Cilt:25 Sayı:02 (1992)
Permanent URI for this collection
Browse
Browsing Cilt:25 Sayı:02 (1992) by Issue Date
Now showing 1 - 20 of 33
Results Per Page
Sort Options
Item Üniversitedeki bedensel engelli gençlerin kendini kabulle ilgili yaygın sorunları(Ankara Üniversitesi: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 1992) Akçamete, Gönül; Eğitim Bilimleri FakültesiBu çalışmanın temel problemini, üniversitedeki engelli gençlerin kendini-kabulle ilgili yaygın sorunlarının belirlenmesi oluşturmaktadır. Araştırma, daha önce yapılan “Üniversitedeki Engelli Gençlerin Kendini-kabulleri” (Akçamete, 1990) konulu çalışmada toplanan bilgilerin yeni bir dökümü ile meydana getirilmiştir. Ancak ilk çalışmada; üniversitedeki engelli gençlerin kendini-kabul edişleri üzerinde cinsiyetinin, yaşının, akademik niteliklerinin, engellerine ilişkin niteliklerinin, ailelerine ve içinde yaşadıkları kültürel çevreye ilişkin niteliklerinin etkisi incelendiği halde, bu araştırmada üniversitedeki engelli gençlerin kendini-kabulle ilgili yaygın sorunlarının neler olduğu problem tarama biçiminde ele alınmıştır.Item Disiplin sağlamada öğretmen davranışları(Ankara Üniversitesi: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 1992) Gözütok, Dilek; Eğitim Bilimleri FakültesiYetişkinler çocuğun biyolojik ,psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarını karşılarken ondan, sınırlarını kendilerinin çizdiği yaşam düzenine uymasını beklemektedir. Çocuktan yetişkinlerin belirlediği bu kurallara uyması ve aynı zamanda bağımsız davranmayı öğrenmesi istenmektedir. Bu ikisi arasındaki denge, yani baskı unsuru yaratmayan disiplin sağlama davranışları sayesinde, çocuğun bir yandan çizilen bu yaşam düzenine uyması, bir yandan da sağbkb bir kişilik geliştirip, özgür düşünme ve bağımsız davranışlar geliştirebilmesi sağlanacaktır.Item Suçluluğu açıklayan yaklaşımlar(Ankara Üniversitesi: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 1992) Kaner, Sema; Eğitim Bilimleri Fakültesiİnsan toplumsal bir varlık olarak tanımlanır. Bununla birlikte insanların zaman zaman toplumsal beklentilere ters düşen davranışlarda bulundukları, bazılarının ise bunu bir yaşam biçimi haline getirdikleri ve toplumsal düzeni yıkıcı bir tutum içine girdikleri gözlenmektedir. Suç olarak kabul edilen bu davranışlar, küçük ve.resmi olmayan gruplarda o grubun kendi kurallarıyla; daba büyük ya da resmi kurumlarda kural, yönetmelik ve yasalarla; toplumda ise kınama, toplum dışına itme gibi geleneksel yollarla veya ceza ile kontrol edilmeye çalışılmaktadır. Bu sosyal kontrol mekanizmalarının her biri, toplum kurallarını çiğneyenlere karşı yaptırımlar koyarlar (Binder, 1988). Suç, bir taraftan yasaların cay-etki siyi e kontrol altına alınmaya çalışılırken, diğer taraftan suçun biyolojik, sosyolojik ve psikolojik nedenleri ortaya çıkarılmaya çalışılmakta ve önleme çareleri araştırılmaktadır. Suç davranışını inceleyen bilim adamları çeşitli kuramlar ileri sürmüşlerdir. Konuyu anlamamıza katkıda bulunan bu kuramların hiçbiri, suçu açıklamada tek başına yeterli olmamaktadır. Pek çok kuramcı, suçluların tümünü tek