Cilt:79 Sayı:03 (2024)
Permanent URI for this collection
Browse
Browsing Cilt:79 Sayı:03 (2024) by Title
Now showing 1 - 9 of 9
Results Per Page
Sort Options
Item 12 Eylül’ün İletişimsel Belleği ve Bir Bellek Taşıyıcısı Olarak Ahmet Kaya(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler fakültesi, 2024) Orhon, GözeBu çalışma 12 Eylül’ün toplumsal belleğine özgül bir bakış açısıyla yaklaşmayı ve darbenin toplumsal belleğinin kuşaklararası niteliğini Ahmet Kaya örneği dolayımıyla çözümlemenin konusu haline getirmeyi hedeflemektedir. Kimi özgül nitelikleri nedeniyle Ahmet Kaya 12 Eylül belleğinin kuşak içi inşasında ve kuşaklar arası aktarımında önemli bir figür olarak ele alınmaktadır. 12 Eylül darbesini kişisel olarak deneyimlememiş, kendini sol siyasete referansla farklı biçimlerde tanımlayan, 1970-1999 arasında doğmuş kişilerle yapılan bir saha araştırmasının verilerine dayanan bu çalışmanın, görüşmecilerin bellek anlatıları aracılığıyla Ahmet Kaya’ya odaklanıyor olmasının nedeni, Kaya’nın hem kuşaklar arası bellek aktarımında hem de kuşak içi etkileşimlerde özgül bir rol oynamasıdır. Ahmet Kaya’nın bu özgül niteliği, onu hem 12 Eylül’ün iletişimsel belleğinin bir bileşeni, hem de bir bellek taşıyıcı olarak tartışılmasını olanaklı kılmaktadır. Çalışma ilkin 12 Eylül’ü deneyimleyen ve deneyimlemeyen grupları, köklerini Mannheim’ın kuşak kavrayışından alan bir kuşak tartışmasıyla ele almakta, daha sonra görüşmecilerin anlatılarının sunduğu veriyi kavramsal olarak iletişimsel bellek ve bellek taşıyıcısı tartışmalarını odağa alarak çözümlemektedir.Item AKP’de Kadınların Siyaseti: Parti, Parti Kadın Kolları, Kadın Seçmenler(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler fakültesi, 2024) Kourou, Nur SinemSiyasetin kadınlaşması (İngilizce kavramıyla feminization) üzerine yapılan araştırmalar, kadınların siyasi katılımını ve temsilini ardışık ve ilişkisel bir süreç olarak göstermektedir. Ancak, özellikle muhafazakârsağ partiler ve kadınların bu partilerdeki siyasal aktivizmi hakkında yapılan yeni analizler, siyasette giderek artan kadın varlığına, kadın sorunlarına ve bu sorunların temsiline feminist bir cevap verememektedir. Bu çıkarımların uyandırdığı merak ile bu makale, Türkiye’deki muhafazakâr-sağ siyasetin temsilcisi olan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) örneği üzerinden siyasetin kadınlaşması ve toplumsal cinsiyet politikalarının antifeminist doğasının nasıl bir arada olabildiğini incelemektedir. Araştırma, partiye bağlı kadın kolları ve partiye oy veren kadınlar üzerine nitel araştırma yoluyla gerçekleştirilmiş olup, kadınların siyasi katılım sürecine odaklanmaktadır. Araştırmanın ortaya çıkardığı temel bulgu ise AKP’de kadınlaşmanın ve anti-feminist politikaların birlikte var olabilmesidir. Parti, anti-feminist koşullar olarak kabul edilen belirli sınırlar ve kısıtlamalar sunarken, kadınlar bunlara uyum sağlayıp, siyasi aktivizmlerini kadın kollarına katılarak ve dünya görüşleriyle denk düştüğünü düşünüp partiye oy vererek stratejik bir şekilde sürdürmektedir. Bu bağlamda, kadınların siyasetteki varlığı, kadınlar için literatürün beklediği köklü ve etkin bir dönüşüm getirmemektedir.Item AKP’li Yıllarda Türkiye Ekonomisi: Panoramik Bir Değerlendirme(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler fakültesi, 2024) Atbaşı, Ferda; Öziş, Mustafa; Kurtulmuş, Miris MeryemAKP hükümetinin