş görünmektedir. Bu konuda özellikle İbn Sînâ'dan etkilendiği ve onun bu konudaki bazı düşüncelerini kendi düşüncesine uyarladığı görülmektedir. Mesela Gazzâlî'nin, vahyin peygamber tarafından felekî ruhlardan nasıl alındığı ve ilham ile ilgili açıklamaları İbn Sînâ'nın hads (sezgi) konusundaki açıklamaları ile aynıdır. Her ne kadar bu döneminde İbn Sînâ'nın görüşlerinden etkilenmiş olsa da eleştirdiği noktalar da yok değildir. Çünkü Gazzâlî bu dönemde felsefî düşünceye yakın bir vahiy anlayışı ortaya koysa da onun bazı unsurlarını reddetmiş, bazılarını da dönüştürerek kendi anlayışına uyarlamıştır. Anahtar kelimeler: Gazzâlî, vahiy, kelâm, felsefe, tasavvuf, İbn Sînâ In our thesis, we discussed al-Ghazali's understanding of revelation as two periods. First one; revelation based on divine attributes, The second is the explanation of revelation based on the mind, soul / spirit and heart. The revelation in the first period of al-Ghazali is God-centered. Thanks to her attributes, God can send revelation to anyone she wants, especially with her will and word of speech. Despite all the philosophical methods used by al-Ghazali in this early period, at the center of her theological stance is the Ash'ari doctrine, which reveals all reality as a possible relation to God. That is, he acted with the thought of a theologian rather than a philosopher. Its main purpose is to preserve religious creed. At the basis of this creed lies the concept of absolute will given to God by the Ahl al-Sunnah creed as an adjective. Accordingly, the absolute power and will of all the effects in the universe are in the hands of God. This problem is at the center of al-Ghazâlî's theological discussions. The main theme of al-Ghazali's philosophy is actually the Islamic philosophy's understanding of God and His relationship with the world. Al-Ghazali handled these issues with an Ash'ari theological perspective in his early period. The predominant understanding of the theological understanding of Ghazali, which we call the first period of revelation, is formed within this framework. The second explanation of al-Ghazâlî for revelation is based on mind, soul, and heart. The explanation of revelation here is human-centered. The mind in man explains how he obtained revelation with the soul / soul and heart. Although al-Ghazali criticized philosophy's revelation doctrine very seriously in his early period, it is seen that later philosophers, especially Ibn Sînâ, put forward a thought close to the understanding of revelation. It seems that al-Ghazali's relationship with philosophy in the process of seeking the truth has also affected his understanding of revelation. It is seen that he was especially influenced by Avicenna and adapted some of his thoughts on this subject to his own thought. For example, al-Ghazâlî's explanations about how revelation was received from the philosophical spirits by the prophet and inspiration are the same as those of Ibn Sînâ on hads (intuition). Although he was influenced by the views of Ibn Sînâ during this period, the points he criticized are not absent. Because, although al-Ghazali presented an understanding of revelation close to philosophical thought in this period, he rejected some of its elements and adapted some of them to his own understanding by transforming them. Keywords: al-Ghazali, revelation, kalam, philosophy, mysticism, Ibn SînâItem Ruh-beden ilişkisi bağlamında teistik-materyalizm(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020) Yılmaz, Aykut Alper; Kılıç, Recep; Yavuz, Zikri; İlahiyat Fakültesiİnsanın nasıl bir varlık olduğu sorusu hem felsefe hem de dini inançlar açısından önemli bir soru olagelmiştir. Teistik inançlar ekseninde insan, tarih boyunca genellikle, ruh adı verilen gayri-maddi bir varlıkla özdeşleştirilmiştir. Bu genel kanaate itiraz eden teistler ise insanın maddi bir varlık olması gerektiğini iddia ederek, bu tutumun da teistik inançlarla çelişmediğini öne sürmüşlerdir. İnsanın maddi mi yoksa gayri-maddi bir varlık mı olduğu sorusu ekseninde süregiden bu tartışmanın, özellikle de günümüz insana ilişkin bilimsel ve felsefi çalışmaları bağlamında oldukça alevlendiği söylenebilir. Bu çalışmanın temel problemi de insanın tabiatının ne olduğu ve teistik inançların insanın tabiatı meselesini ele alma noktasında bazı kısıtlamalar getirip getirmediğidir. Bu bağlamda, güncel felsefi ve bilimsel verilere dayalı olarak günümüzde ne tür insan anlayışlarının ön plana çıktığı ve bunların teistik inançlar açısından ne tür bir önem taşıdığına değinilecektir. Ele alınacak diğer bir problem, insanın maddi bir varlık olarak ele alan görüşlerin gerçekten teizmle bağdaşmayan yönlerinin olup olmadığıdır. The question about the human nature has been important to religion as well as philosophy. In the axis of theistic beliefs, man has been identified with an immaterial/an intangible entity called the soul throughout history. The theists, who objected to this general opinion, claimed that human beings should be a material being and that this attitude does not contradict with theistic beliefs. It can be said that this debate, which continues on the axis of the question of whether man is a material or an immaterial entity, has become quite inflamed, especially in the context of today's scientific and philosophical studies on human. The main problem of this study is what the nature of man is and whether theistic beliefs impose some restrictions on the issue of human nature. In this context, based on current philosophical and scientific data, what kinds of human understandings come to the fore today and what kind of importance they have in terms of theistic beliefs will be discussed. Another problem to be addressed is whether there are aspects of the views –that treat human as a material being– that are really incompatible with theism.Item Zihin beden ilişkisi bağlamında William Hasker'ın zuhur teorisinin değerlendirilmesi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2016) Yılmaz, Aykut Alper; Yavuz, ZikriBu çalışmada William Hasker’ın zuhurcu düalizm görüşünün geleneksel düalizmlerebir alternatif olabilme ihtimaline dair bir değerlendirme sunulmuştur. Biyoloji ve felsefedeson zamanlarda sık sık gündeme gelen zuhurculuğun zihin felsefesi içerisinde nasılkullanılabileceğine dair bir örneği de ele alınmıştır. Hasker’ın, zihin konusunda realistolmakla birlikte modern bilimsel verilerle de uyum içerisinde bir görüşün ortaya çıkarılmasınayönelik çabasına değinilmiştir. Sonuç olarak Hasker’ın teorisinin zihin ve özgür irade gibinitelikleri içerisinde barındırabilen düalist teorilere bir alternatif olarak sunulmuştur.AbstractThis thesis presents an analysis for the possibility of William Hasker’s view ofemergent dualism to be an alternative to the traditional dualisms. The thesis s does thisthrough an example for how emergentism, which has become a rising issue in biology andphilosophy, can be used in the philosophy of mind. Discussed also in this thesis is Hasker’sendeavours to develop a theory that is realist about the mind and yet concordant with themodern scientific data as well. The conclusion we have arrived is that Hasker’s theoryprovides an alternative to dualist theories which can account for the mind and free will.