Cilt: 05 Sayı: 01 (2022)
Permanent URI for this collection
Browse
Browsing Cilt: 05 Sayı: 01 (2022) by Issue Date
Now showing 1 - 20 of 27
Results Per Page
Sort Options
Item Manisa Merkezindeki Mevcut Betonarme Binaların Deprem Riski(Ankara Üniversitesi, 2021) Alıcıoğlu, Mustafa Berker; Other; OtherDeprem riski Manisa ilinde göreceli olarak yüksektir. 2020 yılında Manisa ilinde etkili olan iki tane deprem meydana gelmiştir. Öte yandan kentsel dönüşüm kapsamında eski binalar yenilenmektedir. Yenileme için yapılan saha çalışmalarında Manisa merkezindeki pek çok binanın 2001 yılı öncesi inşa edilmiş olduğu görülmüştür. Bu çalışmada 325 tane mevcut betonarme bina kentsel dönüşüm kapsamında incelenmiştir. Binaların tamamının deprem riski taşıdığı tespit edilmiştir. Binalar, 1957 ve 2001 yılları arasında inşa edilmiştir. Binalardan elde edilen veriler doğrultusunda prototip bir bina oluşturulmuştur. Prototip bina, düzensizlikler, rijitlik, malzeme, geometri ve deprem performansı açısından incelenen binalardan daha başarılı bir binadır. Prototip bina ile risk tespiti yapılmayan binaların etüt çalışması yapılarak risk durumlarının belirlenmesi hedeflenmiştir. Prototip bina bir, iki, üç, dört, beş ve altı katlıdır. İki ve daha fazla kata sahip prototip binaların riskli olduğu belirlenmiştir. Bina etüt çalışması ile binaların risk durumlarının belirlenebileceği saptanmıştır. 2001 yılı öncesi inşa edilmiş mevcut betonarme binaların yenilenmesi ya da güçlendirilmesi önerilmektedir.Item Ankara Üniversitesi(Ankara Üniversitesi, 2021) Çeken, Mehmet Batuhan; Other; OtherOsmanlı Devleti’nde 18. yüzyıl başlarında yangın söndürme hizmetlerinin “Tulumbacı Ocağı” adı altında teşkilatlanmasından önce mahalle ve lonca teşkilatları yangınla mücadelede önemli roller üstlenmişlerdir. Bilhassa Osmanlı klasik döneminde itfaiye hizmetlerinin yürütülmesi, bu tip mahalle yangın teşkilatlarının yangın esnasında bir araya gelerek yangına müdahale etmesiyle olmuştur. 1720’de Tulumbacı Ocağı’nın kurulması ve 1826’da lağvedilmesi arasında geçen 106 yıllık süreçte yangınla mücadelede tulumba modellerinin geliştirilmesi ve yangını söndürmede kullanılan personel sayısının arttırılması gibi olumlu gelişmeler olmuştur. 1826’da Tulumbacı Ocağı’nın kapatılması sonrası yangına müdahale konusunda çoğunlukla eskiye dönülmüştür. 1846’da Zaptiye Müşirliği, 1855’te Şehremaneti kurulunca yangın söndürme görevi, askerler yanında belediyelere verilmiştir. 1841 İzmir Yangını’nda mahalle tulumbacılarının söndürme faaliyetlerine ek olarak felaketin büyümesiyle bölgede bulunan halkın çoğu yangını söndürmek için çaba göstermiştir. Çalışmada 1841’de İzmir’de meydana gelen yangının yayılması, yangın sırasında ve sonrasında yaşanan gelişmeler üzerinde durulmuştur. Felaket sonrası afetzedelere yapılan yardımlar ve Osmanlı Devleti’nin yangın sonrasındaki tutumu çalışmanın odaklandığı başlıca noktaları oluşturmaktadır.Item Türkiye’de Yaşanan Doğa Kaynaklı Afetlerin Sosyo-Ekonomik Etkileri(Ankara Üniversitesi, 2021) Avdar, Ramazan; Other; OtherAfetler; deprem, sel, heyelan, kasırga, volkanik aktiviteler ve diğer jeolojik olaylardan doğadan kaynaklı olabildiği gibi, yangın, terör eylemleri, uçak kazası, nükleer kazalar gibi insanlardan kaynaklanan sebeplerden dolayıda meydana gelebilmektedir. Nerede, hangi zaman diliminde ve hangi şekillerde ne tarzda ortaya çıkabileceği kesin olarak tahmin edilemeyen afetler sonuçları itibariyle; başta fiziksel kayıplar gelmek üzere, ekonomik kayıpların yanı sıra sosyal ve psikolojik çöküntülere, travmalara sebep olmaktadır. Bu bağlam içerisinde Türkiye’nin yıllar içinde başta depremler gibi yıkıcı afetler olmak üzere birçok doğa ve insan kaynaklı afete maruz kaldığı ve içerisinde bulunduğumuz zaman diliminde de maruz kalma riskiyle her zaman karşılaşma ihtimali olduğu bilinmektedir. Çalışmanın amacı ülkemizde meydana gelenbüyük afetlerin özellikle depremin sebep olduğu ekonomik ve