bir kategoriye yerleştirmenin yararlı olmadığını, çeşitli değişkenlere dayalı ve ayrıntdı kategorilere ihtiyaç bulunduğunu ileri sürmektedirler (Eisenberg ve Patterson, 1979).Item İnsan yetiştirme(Ankara Üniversitesi: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 1992) Büyükdüvenci, Sabri; Eğitim Bilimleri FakültesiEğitim normatif bir bilimdir; olması gerekenle uğraşır. Konusu da insandır ve bu insanı belli bir noktaya getirmek, ona daha önceden öngörülen bir form, biçim kazandırmaktır. Ancak burada gözden kaçan önemli bir husus var; o da şu: insanı etkileyen faktörler o denli çeşitli ve karmaşık ki (bunlar arasında aile, sokak, sosyal ve siyasal yapı, içinde bulunulan coğrafi bölge, doğa, batta ve batta iklim, çocukluk-ergenlik-yaşklık gibi gelişme basamakları, inanç sistemi, gibi etkileri gözleneme-yen, bir anlamda ‘gizli eğiticiler’ denebilecek faktörler sayılabilir) tüm bu değişkenleri kontrol akında tutabilmek olanaksız, Bu nedenle olsa gerek eğitimde öngörülen amaçlar hiçbir zaman gerçekleşememektedir. Eğitim sistemimizdeki amaçlarla çıkan sonuçların bir karşılaştırması bunun iyi bir yakın örneğidir. Amaçların gerçekleşememesinin nedenlerini salt Öğretimde, okulda ve genelde eğitimcide aramak büyük bir yanılgıdır. Ye tüm eğitim reformları bu yanılgı üzerinde inşa edilmiştir. Bu nedenle başarı da abnamamıştır. Bıinun temel nedeni eğitim sürecinin iç mantığında yatmaktadır. Bu m ar tığı kavramadıkça sürecin iyi bir değerlendirmesini yapabilmek çok zordur. Olaya bir başka açıdan bakarsak sanırım durum daba bir açıklık kazanır; söz gelimi, genelde doğa bilimleri ve özelde mühendislik bilimleri çok gelişmiştir. Niçin? Çünkü bu gibi alanlarda değişkenleri kontrol edebilmek büyük ölçüde mümkündür; bu yapılabildiği için aya insan gönderilebilmoktedir. Aynı anda tüm dünyaya televizyon yayınları yapılabilmektedir. Çünkü Bu gibi sistemler statiktir, değişkenleri kontrol edilebilmektedir. Eğitim denilen sistem ise statik değildir. Bu nedenle, doğa bilimlerinin statik sistemlere uygun olan bilimsel yöntemleri eğitimde etkili olamamaktadır. Biyolojik bir sistem olarak insan da statik değildir, içinde yaşadığı topliım da.Item Eğitim iletişimi kavramı(Ankara Üniversitesi: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 1992) Deryakulu, Deniz; Eğitim Bilimleri Fakültesiİletişim çağı , olarak da adlandırılan yirminci yüzyılda iletişim biliminde büyük gelişmeler olmuş, bu bilim tek bir bakış açısı olmaktan öte, ilişkilendirildiği birçok alanın ayrılmaz bir parçası olma özelliği kazanmıştır. İletişim biliminin kapsamı da ilgili çalışmaların artması ile daha da genişlemiştir. Örneğin; tıp bilimindeki gelişmeler biyolojik iletişim, nörolojik iletişim, psikoloji bilimindeki gelişmeler iletişim psikolojisi, bilgisayar bilimleri ve sibernetik alanındaki gelişmeler veri iletişimi, felsefe alanındaki yeni gelişmeler iletişim felsefesine, dil bilim ve semantik alanındaki gelişmeler anlamsal iletişime, basm-yaym alanındaki gelişmeler kitle iletişimine, davranış bilimleri ve eğitim bilimlerindeki gelişmeler de bir eğitim iletişimi kavramına yönelik yapıyı