ekonomi politikalarının değerlendirilmesinde genel bir uzlaşı vardır. Kimileri hükümeti 2002- 2013'yılları arasında temel ekonomik parametreler açısından başarılı bulurken, sonraki dönemde başarısızlığın sebeplerinin neler olduğu konusunda bahsedilen uzlaşma yerini ‘resmi’ ve ‘muhalif’ olmak üzere iki farklı açıklamaya bırakmıştır. ‘Resmi’ görüş, olası başarısızlığı ülke dışındaki ‘güçler’ tarafından mevcut hükümete karşı komplo yapıldığı senaryolarına dayandırmaktadır. ‘Muhalif’ görüş ise ikinci on yıldaki başarısızlığı ilk dönemde uygulanan politikaların değişmesine bağlamaktadır. Bu makalenin amacı, Türkiye ekonomisinin son yirmi yıldaki ekonomik performansına ilişkin mevcut görüşleri eleştirel bir şekilde tartışmak ve yeni bir görüş önermektir. Bunun için üç yönlü bir analiz yapılmıştır. İlk olarak, Türkiye ekonomisinin finansal ve endüstriyel performansı ve değişen ekonomi politikalarının sürdürülebilirliği betimsel bir veri analizi ile değerlendirilmektedir. Ardından, hükümetin kendi ürettiği ekonomik raporlardaki itiraf ve ifadelerin izlerini sürerek ‘uzlaşı’ eleştirel bir şekilde tartışılmaktadır. Son olarak, uygulanan ekonomi politikalarının bölüşümsel etkileri incelenmektedir.Item Kadınların Gayri Resmi Barış Süreçlerindeki Rolünün Kadın Haklarına Yönelik Çıktıları: Güney Afrika Örneği(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler fakültesi, 2024) Köse, Bahar; Eminoğlu, AyçaTüm zamanlarda ve dünyanın her yerinde kadınlar ekonomiden sağlığa, eğitimden dış politikaya hayatın her alanından dışlanma ve ikincil bir statüye indirgenme durumuyla karşı karşıya kalmaktadır. Bu durum barışın sağlanması ve toplumun yeniden yapılanması söz konusu olduğunda da geçerliliğini korumaktadır. Bu doğrultuda kadınlar toplumun geleceğinin inşa edildiği resmi masalardan dışlanmakta ve kadınların çabaları çoğunlukla gayri resmi bir statüye indirgenmektedir. Gayri resmi süreçlerde kadınlar gerek bireysel gerekse örgüt halinde toplumun geleceğinin inşasında önemli görevler üstlenmektedir. Bu çalışmanın amacı barışı resmi süreçlerin ötesinde ele alarak kadınların gayri resmi çabalarının kadın hakları bakımından ülkenin geleceğine yaptığı önemli katkıları vurgulamaktır. Bu doğrultuda Güney Afrika örneğini ele alarak kadın örgütlerinin stratejik hamlelerinin mevzuattaki yansımaları incelenmiştir. Neticede kadınların gayri resmi faaliyetlerinin resmi süreçleri önemli ölçüde etkilediği ve kadınlara yasal ehliyet, siyasi temsil, nafaka, aile içi şiddetten korunma vb. pek çok yasal hak tanıdığı sonucuna varılmıştır. Bu vesileyle gayri resmi barış süreçlerinin önemi ve barış süreçlerine kadın katılımının önemli çıktıları gibi konulara da dikkat çekilmiştir.Item Klientalizmin Weberyan Bir Okuması ve Rasyonel Bir Örnek Olarak Orta Asya Türk Geleneğinde Nökerlik(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler fakültesi, 2024) Özel, MesutKlientalizmin farklı formlarına da işaret eden değişik adlandırmalarına bakıldığında bu ilişkiye kaynaklık eden ağırlıklı olarak modern öncesi patrimonyalist ve partikülarist temellerin; kültürel, geleneksel bir boyutu olduğu görülebilmektedir. Himaye edenin geleneksel kodlarla beslenen karizması bu toplumsal ilişki tipinin kültürel açıdan irdelenmesinin önemli açılımlar sunacağını vaat etmektedir. Bu ilişki sistemi asimetrik bir ilişkidir ve dolayısıyla bir otoriteye de işaret etmektedir. Bu bağlamda