sosyal kayıpları incelemektir. Çalışma kapsamı Marmara ve Van depremi özelinde sınırlandırılmıştır. Sonuç kısmında ise bu büyük afetlerin sebep olduğu ekonomik, psikososyal yıkımlar incelenmiş ve yapılması gerekenler tavsiye edilmiştir. Çalışma neticesinde ortaya çıkan sonuçlar değerlendirilmiştir.Item Okul Psikolojik Danışmanlarında Özgecilik ile Zenofobi Arasındaki İlişkide Mültecilere Karşı Duygusal Mesafenin Aracı Rolü(Ankara Üniversitesi, 2021) Özyurt, Songül; Other; Other2011 yılında Suriye’de başlayan iç karışıklıklar ve savaş sonrasında Suriye’den Türkiye’ye göç başlamıştır ve şu an Türkiye’de yaklaşık 3.5 milyon Suriyeli bulunmaktadır. Eğitim sistemi içinde ise büyük oranda Suriyeli öğrenci eğitim görmektedir. Bu çalışmada okul psikolojik danışmanlarının özgecilik ile zenofobi özellikleri arasındaki ilişkide mültecilere karşı hissettikleri duygusal mesafenin aracı rolünün araştırılması amaçlanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda rastgele seçilen 326 okul psikolojik danışmanından veri toplanmıştır. Araştırmanın amacına yönelik olarak yapılan istatistiksel analizler sonucunda özgecilik (bağımsız değişken), zenofobi (bağımlı değişken) ve duygusal mesafe (aracı değişken) arasında anlamlı ilişki olduğu belirlenmiştir. Aracılık analizlerine göre, özgecilik ile zenofobi arasındaki anlamlı ilişki modele duygusal mesafe değişkeni dâhil olunca ortadan kalkmıştır. Bu yüzden modelde duygusal mesafe değişkeni tam aracı role sahiptir.Item Ankara Üniversitesi(Ankara Üniversitesi, 2021) Kaya, Çağla Melisa; Other; Otherİnsan uygarlığının başlangıcından beri, taşkınlar insanlığın iç içe olduğu afetlerden biridir. Özellikle yerleşim alanları olarak seçilen su kenarları bunu kaçınılmaz hale getirmiştir. İnsanlık tarihinde büyüklü küçüklü çok sayıda taşkın olayı tarihi kayıtlarda yer almaktadır. Bununla birlikte değişen iklim koşulları, arazi örtüsündeki değişikliler, plansız kentleşme gibi nedenlerle taşkın afetlerinin şiddeti artmıştır. Literatürde birçok bilim insanının ifade ettiği gibi taşkınlardan kaçmak mümkün değildir ancak uyumlu planlama yaklaşımlarıyla birlikte yaşamaya uyumlu hale gelmek mümkündür. Bu nedenle, araştırmacılar taşkın afetini farklı yönleriyle ele almaktadır. Ancak planlama yaklaşımları açısından literatürde taşkın modelleme çalışmalarında bir boyutlu (1B) veya iki boyutlu (2B) modeller kullanılabilmektedir. Ancak birinin diğerinden üstünlüğü hususunda standartlaşmış bir kabul yoktur. Bu çalışmada, 1B ve 2B taşkın modelleme yöntemlerinin kıyası Fol Deresi, Vakfıkebir, Trabzon örneği üzerinden araştırmıştır. Çalışmada yüksek çözünürlüklü arazi modeli, uydu görüntüleri, Hec-RAS yazılımı, CBS platformu, tarihi taşkın kayıtları, topoğrafik haritalar, akım ve meteorolojik veriler kullanılmıştır.Item Afet Durumlarında Beslenme Hizmetleri(Ankara Üniversitesi, 2022) Öney, Başak; Other; Otherİnsanların fiziksel, ruhsal ve ekonomik yönden olumsuz etkilenmesine, normal yaşam düzenlerinin bozulmasına ve birçok can ve mal kaybının gerçekleşmesine neden olan doğa veya insan kaynaklı olaylara afet adı verilmektedir. Afetlerde bireylerin yaşadığı olumsuzlukların azaltılabilmesi için bireylerin ihtiyaçlarının karşılanması gerekmektedir. Karşılanması gereken ihtiyaçlardan birisi de temel bir gereksinim olan beslenme ihtiyacıdır. Beslenme ihtiyacı karşılanırken afet durumunun yarattığı koşullar ve kişilerin fizyolojik özellikleri göz önüne alınmalıdır. Afet durumlarında beslenmenin amacı, afetten etkilenen bireylerin yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenmelerini ve normal yaşantılarındaki beslenme düzenlerine olabildiğince çabuk geri dönebilmelerini sağlamaktır. Afet durumlarında diğer kişilerden çok daha fazla etkilenen hassas grupların beslenmesine öncelik verilmeli, yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenmelerinin sağlanması gerekmektedir. Afetlerde, beslenme hizmetlerinin sağlanması ile yaşanabilecek