hazırlamıştır.Item Psikolojik danışmada savunma mekanizmlarının tanınması ve şekillendirilmesi(Ankara Üniversitesi: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 1992) Ersever, Hakan; Clark, Arthur; Eğitim Bilimleri FakültesiBu makalede, psikolojik danışmada, danışanın sergilediği savunma mekanizmalarım tanımada ve şekillendirmede yararlı olabilecek bazı görüşler ve yollar önerilmektedir. Psikolojik danışma ilişkisinde, danışanın kullandığı savunma mekanizmalarına sistematik bir şekilde yaklaşılması terapötik kazanca katkıda bulunmaktadır. Danışmanın, süreç içerisinde, uygun olmayan tepkilerde bulunması, danışanın kullandığı savunmaların daha da yoğunlaşmasına neden olmakta ve psikolojik danışma ilişkisini baltalamaktadır. Bireysel savunmaların tanımları ve savunma mekanizmalarının tanınabilmesi için gerekli olan göstergeler sağlanmaya çakşılmıştır. Savunma mekanizmalarını şekillendirme süreci bir vaka örneği ile gösterilmiştir. Hataların en büyüğü, bunların hiçbirinin farkında olmamaktır.Item watson- glaser eleştirel akıl yürütme gücü ölçeği’nin (w-geaygö) üniversite ikinci, üçüncü ve dördüncü sınıf ingilizce bölümü öğretmen adayları üzerindeki güvenirlik çalışması(Ankara Üniversitesi: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 1992) Aybek, Birsel; Çelik, Metehan; Eğitim Bilimleri FakültesiItem Denizli'nin bazı ilçelerindeki rtoplumsal değişmelerin gençlik ve el sanatlarına etkisi üzerine bir araştırma(Ankara Üniversitesi: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 1992) Tezcan, Mahmut; Eğitim Bilimleri FakültesiGünümüz Türkiye’sinde toplumsal değişmeler büyük bir yoğunluk, kazanmış her alana yayılmıştır. Ülkemiz illerinden Denizli de bu değişmelerden geniş ölçüde etkilenmiştir. Araştırma yöremiz, Denizli’nin Yatağan, Serinlıisar, Yeşilyuva ve Babadağ kasabalarıdır. Serinhisar ve Babadağ bugün ilçe olmuşlardır. Araştırma konumuz, bu kasabalardaki toplumsal değişmelerin gençliğe ve geleneksel el sanatlarına yansımasıdır. Amacımız, bugünkü durumu ortaya koymaktır. Çalışmamızın verileri, adı geçen yörelerdeki kişisel gözlemlerimiz ile yetkili kişiler (Belediye Başkanları ve gençler)le görüşmelerimize dayandı-dırılmıştır. Ayrıca, yöreye ilişkin bazı yayınlar da gözden geçirilmiştir.Item Evrim içinde sanat eğitimi politikaları(Ankara Üniversitesi: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 1992) San, İnci; Eğitim Bilimleri FakültesiBir toplumsal kurum olarak okul, bir toplumsal bilim ve düzence olarak eğitim nasıl toplumdaki bilimsel, sosyolojik, teknolojik, kültürel ve siyasal değişmelerle değişime uğruyorsa, sanat eğitimi de aynı değişimleri gösterir. Avrupa’da tarihsel gelişim içinde sanat eğitimi değişik ve ayrımlı ereklere yönelmiş, çeşitli işlevsel ve ideolojik leitmotifler sanat eğitimine egemen olmuştur. Birbiriyle oldukça karmaşık bir biçimde düğümlenen bu işlev, ar ek ve ideolojiler arasından birtakım leitmotiflerin saptanabilmesi olanaklıdır. Bunların çoğunun kimi zaman evrensel anlamlar ve uzantılar taşıdıkları da anımsanmalıdır. Kısaca bu Ieitmotifleri şöylece özetleyebiliriz:Item Potansiyal özgürlükten eylemsel