DÖNEM PROJELERİ
Permanent URI for this collection
Browse
Browsing DÖNEM PROJELERİ by Subject "acele kamulaştırma ve uygulama sonuçlarının değerlendirilmesi"
Now showing 1 - 1 of 1
Results Per Page
Sort Options
Item Hükümet politikalarinin kamulaştirma yöntemleri ve değerlerine etkileri(Ankara : Ankara Üniversitesi : Fen Bilimleri Enstitüsü : Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Anabilim Dalı, 2019) Sarı, Uğur; Fen Bilimleri EnstitüsüTürkiye’de kamulaştırma; merkezi ve yerel yönetimler tarafından etkin bir kamusal tercih olarak değerlendirilmekte ve taşınmaz edinim yöntemi olarak kullanılmaktadır. Olağan kamulaştırma yöntemleri işlemlerinin uzun sürmesi nedeniyle kamu yatırımlarında yaşanan gecikmelerin önüne geçilmesi ve yatırımlarda aksamaların meydana gelmemesi gerekçesiyle acele kamulaştırma yöntemine son on yılda yoğun olarak başvurulmaktadır. İlk defa 1956 tarihli 6830 sayılı İstimlâk Kanununun 27. maddesi ile Türk Hukuk Sistemine giren acele kamulaştırma yöntemi ilk olarak 1978 yılında kullanılmıştır. Yatırım projelerinde arazi ediniminde acele kamulaştırma yapılması 2000 yılına kadar olan dönemde 20 adetten daha az sayıda projede uygulanmış iken, 2000’li yıllardan sonra özellikle 2010 sonrası dönemde en sık başvurulan arazi edinim yöntemi olarak uygulandığıgörülmektedir. Bu çalışmada; sosyoekonomik gelişmişlik sıralaması farklı olan illerde yapılan kamulaştırma işlemlerine ilişkin verilerin analizi yapılarak kamulaştırma işlemleri ve değerleri ile hükümet politikaları arasındaki olası ilişkiler karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre sosyoekonomik gelişmişlik düzeyi düşük olan illerde cinsi tarla, bağ ve bahçe olan arazilerin kamulaştırma birim değerlerinin, gelişmişlik düzeyi yüksek olan illere oranla daha yüksek olduğu ortaya konulmuştur. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa göre arazilerin kamulaştırma bedellerinin takdirinin gelir değeri üzerinden yapılmasında sorunların olduğu, gelir değerinin rasyonel ve kabul edilebilir düzeyde analiz edilemediği, 2942 Sayılı Kanunun 11. ve 12. maddelerinde belirtilen ölçütlerin değerlemede yeterince dikkate alınamadığı ve değerleme raporlarının bilimsel esaslar, değerleme standartları ve teknik ilkelerin dikkate alınamadan yapıldığı ve sonuçlarının gerçekçi olmadığı, hükümet politikalarında etkisi ile değerleme çalışmasının adeta zarar giderme ve telafi edici araç niteliğine dönüştürülmesi neticesinde kamulaştırma bedellerinin olması gereken tutarın genellikle üzerinde tespit edildiği görülmüştür. Esasen değerleme uygulamasının bir uzmanlık işi olduğu, kamulaştırma bilirkişiliğinin mühendislik veya mimarlık eğitimi almış kişilerce rasyonel yapılmasının mümkün olmadığı ve bu yüzden 6306 Sayılı Kanunun 12. maddesi ile değişik 2942 Sayılı Kanunun 15. maddesi çerçevesinde taşınmaz geliştirme konusunda yüksek lisans veya doktora yapmış uzmanların bilirkişi kurullarına alınması zorunluluğu getirilmiş olduğu vurgulanmalıdır. Kamulaştırma sürecinde kısıtlı kamu kaynağının rasyonel kullanılması ve mülkiyet hakkına, haksız ve orantısız bir müdahalenin önüne geçebilmesi için rasyonel değerleme yapılması ve bedelin uygun araçlarla ödenmesine bağlı olduğu ve rasyonel değerleme çalışmasının da gerek idare bünyesinde, gerekse mahkemelerce seçilecek bilirkişi kurullarında gayrimenkul geliştirme ve yönetimi uzmanlarının bulunmasına bağlı olduğu gözden uzak tutulmamalıdır. Bu çerçevede merkezi idare ve yerel yönetimlerde arazi edinimi, kamulaştırma, etüd ve proje, fen işleri ve ilgili diğer birimlerde gayrimenkul geliştirme ve yönetimi uzmanlarının istihdam edilmesi yoluyla arazi edinimi ve değerleme sorunlarının asgari düzeye çekilmesinin mümkün olabileceği, malik ile idare arasında yaşanan anlaşmazlıkların azaltılabileceği ve bu yolla dava ekonomisinin de yapılmasının mümkün olabileceği vurgulanmalıdır.