olumsuzlukların en aza indirgenmesi ve beslenme kaynaklı sorunların giderilmesi oldukça önemlidir. Bu derleme makalede afet durumlarında beslenme hizmetlerinin nasıl olması gerektiği ele alınmıştır.Item COVID-19 Salgın Sürecinin Toplu Taşıma Sistemlerine Etkisinin Anket Yöntemiyle İstanbul-Ankara İçin İncelenmesi(Ankara Üniversitesi, 2022) Korkmaz, Eren; Other; OtherCOVID-19 virüsü, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hızlı bir şekilde yayılmıştır. Meydana gelen salgın, tüm yaşam alanlarını olumsuz etkilemiştir. Bu alanların başlıcaları arasında şehir içi ve şehir dışı ulaşım gösterilebilir. Bu çalışmada, salgının toplu taşımayı ne şekilde etkilediği ve toplu taşıma üzerindeki kişisel algı değişiminin nasıl gerçekleştiğinin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışma kapsamında, İstanbul ve Ankara ilindeki salgın öncesi ve sonrası dönemlere ait verilerle birlikte, kullanıcıların toplu taşımaya karşı algılarını gösteren anket verisi kullanılmıştır. 1,5 yıllık salgın sürecinde toplu taşımada taşınan yolcunun %45 azaldığı gözlemlenmiştir. Vaka sayılarının artmasıyla hükümetin sıkı tedbirler aldığı dönemlerde ise %80’den fazla azalma olduğu görülmüştür. Kullanıcı anketlerine göre, COVID-19 salgın sürecince maske kullanımı, ulaşım araçlarının dezenfekte edilmesi, ayakta yolcu alınmaması ve taşıma kapasitesinin azaltılması gibi tedbirler alınmasına rağmen toplu ulaşımın salgın öncesine göre daha az tercih edildiği ve %20’lik bir azalma olduğu tespit edilmiştir. Virüse yakalanma durumu toplu taşıma araçlarına olan güven ve seçim etkisinde belirleyici olmaktadır. Özellikle virüse birden fazla kez yakalananların daha rahat hareket ettikleri ve toplu taşımaya yönelik daha az endişe duydukları görülmüştür. Ayrıca, özel araç kullanımının artış gösterdiği, şehir içi ulaşımda dolmuşların ve şehirlerarası ulaşımda otobüslerin en güvensiz araçlar olarak algılandığı görülmüştür.Item İl Afet Risk Azaltma Planları (İRAP) Sonrası Yapılacak Risk Azaltma Yatırımlarında Best-Worst Metodu (BWM) ile Kriter Önceliklendirme(Ankara Üniversitesi, 2022) Çiçekdağı, Halil İbrahim; Other; OtherKısa adı İRAP olan “İl Afet Risk Azaltma Planları”, afetler ile mücadele yerelde başlar yaklaşımı temelinde, il ölçeğinde afetler konusunda sorumluluğu bulunan kamu kurumlarını, yerel yönetimleri, üniversiteleri, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarını bir araya getirmeyi amaçlayan ve ortak paydası afet risklerinin azaltılması olan planlardır. 2019-2023 yıllarını kapsayan On Birinci Kalkınma Planının İl Afet Risk Azaltma Planlarının hayata geçirilmesi hedefi doğrultusunda hazırlanan İRAP’lar, mahalli düzeyde planlanarak uygulamaya geçirilmesi hedeflenen afet tehlike ve risk azaltma çalışmalarının merkez ve taşra arasındaki koordinasyonunda önemli fonksiyonları bünyesinde barındırmaktadır. Bu bağlamda İRAP’ların; hem risk azaltma çalışmalarının sürekliliğinin sağlanmasında, hem de kamu ve sivil alanda afet risklerine karşı daha dirençli bir toplumun inşasında ciddi katkılar sağlayacağı düşünülmektedir. Çalışmada; kriter ağırlıklandırmayı sağlayan Best-Worst Metodu (BWM) kullanılmış olup uzman görüşleri analiz edilerek herhangi bir ilin afet risk azaltma planı hazırlanırken hangi kriter sıralamasına göre illerin önceliklendirileceği ve ortaya çıkan sonuca göre, hangi yatırımların hayata geçirilmesi gerektiğinin cevabı aranmaktadır. Çalışmanın afet risk azaltma alanında yürütülecek araştırmalara fayda sağlaması temenni edilmektedir.Item Depremlerden Sonraki Yeniden Yapılanma Süreci Üzerine Küresel Bir Araştırma: Çelik Prefabrik Malzeme Kullanımının Gerekliliği(Ankara Üniversitesi, 2022) Of, Nesibe; Other; OtherBu çalışma kapsamında, çelik prefabrik yapıların yapısal özellikleri, Türkiye ve dünyada kullanım oranları ve niçin kullanılması gerektiği konuları bilimsel kaynaklar ortaya konularak araştırılmıştır. Farklı çalışmalardan elde edilen sonuçlar