özgürlüğe(Ankara Üniversitesi: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 1992) Kale, Nesrin; Eğitim Bilimleri FakültesiLiberalliğin, liberal eylemlerin insanın en önemli erdemlerinden olduğunun bilincine ancak, tam olarak bireyselleşmiş; kendini gerçekleştirmiş kişiler sahip olabileceğine göre, toplumda bireyselleşmeyi önleyen tüm tabuları kaldıralım, insan istismarlarını önleyelim ve herşey-den önce eğitimde genç nesli olabildiğince bireyselleştirmekten (liberalleştirmekten) korkmayalım.Item Öğretmen adayları için uygulama modelleri(Ankara Üniversitesi: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 1992) Gültekin, Mehmet; Eğitim Bilimleri FakültesiÖğretmenler, eğitim sisteminin önemli bir öğesini oluşturmaktadırlar. Eğitim sisteminin başarısı, temelde, sistemi işletecek olan öğretmenlerin niteliklerine bağlıdır. Bu durum sözkonusu personelin eğitilmesi üzerinde dikkatle ve önemle durulmasını gerektirmektedir. Öğretmenler; devletin eğitim politikasını uygulayan, uygulama sonuçları ile bu politikayı etkileyerek bireylerin eğitim sorumluluğunu üstlenen bir meslek grubunu oluşturmaktadırlar. Öğretmenlerin böylesine bir sorumluluğu yerine getirebilmeleri için meslekleriyle ilgili gerekli bilgi ve becerilerle donatılmaları gerekmektedir. Bu da nitelikli öğretmen eğitimi programları ile gerçekleşir.Item İki eleştirel akıl yürütme gücü ölçeğinin geçerlik ve güvenirliğinin bir psikologlar paneli tarafından değerlendirilmesi(1992) Modjeski, Richard; William, Michael; Çıkrıkçı, Nükhet; Eğitim Bilimleri FakültesiBu çalışma iki eleştirel akıl yürütme gücü ölçeğinin a) Cornell Eleştirel Akıl Yürütme Gücü testi Düzey .X’le b) Watson-Glaser Akıl Yürütme Gücü Ölçeği-Form YM’nin geçerlik, güvenirlik^ ve ölçme hatalarının bir psikologlar paneli tarafından, değerlendirimesi çalışmasıdır. Bu değerlendirmede ölçütler takımı olarak, “Eğitimsel ve Psikolojik- Testlere İlişkin Standarlar” adlı yayının 1974 baskısındaki 10 temel geçerlik, 5 temel güvenirlik ve ölçme hatası standardı ele alınmıştır.Item Sistemci epistomoloji(Ankara Üniversitesi: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 1992) Wilson, Albert; Yılmaz, Muhsin; Eğitim Bilimleri Fakültesiiçinde yaşadığımız çağın tecrübeleri bilgiyi toplayış ve işleyiş biçimlerimizin eskidiğini çeşitli örneklerle göstermiştir. Ama biz bala, bazı epistemolojik varsayım ve değerlerimizin keyfiliğini görmezden gelerek, bilme yöntemlerimizi temel, değişmez ve mutlak --tıpkı ikiyüz yıl önce Öklidçi geometriye atfettiğimiz mutlaklık gibi- olarak görme eğilimin-deyiz. Oysa bilgideki bölünme ve uzmanlaşma, bu bilgi birikiminin yeni bazı Babil kulelerine dönüşmesini önlemek için, yaşayışımızı düzenlemede daba kapsamb ve bütüncül bir yaklaşım’ gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. insan ilişkileri, kaynak kullanımı ve dağıtımı, nüfus, ekoloji vb. alanlarda karşılaştığımız krizlerin çoğu, bunların çözümünün politika ve hukuk biliminin ötesinde aranması gerektiği bilincini hızla yaygınlaştırmaktadır. Bu krizler yalnızca, köklerini tarihi dinsel inançlarda bulan aksiyolojik unsurlardan değil, fakat köklerini