klientalizm olgusu, otorite konusunda değerlendirmelerine en çok başvurulan düşünürlerden biri olan M. Weber’in otorite analizi izleğinden değerlendirilmeye çalışılmıştır. Farklı bağlamlarda farklı klientalist ilişki tiplerine işaret eden ve dolayısıyla bir kavram karmaşası halini almış konu; temel kavram ve adlandırmaların incelenmesi ile başlayarak, konunun otorite perspektifinden bir okumasıyla devam ettirilmiştir. Klientalist uygulamalara en yaygın çözüm önerisi olarak sunulan liyakat konusu büyük ve kadim bir uygarlığa sahip Orta Asya-Türki devlet ve toplum geleneği bağlamında değerlendirilmiş ve bu yaklaşımla bir Orta Asya geleneği olarak nökerlik yönetim/ilişki sistemiyle, liyakatin Orta Asya-Türki toplum ve devlet anlayışı/işleyişindeki köklerine işaret edilmeye çalışılmıştırItem Mind Control ’den Telegram’a: Bir Komplo Söyleminin Yerelleşme Dinamikleri(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler fakültesi, 2024) Durmaz, İlker YasinBu çalışma, beyin yıkama ve zihin kontrolüne ilişkin komplo söylemlerinin yerelleşme dinamiklerini Türkiye’deki “telegram” komplo söylemi üzerinden incelemeyi amaçlamaktadır. Bu söyleme göre, telegram kurgusal bir zihin kontrol cihazının adıdır ve Türkiye’de politik amaçlar ile sıklıkla kullanılmaktadır. Telegram komplo söylemi, Salih Mirzabeyoğlu özelinde İBDA/C grubunun politik çerçeveleme aracı olarak ortaya çıkmaktadır. Çalışma bu politik aracı, grubun dergilerinden olan Baran, Akademya, Beklenen Yeni Nizam ve Aylık dergilerindeki telegram tartışmaları ekseninde ele almaktadır. Dergilerdeki komplocu söylemi eleştirel bir biçimde değerlendiren çalışma, söylemin politik alana devşirilmesinin nasıl ve hangi bağlamlarda gerçekleştiğini değerlendirmektedir. Söylemin yerelleşmesi sürecinde Amerikan politik düşüncesindeki küresel aktörler yerel temsilcilere dönüşmüş, şeytani misyonlar Komünistlerden Kemalistlere ya da ılımlı İslamcılara devredilmiştir. Telegram komplo söyleminin yerelleşmesi aynı zamanda Türkiye’deki İslamcılığın politik sınırlarına ilişkin veriler de sunmaktadır. Tarihsel olarak kurulmuş İslamcı/laik, dindar/seküler ayrımları telegram komplo söyleminin en önemli temalarından birisini oluşturmakta ve söylem aracılığıyla yeniden üretilmektedir. Bu bağlamda çalışma, ulusal ve uluslararası politik olayları anlama ve yorumlama biçimleri ile komplo söyleminin oluşturduğu evrenlerin özdeşlik zeminine işaret etmekte ve onun yeniden üretilme safhalarını telegram komplo söylemi aracılığıyla soruşturmaktadır.Item Pasquale, Frank, New Laws of Robotics: Defending Human Expertise in the Age of AI, Cambridge, Massachusetts: The Belknap Press of Harvard University Press,(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler fakültesi, 2024) Bilgiç, Ezgi TurgutBu çalışmada Frank Pasquale’ın “New laws of robotics : defending human expertise in the age of AI” başlıklı kitabı incelenmektedir. İnceleme özellikle son yıllarda ivmelenen bir çizgisi olan yapay zekâ ve robotikteki ilerlemelerle yazarın konu hakkındaki eleştiri ve önerileri bağlamında yapılmıştır. Kitabı önemli kılan husus, toplumsal refah ve iş güvenliğinden ziyade maliyetlerin azaltılmasına ve verimliliğe öncelik veren baskın ekonomik modellere ve neo-liberal politikalara yönelik bir eleştiri niteliği taşımasıdır. Yazar çalışmasında emeği salt üretim sürecindeki bir girdi olarak gören, sosyal eşitsizliği artıran hâkim