derlenerek, afet yönetimi için oldukça önemli olan yeniden yapılanma sürecine dikkat çekilmiştir. Çelik yapılar, hafif ve esnek malzemeler oldukları için depreme karşı mukavemet gösterirler. Bu ve daha birçok özelliğinden dolayı yüz ölçümünün büyük bir bölümü deprem bölgesinde yer alan ülkemizde konutların çelik prefabrikasyon ile yapılması gerekmektedir, çünkü bu yapıların depremlerde yıkılmadığı veya hasar alarak ayakta kaldığı literatürdeki birçok araştırma sonucunda kanıtlanmış olup afet yönetiminde ileri seviyede bulunan ülkeler tarafından da kanıksanmıştır. Türkiye ise çelik üretiminde dünyada yedinci sırada bulunmakla birlikte, bu durum yapı sektörüne yansımamaktadır. Depremler yaşandıktan sonra yeniden yapılanma sürecine gelindiğinde, yıkılan veya ağır hasar alan binaların yerine çelik konstrüksiyon binaları inşa etmek gerekmektedir. Bu strateji, kriz yönetiminin son basamağı olan yeniden yapılandırmada sağlam temeller atmayı sağlayacak ve risk yönetiminin ilk basamağı olan zarar azaltma evresindeki çalışmaları destekleyici nitelikte olacaktır. Bu bağlamda, önemli bir kazanım olarak, tam anlamda bir bütünleşik afet yönetimi döngüsü oluşturulabilecektir.Item COVID-19 Salgınının Çalışanların Kişisel Yaşamı Üzerindeki Etkileri: Cinsiyet Bağlamında Bir Değerlendirme(Ankara Üniversitesi, 2022) Özeren, Özlem Çapan; Other; OtherBu çalışmada, COVID-19 salgını ile birlikte kendilerini Heteropya’ ya dönüşen bir dünyanın içinde bulan çalışanların kişisel yaşamlarının salgın sürecinden nasıl etkilendiğinin nitel yöntem aracılığıyla incelenmesi hedeflenmiştir. Veriler, farklı iş kollarında çalışan yaşları 25 – 65 arasında, 21 kadın, 27 erkek katılımcıyla yapılan grup odak görüşmelerinden elde edilmiş, veri analizi tekniği ile yürütülen araştırmada MAXQDA’nın güncel sürümü kullanılmıştır. Uzaktan çalıştıkları için sosyal yaşamları da evlerin içine hapsolan, karantinada dışarı çıkamadıkları için hareketsizleşen ve sosyal çevreleri hane içindekilerle sınırlanan kadın ve erkekler, Salgın öncesindeki sosyal yaşamlarından yoksun kalmışlardır. Salgındaki bir diğer zorluk ise ev içi işlerde kadınlardan beklenen geleneksel rollerin sürdürülmesine yönelik adil olmayan beklenti ve buna bağlı olarak kadınların iş yüklerindeki dramatik artıştır. Erkek partnerlerinin ev işlerinin sorumluluğunu eşit bir şekilde paylaşmamaları, kadınları, salgın süresince artan ev işi, çocuk bakımı gibi sorumlulukları çoğu zaman tek başlarına üstlenmek zorunda bırakmıştır. Araştırmada, karantina döneminde kişisel kaynakları evin dışında kalan erkeğin yaşadığı stres nedeniyle psikolojik açıdan kadınlara kıyasla daha dayanıksız oldukları gözlenmiştir. Salgında en fazla yaşanan duygular, yakınlarına hastalık bulaştırma kaygısı, yoğun belirsizlik hissi ve buna bağlı endişe gibi gözükmektedir. Salgın döneminde hane halkının karşılıklı yardımlaşmaya dayalı tutumunun, krizle baş edebilmek bakımından son derece işlevsel olduğu görülmüştür. Araştırmanın sonuçları cinsiyet açısından değerlendirildiğinde, salgın gibi kriz dönemlerinde daha görünür hale gelen kadınlara karşı ayırımcılığın toplumun genelini ilgilendiren bir sorun olduğu açıktır. Cinsiyetçi bakış açısının eşitlik yönünde dönüşümü için, bu çalışmada önerilenler dahil olmak üzere, çeşitli önlemler alınması daha adil bir toplum için olmazsa olmaz niteliktedir.Item Deprem Özelinde Engelli Bireylere Duyarlı Afet Yönetimi Modeli(Ankara Üniversitesi, 2022) Türk, Ahmet; Other; OtherBu çalışmada afet yönetimi modeli, her engel grubunun ihtiyaç ve kapasiteleri doğrultusunda bütüncül olarak ele alınmıştır. Çalışma kapsamında engelli bireylere duyarlı afet yönetimi; risk ve yıkıcı etkileri göz önüne alınarak deprem afeti özelinde değerlendirilmiştir. Çalışmanın temel amacı, engelli bireyler ve aileleri için muhtemel bir deprem anında ve sonrasında yapılması gereken uygun davranış formlarını organize etmek ve bu yolla bireysel ve toplumsal manada afet bilinç