çağdaş bilimsel dünya görüşünde bulan epistemolojik unsurlardan da kaynaklanmaktadır. Engin dünyanın geniş ovaları boyunca süren göçebelik çağlarında geçerli olan değerler -verimli ve üretken olmak ve toprağı geliştirmek— artık yoğun nüfusa sahip ve sonlu bir dünya için yanbş yönlendirmelerdir1, insanın yaşantısını, insandan bağımsız ama insanın “nesnel” temsili olarak gören bir epistemoloji yalnızca aldatıcı değil, fakat aynı zamanda dünya ile etkileşim halindeki insanın kendine özgü gücünü de görmezlikten gelmektedir. Dünya sistemi gibi karmaşık sistemlere ilişkin model ve de kurgular (simulation) kavrayışlarımızda başarısızlıklar olduğunu göstermektedir.Item Bazı paradigmalarda eğitim ve özgürlük ilişkisi(Ankara : Ankara Üniversitesi : Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 1992) İnal, Kemal; Eğitim Bilimleri FakültesiBu makalenin amacı, radikal ve özgürlükçü anlayışların eğitim konusunda nasıl biçimlendiğini araştırmaktır. Bu amaçla makalede Anarşizm ve Marksizm ile birlikte Freud’cu Sol ve Işlevselci paradigmaların kısa, bir genel açıklaması verildikten sonra, bu yaklaşımlar çerçevesinde düşünülebilecek bazı kişilere yer verilmektedir. Önce Marksist çerçevede eğitime bakan Freire, Bowles ve Gintis, Althusser ve Poulantsaz incelendikten sonra, ikinci olarak, Anarşizm’e değinilmektedir. Godwin, Stirner ve Baker Anarşist yaklaşım içinde ele alınmaktadır. Freud’u “SoP’dan geliştirmeye çalışmış olan Reich ve Neil, psikoloji ve psikanaliz derinlikli görüşleriyle, eğitim ile özgürlük arasında ilişki aramışlardır. Son olarak, toplumbilim de II. Dünya Savaşı sonrası çok kullanılan Işlevselci yaklaşım içinde Illich ile Collins incelenmiştir.Item Büyük Selçuklu devletinde eğitim ve öğretime genel bir bakış(Ankara : Ankara Üniversitesi : Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 1992) Güven, İsmail; Eğitim Bilimleri FakültesiBugüne kadar kurulmuş olan Türk devletlerinin içinde en önemlilerinden birisi de “Büyük Selçuklu Devleti”dir. (1040-1308) Selçuklular gerek Türk, gerekse Dünya tarihinde medeniyete katkı bakımından çok önemli roller oynamışlar ve çok önemli gelişmeleri ortaya çıkarmışlardır. Eğitim alanında da Türk Eğitimine katkıda bulunan hatta birçok yeni kuruluşun öncülüğünü yaparak, günümüze ulaşmasını sağlayan devlet, yine Selçuklu devleti ölmuşlur denilebilir. Özellikle bu devirde kurulmuş bazı kurumlar günümüz modern Türkiye’sinde bile halen mevcuttur. Bu nedenle buradaki eğitimsel gelişmelerin kısa da olsa ele alınmasının Türk Eğitim Tarihi’ne katkıda bulunacağını umuyoruz.Item Eğitim programlarını geliştirme etkinlikleri üzerine bir desenleme(Ankara Üniversitesi: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 1992) Babadoğan, Cem; Eğitim Bilimleri Fakültesiİster bir eğitim isterse bir öğretim programım gcbştirirken önceden geliştirme hazırlığı yapmak gerekir. Bu bir tür planlamadır ve buna geliştirme programı denir. Bir model oluştururken, yürürlükteki programı daha yeterli bir duruma getirmek için, onun etkinliğinin incelenmesi gerekir. Bu incelemede, değerlendirilecek unsurların çerçevesinin sağlam olarak belirlenmesi