teknolojik determinizme karşı çıkarak insan uzmanlığına değer veren bir ekonomi politik anlayışı savunmaktadır.Item Savunma ve Yayılma Paradoksu Çerçevesinde Rus Çarlığı’nın Emperyal Jeopolitiği(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler fakültesi, 2024) Gülboy, Burak Samih; Güzel, SerhatSanayi Devrimi ertesinde buhar gücünden faydalanan teknolojiler deniz ve kara ulaşımında devletlerin coğrafi vizyonlarını devrimsel anlamda değiştirdi. Geleceğe yönelik yapılan bu değişimler tek bir alanda gerçekleşmedi. Askeri teknolojilerdeki hızlı gelişmenin eşliğinde devletler güçlerini sınırlarının çok ötesine taşıma yeteneğine sahip olmuş ve coğrafyayı siyasal ve stratejik olarak yeniden yorumlamaya başlamıştır. Özellikle 19. yüzyılın sonunda emperyal jeopolitiğin yükselişine şahit olunmuştur. 1815’ten sonra Avrupa’nın büyük güçleri arasında başat statüsünü pekiştiren Çarlık Rusya, 19. Yüzyılın devamında Avrupa, BalkanlarOsmanlı İmparatorluğu ve Asya topraklarında etkili oldu. Çarlığın bu topraklarda izlediği stratejiler savunma ile yayılma arasında değişiklik gösterdi. Rus Çarlığının bu coğrafyalardaki aktivasyonu, karar alıcıları çevreleyen entelektüel alanda da jeopolitik düşüncelerin canlanmasını sağlayarak Çarlığın emperyal jeopolitiğini oluşturmuştur. Bu makalenin amacı Rus Çarlığının 19. yüzyıldaki stratejisi çerçevesinde Çarlık Rusya’sının jeopolitik düşüncesini analiz ederek tanıtmaktır.Item Şehirlerde Elektrikli Skuterlerin Kullanımı Mikro Hareketlilik İçin Bir Çözüm mü, Yoksa Yeni Bir Sorun Alanı mı?(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler fakültesi, 2024) Dağlı, ZülkifBu çalışmanın amacı, Türkiye’de yeni gelişen yasal düzenlemeler ışığında yerel yönetimlerin bakış açılarına göre elektrikli skuterlerin (e-skuter) kullanımının mikro hareketlilikte bir çözüm yolu olup olmadığını ve yaşanan sorunları araştırmaktır. Nicel araştırma yöntemine göre tasarlanan araştırmada, kapalı uçlu ve açık uçlu sorulardan oluşan anket 81 ilin ilgili yerel yönetim yöneticilerine gönderilmiş ve cevaplandırmaları istenmiştir. Toplamda e-skuter kullanımının olduğu 21 ilin yerel yöneticilerinden gelen cevaplar doğrultusunda araştırma bulguları oluşturulmuştur. Bulguların elde edilmesinde frekans analizleri kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre e-skuter kullanımı, Türkiye için henüz deneyimlenen ve geliştirilmeye açık bir alandır. Türkiye’de e-skuter kullanımı daha çok yeni olmasına rağmen yasal düzenlemeler ve izinlerin alınması konusunda oldukça ilerleme kaydedilmiştir. Sonuçlar; yaş, hız sınırı gibi kullanım şartları konusunda yasal kurallara uyulduğu ve mevzuata uygun olarak kullanımının denetlendiğini göstermektedir. E-skuterler için bisiklet yolları bulunurken, park edilebilmeleri için çizilmiş özel alanların oluşturulamamıştır. Ayrıca sürüşle ilgili online-internet üzerinden eğitimlerde olduğu gibi bazı sorunlar bulunmaktadır. E-skuterlerin egzoz emisyon ve karbon salınımında ise faydalı olabileceği sonucu ortaya çıkmıştır. Diğer taraftan bunların günlük trafik akışında yeterince bir düzelme sağlayamadığı, kullanım ücretlerine dair iller arasında farklılıklar olduğu, e-skuter kullanımının yaygınlaştırılması ve diğer ulaşım türleri ile entegre edilmesinde de birtakım sorunlar olduğu göze çarpmaktadır. Nihayetinde e-skuterlerin yakın mesafe ulaşımında olumlu bir etkisinin olabileceği belirlenmiştir.