düzeyi ve dirençliliğini artırarak depremin meydana getirebileceği zararları azaltmaktır. Çalışmanın diğer amacı ise alanda çalışan profesyonellere ve engelli bireylere duyarlı afet yönetimi sürecine yönelik yapılacak yeni çalışmalara bütüncül bir kaynak oluşturmaktır. Bu amaçlar çerçevesinde afet yönetimi modelinin aşamaları deprem afeti özelinde değerlendirilerek engelli bireylere duyarlı afet yönetimi stratejileri bütüncül bir şekilde ele alınmış, deprem özelinde engele duyarlı afet yönetimi organize edilmiştir.Item BTEX Maruziyet Verilerinin Sektörel Açıdan İncelenmesi(Ankara Üniversitesi, 2022) Büyüktopçu, Ayşe Gül; Other; OtherBenzen, toluen, etil benzen ve ksilen (BTEX) havadaki önemli toksik uçucu organik bileşiklerdendir. Kapalı çalışma ortamında boyalar, çözücüler, yapıştırıcılar ve temizlik maddeleri gibi çeşitli emisyon kaynaklarına sahiptirler. Ortama salındıklarında hızlı bir şeklide havaya karışırlar ve vücuda solunum yoluyla kolayca girebilirler. Çalışanlarda akut ve kronik sağlık sorunlarına sebep olmaktadır. İş hijyeni laboratuvarlarının ölçüm ve analiz sonuçları işyerlerinde alınacak önlemlere kaynaklık etmesi ve gerekli iyileştirmelere yön vermesi açısından çok önemlidir. Bu çalışmada, iş hijyeni laboratuvarları tarafından İSG-Katip sistemine 21 Ocak 2016 21 Ekim 2020 tarihleri arasında girilmiş kişisel BTEX maruziyet sonuçları sektörel faaliyet alanına, ölçüm yapılan coğrafi bölge ve şehre, tehlike sınıflarına, sınır değeri aşma veya sınır değere yakın olma durumuna göre değerlendirilmiştir. Toplam 162331 verinin 8435’inin havadaki BTEX konsantrasyonuna yönelik sonuçlarla ilgili olduğu tespit edilmiştir. BTEX verileri % 11’i az tehlikeli, % 64,9’u tehlikeli, % 24,1’i çok tehlikeli sınıfta yer alan 63 farklı şehirde bulunan 1089 işyerinden elde edilmiştir. 6361 kişisel maruziyet verisinin %5,3 ‘ünün sınır değere yakın veya sınır değerin üstünde olduğu saptanmıştır. Veriler sektörel olarak tarandığında 242 faaliyet alanında yapılan ölçümler 31 sektör altında toplanmaktadır. En çok ölçüm ve analiz yapılan üç sektör makine ve ekipmanları imalatı, tekstil ürünleri ve giyim eşyaları imalatı ve kauçuk ve plastik ürünlerin imalatı olarak belirlenmiştir. BTEX maruziyetlerinin sektörel olarak değerlendirildiği bu çalışma ile ülkemizdeki mevcut durumun ortaya konulması ve iş sağlığı ve güvenliği alanında çalışanlara bir kaynak oluşturulması amaçlanmıştır.Item İklim Değişikliği Türkiye’de Ekonomik Büyüme İçin Bir Risk Oluşturur mu?(Ankara Üniversitesi, 2022) Akyol, Hikmet; Other; Otherİklim değişikliğinin etkileri gün geçtikçe daha fazla artmaktadır. Bu nedenle, başta tarım sektörü olmak üzere ekonominin tüm kesimlerinin iklim değişikliğine olan duyarlılığı artmıştır. Özellikle az gelişmiş ülkelerde meydana gelen meteorolojik afetler ekonomi üzerinde ciddi hasarlara yol açabilmektedir. Bununla birlikte, gelişmiş ülkelerdeki ekonomik faaliyetlerin çevreye verdiği zarar ve iklim değişikliği içindeki rolleri dikkate alındığında, bu ülkelerin ekonomisinin de gelecekte iklim değişikliğinden etkilenebilmesi söz konusudur. Bu araştırma, iklim değişikliğinin iki temel aygıtı olan ortalama yıllık sıcaklık değişimleri ve karbondioksit emisyonlarının ekonomik büyüme üzerindeki etkileri incelemiştir. Araştırmada, Türkiye’nin 1968-2018 arasındaki dönemi regresyon analizi yöntemi kullanılarak analiz edilmiştir. Değişkenler arasındaki ilişkinin tahmin edilebilmesi için ilk olarak serilerin durağanlık düzeyleri sınanmıştır. Bunun için geleneksel birim kök testlerinin yanında yapısal değişim ve şokları göz önünde bulunduran yapısal kırılmalı Lee & Strazicich (2003, 2004) LM birim kök testi kullanılmıştır. Tahmin sonuçlarının serilerin durağan olduğunu göstermesi üzerine, iklim değişikliğini temsil eden değişkenler ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki EKK regresyon yöntemi kullanılarak incelenmiştir. Araştırma sonuçları sıcaklık artışlarının