önem taşımaktadır.Item Batılılaşma ve Eğitim(Ankara : Ankara Üniversitesi : Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 1992) Doğan, İsmail; Eğitim Bilimleri FakültesiBatılılaşma, Batılı kültür ve değerler doğrultusunda gelişen yeni yaşama biçimlerinin yön ve hedefini belirleyen bir kavramdır. Modernleşme ve yenileşme kavramlarını da içermesi bu yüzdendir. İnsan ve toplundan ayakta tutan, kültürel ürün ve etkinliklerin yerel (mahalli) koşulları zorlayarak kendi dışına yönelmeleri giderek bir üstünlük ölçütüne ulaşması başka kültürler karşısında temel farklılaşma nedeni olarak ortaya çıkmaktadır. Batılılaşma, böyle bir farklılaşmayı kendi lehine bir üstünlük ölçütü olarak çeviren bir uygarlığın kendi dışındaki ülke ve toplümların (kültür ve uygarkkların) bu görece üstünlük karşısında temel tercih ve redlerinin keşistiği süreç olarak ta adlandırılabilir.Item Özel eğitimde anne-baba eğitim programları(Ankara Üniversitesi: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 1992) Sucuoğlu, Bülbin; Küçüker, Sevgi; Kanık, Nuray; Eğitim Bilimleri FakültesiItem Üniversite ııı. sınıf öğrencilerinin grup etkileşimi yaşantısıyla ilgili tutumlarının değerlendirilmesi(Ankara Üniversitesi: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 1992) Öner, Uğur; Küçüker, Sevgi; Akbalık, Gül; Eğitim Bilimleri Fakültesiİnsanın sağlıklı bir kişilik geliştirebilmesi, kendi iç dünyasının ufak da olsa bir kısmını bir başka inşana açabilmesine bağlıdır. Sağkklı kişiliğin belirleyici özelliklerinden birisi de, bireyin kendisini, en azından yaşamında kendisi için önemli olan diğer bir insan a açabilmesidir. Buna karşın insan kendisini açma sürecini ihmal ederse sağlıklı bir kişilik gelişimi de engellenmeye başlar (Jourard, 1964). Eğer insan kendini açabilmeyi başaramıyorSa kendi gerçek benliğini tanıyabilmesi de güçleşir. Bireyin, kendini açabilmesi doğrudan sağlıklı kişilik anlamına gelmemekle birlikte, insanın ruh sağlığı ve kişilik gelişimi için gerekli ve önemli bir başlangıçtır. İnsan kendi gerçek benliğine yabancılaştığı oranda, çevresindeki kişilerle olan ilişkileri gitgide yüzeyselleşir, yaratıcılıktan uzak, verimsiz bir ilişki türüne dönüşmeye başlar. İşte bu noktada insanı rahatsız etmeye başlayan ilişki türleri ortaya çıkar.Item İşitme engelli bireyleri mesleğe hazırlama(Ankara Üniversitesi: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 1992) Kargın, Tevhide; Eğitim Bilimleri FakültesiMesleğe hazırlanma çocukluk döneminden başlayarak ergenlik döneminin sonuna kadar şekillenen bir süreçtir. Bu süreç içerisinde bireyler aldıkları eğitim, aile ve çevre ile etkileşimin sonunda gelecekte hangi mesleğe yönelecekleri konusunda bir karara varırlar ve bu kararlarını gerçekleştirmeye yönelik bir eğitimden, geçerler. işitme engelli bireyler ise çocukluktan başlayıp ergenlik döneminin sonuna kadar geçen süreç içerisinde bir mesleğe karar verme konusunda bazı engellerle karşı karşıya-dırlar. Bu engeller hem bu bireylerin sözel iletişimindeki güçlüklerinden kaynaklanırken hem de bu bireyleri mesleğe hazırlayıcı uygun programların olmayışından kaynaklanmaktadır.