DÖNEM PROJELERİ
Permanent URI for this collection
Browse
Browsing DÖNEM PROJELERİ by Subject "6306 Sayılı Kanun uygulamaları"
Now showing 1 - 2 of 2
Results Per Page
Sort Options
Item Afet riski altındaki alanlarda kentsel dönüşüm süreci: Turhal örneği(Ankara : Ankara Üniversitesi : Fen Bilimleri Enstitüsü : Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Anabilim Dalı, 2018) Kul, Selim; Fen Bilimleri EnstitüsüKentler, medeniyetler için yaşama kaynaklık eden canlı mekanizmalar olarak görülmektedir. Çeşitli mekânsal doku ve yapılardan oluşan kentsel mekânlar; planlı gelişmelerin yanı sıra kontrolsüz artan nüfusun ihtiyaçları doğrultusunda kimi zaman doğal afetlerin de etkisi ile plansız ve kaçak yapılaşma gibi ortaya çıkan sorunlar yüzünden düzensiz ve işlevsiz gelişmelerin etkisi altında kalmaktadır. Eskiyen, yıpranan ve çöküntü alanı halini alan kent bölgelerinin yeniden işlevsel hale getirilme ihtiyacı zamanla ortaya çıkmaktadır. Çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış Anadolu’da tarihsel süreçte yıkıcı depremlerden dolayı ciddi boyutta can ve mal kaybının yaşandığı bilinmektedir. Özellikle 1999 Marmara Depremi’nin yıkıcı etkisinden dolayı risk azaltıcı önlem arayışı devreye konulmuştur. Bu arayışlar doğrultusunda depremlerin yıkıcı etkilerini azaltmak için afet riski nedeniyle kentsel dönüşüm yaklaşımı ön plana çıkarılmış ve riskli alanların dönüşümünün yasal dayanağı olan 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun yürürlüğe konulmuştur. Bu çalışma kentsel dönüşümü kapsayan kavramsal çerçeve, afet riski nedeniyle kentsel dönüşüm ve Turhal ilçesinde hayata geçirilen kentsel dönüşüm çalışmalarının analizini içermektedir. Çalışmada kuramsal temellerin ve uygulamaların incelenmesinden sonra Turhal Belediyesi tarafından yürütülen kentsel dönüşüm çalışmaları; literatür araştırması, proje arşiv taraması ve proje alanında yapılan gözlem ve piyasa araştırmalarının sonuçlarına dayalı olarak değerlendirilmiştir. Birinci derece deprem kuşağında yer alan ilçede yapılan kentsel dönüşüm çalışması sonrası sağlıksız ve çarpık yapılaşmanın önüne geçilebileceği, eski yapı stokunun yenilenerek risk faktörünün ortadan kaldırılacağı, kentsel donatı alanlarının yetersizliğinin giderileceği ve muhtemel bir depremin yıkıcı etkisinin azaltılacağı öngörülmüştür. Yerel ölçekte kentsel dönüşüm projelerinin geliştirilmesi ve proje fizibilitesine yeterince önemin verilmediği ve proje uygulamasının oldukça yavaş ilerlediği ve çeşitli nedenlerle proje uygulamalarının kesintiye uğradığı dikkati çekmektedir. Yerel yönetimlerde kentsel dönüşüm çalışmalarının bilimsel ilke ve esaslara uygun geliştirilmesi ve uygulanabilmesi için ilgili bütün birimlerde gayrimenkul geliştirme ve yönetimi uzmanlarının istihdamına öncelik verilmesi, kentsel dönüşüm çalışmalarının gayrimenkul geliştirme ve yönetim anlayışı ile ele alınmasını kapsayan yönetim yaklaşımının geliştirilmesine ihtiyaç duyulduğu vurgulanmalıdır.Item Kat irtifakı tesisi ve kat mülkiyetine geçiş işlemlerinde arsa payının dağıtımının 6306 sayılı kanun uygulamaları kapsamında değerlendirilmesi(Ankara: Ankara Üniversitesi:Fen Bilimleri Enstitüsü: Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Anabilim