ekonomik büyüm üzerinde negatif yönlü ve anlamlı bir etkiye sahip olduğunu göstermiştir. Artan sıcaklıklar ekonomik büyümeyi azaltmıştır. Karbondioksit emisyonlarının ekonomik büyüme üzerindeki etkisi ise pozitif yönlü ve anlamlı bulunmuştur. Karbondioksit emisyonlarındaki artışın en önemli nedeni artan ekonomik faaliyetlerdir. Dolayısıyla, ekonomik aktivite arttıkça, çevresel emisyonlar ve buna bağlı olarak büyüme artmıştır. Ancak, karbondioksit emisyonlarının sıcaklık artışına neden olduğuna dikkat edilirse, bu emisyonlar dolaylı yönden ekonomik büyümeyi olumsuz etkilemektedir. Araştırma sonuçları ortalama yıllık yağış miktarı değişiminin ekonomik büyüme üzerinde anlamlı bir etkisi olmadığını göstermiştir. Araştırma sonuçları, özellikle sıcaklık değişimlerinin etkisi temel alındığında, Türk ekonomisinin iklim değişikliğine karşı son derece duyarlı olduğunu göstermiştir.Item Afete Dirençlilikte Bireylerin Afetlere Hazırlığının İncelenmesi: Erzincan İli Örneği(Ankara Üniversitesi, 2022) Tercan, Bahadır; Other; OtherBu araştırmanın amacı, afete dirençlilikte bireylerin afetlere karşı hazırlık düzeylerini belirlemek ve bu durumu etkileyen çeşitli değişkenleri saptamaktır. Tanımlayıcı tipte bir araştırmadır. Araştırma, 15 Aralık 2021 ile 15 Ocak 2022 tarihleri arasında Erzincan İli’nde yaşayan ve araştırmaya katılmayı kabul eden 384 kişi ile gerçekleştirildi. Veriler, ‘Afete Hazırbulunuşluk Ölçeği’ kullanılarak Google Form aracılığıyla elektronik ortamda toplandı. Verilerin değerlendirilmesinde SPSS programı kullanılarak frekans, Mann Whitney U ve Kruskal Wallis H testleri kullanıldı. Bireylerin %44’ünün 18-24 yaş aralığında olduğu, %63,3’ünün kadın, %49,2’sinin bekar, %31,5’inin lisans mezunu, %79,7’sinin ekonomik durumunu orta düzeyde olduğu, %35,9’unun daha önce hiç afet yaşamadığı ve %53,6’sının afetlerle ilgili eğitim almadığı saptandı. Bireylerin afet hazırbulunuşluk puan ortalaması 31.83±4,89 olarak belirlendi. Sonuç olarak araştırmaya katılan bireylerin afet hazırbulunuşluk düzeylerinin orta düzeyde olduğu tespit edildi. Ayrıca yaş, medeni durum, öğrenim durumu ve afetlerle ilgili eğitim alma durumu afet hazırbulunuşluk düzeyini etkilediği belirlendi. Bireylerin afetlere karşı hazırlık düzeyini artırmak ve sonuç olarak bir afet dirençliliği oluşturmak için özellikle genç nüfusa odaklanan bir afet eğitiminin düzenli olarak yapılması önerilmektedir.Item Türkiye’de Etkin Bir Tsunami Erken Uyarı Sistemi ve Tsunami Risk Azaltımı İçin Gereksinimler(Ankara Üniversitesi, 2022) Necmioğlu, Öcal; Other; OtherTarihsel çalışmaların yanısıra 21 Temmuz 2017 Mw 6.6 Bodrum-Kos ve 30 Ekim 2020 Mw 6.9 Doğu Ege depremlerinin neden olduğu tsunamiler ve etkileri, ülkemizin tsunami tehlikesine açık olduğunu karşı konulamaz bir şekilde ortaya koymuş bulunmaktadır. Özellikle kıyı şeritlerindeki kentsel ve turistik yerleşimler ile endüstriyel yapılaşmaların artması, çevre ve iç denizlerimizde yaşanabilecek herhangi bir tsunaminin ülkemize olan etkileri üzerinde dikkatle durulmasını gerektirmektedir. Olası bir tsunaminin oluşması durumunda mümkün olan en kısa sürede afet acil durum yönetimi bileşenlerine ve halka erken uyarı mesajını gönderebilmek kritik önem taşımaktadır. 2015-2030 Sendai Afet Risk Azaltma Çerçevesi, afet risk yönetiminde özellikle afet riskinin anlaşılması için ulusal ve uluslararası iş birliği mekanizmalarının güçlendirilmesi adına yol gösterici bir özellik taşımakta ve yeni risklerin önlenmesini, mevcut risklerin azaltılmasını ve afetlere karşı dirençliliğin artırılmasını hedeflemektedir. Bu kapsamda belirlenen 7 küresel hedeften birisi çoklu tehlike erken uyarı sistemlerinin, afet risk bilgisinin ve değerlendirmelerinin kullanımını ve bunların toplum tarafından ulaşılabilirliğinin 2030 yılına kadar önemli ölçüde arttırılması olarak tanımlanmıştır. Bu çalışma, bir deprem ülkesi olan ülkemizde bu yaklaşım doğrultusunda Türkiye'de deprem kaynaklı tsunami erken uyarısı ve tsunami riskinin azaltılmasına ilişkin sorunlara ve önerilere odaklanmaktadır.Item Kamu, Özel ve Üniversite Hastanelerinde Hastane Afet ve Acil Durum Planları Uygulayıcı Eğitimlerinin Değerlendirilmesi(Ankara Üniversitesi, 2022) Canaslan, Hilal; Other; OtherBu çalışmanın amacı, İstanbul’da düzenlenen “Hastane Afet ve Acil Durum Planları (HAP) Uygulayıcı Eğitimleri”nin, kamu, özel ve üniversite hastaneleri çalışanlarının hastane afet ve acil durum planları konusunda bilgi düzeyine etkisini araştırmaktır. Afet Sağlık Hizmetleri Birimi tarafından 61 kamu hastanesi, 162 özel hastane ve 22 üniversite hastanesi çalışanlarına üç yıllık süreç içerisinde verilen HAP uygulayıcı eğitimine ait veriler incelendi. 1066 Kamu, Özel ve Üniversite Hastaneleri Çalışanlarının dosya ve arşiv kayıtları retrospektif olarak incelendi. Çalışmada sonuç olarak ön test puanı medyanı sırasıyla, 70 iken, eğitim verildikten sonra son test puanlarına bakıldığında ortalama 80 puana çıktı. Özel ve Üniversite hastaneleri katılımcılarının, kamu katılımcılarına oranla bilgi düzeyinde anlamlı farklılık mevcuttur. Komisyon üyesi olanlarda, olmayanlara oranla bilgi düzeyinde anlamlı farklılık mevcuttur. Hastane afet ve acil durumu planı hazırlığından sorumlu personelin HAP Uygulayıcı Eğitimi alması, hastane çalışanlarının tamamının ise HAP ve afet konusunda farkındalık ve hizmet içi eğitimler alması önem arz etmektedir.Item Toplumda Afet Farkındalığı Oluşturmaya Yönelik Kullanılan Araçlar: Nitel Bir Çalışma(Ankara Üniversitesi, 2022) Özdemir, Ahmet; Other; OtherAfetler insanların olumsuz tutum ve davranışlarının sonucu karşılaşılan yıkıcı etkilere sahip durumlardır. Afetlerden korunmanın en önemli yolu afete sebep olan insanların farkındalıklarının arttırılmasından geçmektedir. Toplumda afet farkındalığının geliştirilmesine yönelik kullanılan birçok araç bulunmaktadır. Bu araçların afiş, broşür, kitapçık, televizyon, radyo, internet ve sosyal medya, çalıştay, sempozyum ve paneller olduğu söylenebilir. Bu çalışmanın temel amacı, toplumda afet farkındalığı oluşturmaya yönelik kullanılan araçların, toplumun afet f arkındalığı üzerindeki etkisinin olumlu ve olumsuz yanlarına değinerek çözüm önerileri sunmaktır. Araştırma, nitel bir araştırma olarak tasarlanmış ve nitel araştırma yöntemlerinden fenomenoloji yaklaşımı benimsenmiştir. Katılımcılar ölçüt örneklem yöntemi kullanılarak Kocaeli ilinde yaşayan ve afet konusunda çalışan kişiler arasından seçilmiştir. Seçilen 12 katılımcı ile yarı yapılandırılmış mülakatlar gerçekleştirilip ses kaydı alınmıştır. Elde edilen verilere MAXQDA 2020 nitel veri analiz programı kullanılarak içerik analizi uygulanmıştır. İçerik analizi sonucunda 6 kategori elde edilmiş olup, bu kategoriler 2 tema altında toplanmıştır. Kocaeli ilinde afet farkındalığı konusunda hazırlanan afiş, broşür ve kitapçıklara yeterince ilgi gösterilmediği sonucuna ulaşılmıştır. İnternet, sosyal medya ve televizyon üzerinden yapılacak bilgilendirmeler daha etkili bir şekilde gerçekleştirilmelidir. Ayrıca, afet farkındalığı konusunda gerçekleştirilen panel, seminer ve çalıştaylara halk katılımı yeterli seviyede sağlanmalıdır.Item Eğitim Yapılarında Pasif Yangın Güvenlik Analizi(Ankara Üniversitesi, 2022) Başdemir, Hüseyin; Other; OtherTüm binalarda olduğu gibi eğitim binalarının tasarımında da pasif yangın güvenlik sistemlerinin iyi tasarlanması ile mekanik sistemlere ihtiyaç azalır. Binanın maliyeti düşer ve yangın güvenliği daha iyi sağlanmış olur. Pasif güvenlik önlemleri yeterli ise yangının genişlemesi yavaş olur, insanların tahliyesi kolaylaşır ve yangının verdiği zarar az olur. Bu araştırma yangın yönetmeliğinin okul binası tasarımında ve yapımında pasif yangın güvenlik önlemlerine nasıl etki ettiğinin analiz edilmesini amaçlamaktadır. Çalışma bölgesi olarak ülkenin az gelişmiş şehirlerinden biri olan Tokat seçilmiştir. Çalışma da yöntem olarak; Ulusal yangın yönetmeliğinin