Dalı, 2018) Altınöz, Ayşegül; Prof. Dr. Tanrıvermiş Harun; Fen Bilimleri EnstitüsüTürkiye kentlerinde anagayrimenkullerin bağımsız bölümlerinin arsa payı oranlarının dağıtımının genel olarak hatalı olduğu, arsa payı dağıtımının 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu hükümleri ile uyumlu olmadığı ve bu durumun kentsel dönüşüm uygulamaları ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun uygulamalarında önemli sorunların yaşanmasına neden olduğu gözlenmektedir. Özellikle 6306 Sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra kat maliklerinin kendi taşınmazlarının (mesken, dükkân, mağaza gibi) bulundukları binadaki diğer taşınmazlara göre daha değerli olduğunu ileri sürerek arsa payının düzeltilmesi davası açtıkları ve bunun da dönüşüm projelerinin yavaşlamasına neden olduğu dikkati çekmektedir. Belirtilen kapsamda bu çalışmanın amacı, anagayrimenkullerin bağımsız bölümlerinin arsa paylarının dağıtımının mevcut durumu, arsa payı tahsisinde yapılan hatalar ve yaşanan sorunların seçilmiş taşınmazların analizleri ve mahkeme kararları çerçevesinde incelenmesi, kat malikleri ve gayrimenkul proje geliştirme ve inşaat firmalarının yöneticileri ile yapılan görüşmelerin sonuçlarına göre değerlendirilmesidir. Araştırmada örnek olarak İstanbul İli, Kadıköy İlçesi, Bostancı Mahallesinde saha çalışması yapılarak seçilmiş taşınmazların değerleri tespit edilmiş ve taşınmazların değerlerini etkileyebilen değişkenlerin tespiti ile taşınmaz değerlerine etki oranları; piyasa değeri (karşılaştırmalı satış analizi) ve gelir yöntemi (hasıla kapitalizasyonu (kira çarpanları) sonuçları ile önceki araştırmaların sonuçları birlikte kullanılarak tespit edilmiştir. Buna ilave olarak emlak ofisleri, proje geliştirme ve inşaat firmalarının yöneticileri ile yapılan görüşmelerin sonuçlarına göre arsa payı dağıtımının neden olduğu sorunların tespiti ve olası çözüm önerileri katılımcı bir yaklaşım ile ortaya konulmuştur. İnceleme sonuçlarına göre binaların yapım tarihinde belirlenen arsa paylarının bağımsız bölümlerin nitelikleri ve değerleri ile uyumlu olmadığı, açılan davalarda genellikle arsa paylarının yeniden dağıtımına hükmedildiği ve yeni arsa payları dağıtımının bilirkişiler tarafından bağımsız bölümlerin güncel nitelikleri ve değerlerine göre işlem yaptıkları saptanmıştır. Anataşınmazların arsa paylarının dağıtımının neden olduğu sorunların çözümlenmesi, çok katlı yapılarda arsa payının değerleme raporuna dayalı olarak tespit edilmesi ve taşınmaz değerleme çalışmalarının açıkça önemi ve hanelerin servetlerine etkisini ortaya koymaktadır. Mahkemelerce alınan bilirkişi raporlarında mevcut uygulama yerine üniversitelerin gayrimenkul geliştirme ve yönetimi bölümlerinin lisans ve lisansüstü programlarından mezun olan uzmanlarca hazırlanması ve özellikle kat irtifakı tesisi ve kat mülkiyetine dönüşümde arsa payı tespiti ve dağıtımının anılan uzmanlarca hazırlanacak değerleme raporlarına dayalı olarak yapılması, arsa payı tespitinin yeniden yapılmasına ilişkin davaların ortadan kalkmasına imkan verecek ve özellikle kentsel alanda dönüşüm ve yenileme uygulamalarının kolaylıkla yapılmasına önemli ölçüde katkı yapılabilecektir.