yürürlüğe girdiği tarih olan 2002 yılından önce projelendirilen ve inşa edilen 4 adet eğitim binası ile 2007 yılından sonra projelendirilen ve inşa edilen 4 adet eğitim binası Ulusal Yangın Yönetmeliği, ABD Yangın Yönetmeliği (NFPA) ve İngiltere Yangın Yönetmeliği (BS) hükümleri arasından belirlenen 20 kritere göre mimari projeleri üzerinden, bina yerinde yapılan incelemeler ve proje müellifleri ile yapılan görüşmeler ışığında analiz edilmiş ve sonuçlar değerlendirilmiştir.Item Üniversite Hastanesinde Çalışan Hemşirelerin Afet Konusundaki Bilgi ve Bilinç Düzeyleri(Ankara Üniversitesi, 2022) AVCI, Sezer; Other; OtherÇalışma, üniversite hastanesinde çalışan hemşirelerin afet konusundaki bilgi ve bilinç düzeylerini değerlendirmek amacıyla yapıldı. Tanımlayıcı tipteki araştırma, Şubat-Mart 2019 tarihlerinde üniversite hastanesinde çalışan hemşirelere uygulandı. Araştırmanın evrenini, belirtilen tarihler arasında bu hastanede çalışan 600 hemşire oluşturmakta olup örneklemi ise 200 hemşiredir. Araştırma verileri 38 sorudan oluşan soru formuyla toplandı. Hemşirelerin yaş ortalaması 31.93±5.14 (22-45)’dir. Afet denilince ilk akla gelenin %86.0 gibi en yüksek oranda deprem olduğu belirtildi. Hemşirelerin %41.5’inin afet hakkında eğitim aldıkları tespit edildi. Hemşirelerin afet hakkında eğitim alıp almama durumu ile daha önce bir afet yaşama, afet sonrasında kayıplarını tanzim etme, evinde acil çantası bulundurma, afet ile ilgili bir sivil toplum kuruluşuna üye olma, yaşadığı şehrin deprem açısından risk altında olup olmamasını bilme, çalıştığı hastanenin bir afet planının olup olmamasını ve afet ile ilgili tatbikatların yapılıp yapılmadığını bilme durumları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark tespit edildi (p<0.05). Çalışmamızda afet ile ilgili eğitimli olan hemşirelerin, afet hakkında da mesleki ve bireysel olarak daha bilinçli davranışlar sergiledikleri belirlendi. Ayrıca hemşirelerin afet hakkında orta düzeyde yeterli bilgi ve bilinç düzeyine sahip olduğunu belirlemiş bulunmaktayız.Item 2014’ten Günümüze Risk Yönetim Politikaları ve 2021 Temmuz ve Ağustos Ayı Orman Yangınlarının Sosyal Medyada Yansımalarının Risk Yönetimi Açısından Değerlendirilmesi(Ankara Üniversitesi, 2022) Kocyiğit, Nezahat; Other; OtherSon yıllarda küresel ısınmayla birlikte artan orman yangınları tarihsel süreç içerisinde var olagelmiş, Akdeniz iklim kuşağında yer alan Türkiye’de özellikle Ege ve Akdeniz Bölgeleri için bir tehdit unsuru olmuştur. Afet olarak da nitelendirilen orman yangınlarına karşı alınabilecek önlemler, acil eylem planları ve risk yönetimlerinin uygulanış biçimlerine göre başarı gösterebilmektedir. Devlet ve halk iş birliğiyle yürütülen orman yangınlarına karşı mücadelede, medya ve sosyal medyanın olumlu katkılarının yanı sıra bu mecralar üzerinden olumsuz eylem ve söylemler de olmuş, özellikle hükümetin görev ve sorumluluğunu yerine getirmediğine yönelik eleştiriler yöneltilmiştir. Çalışmanın ana hedefi gelecekte çıkabilecek orman yangınları esnasında başarılı bir afet ve risk yönetiminin gerekliliklerini tartışmaktır. Bu amaçla çalışmada 2014’ten günümüze tarihsel süreç içerisinde orman yangınları bağlamında devletin afet ve risk yönetim politikaları ve 2021 Temmuz ve Ağustos aylarında Akdeniz ve Ege’de çıkan orman yangınları sırasında sosyal medya hesapları üzerinden veri incelemesi ile halkın yangınlar karşısındaki tepkisi değerlendirilmek istenmiştir. İlgili kurumların istatistiki verilerine yer verilerek orman yangınlarının yoğun olarak yaşandığı 24.07.2021-31.07.2021 haftasında bir sosyal medya platformu olan Twitter üzerinden kamuya açık olarak #afet etiketi ile paylaşılan 10.000 adet tweet Maxqda Programı’nda incelenerek analiz edilmiştir. Analiz sonucu orman yangınları sırasında öne çıkan kuraklık ve terör, işbirliği ve yardım, afet yönetimi, afet yönetiminde teknolojinin ve araçların kullanımı olmak üzere dört temadan söz edilebilir.