Cilt:07 Sayı:01 (2020)

Browse

Recent Submissions

Now showing 1 - 6 of 6
  • Item
    Yıllık Raporlarda Kurumsal Anlatı: Kurum Yöneticilerinin Mektuplarına Yönelik Bir Söylem Analizi
    (Ankara Üniversitesi, 2020-05-15) Kılınç, Özgür; Arıcı, Ali; İletişim Fakültesi
    Çalışmanın amacı, kurum yöneticilerinin yıllık raporlar kapsamında yer alan mektuplarını incelemek ve bu mektuplardaki halkla ilişkiler anlatısının nasıl yapılandırıldığını değerlendirmektir. Bu kapsamda, 2018 yılında Brand Finance tarafından yapılan araştırma sonucunda belirlenen Türkiye’nin En Değerli Markaları Raporu’nda ilk 12 içerisinde yer alan Arçelik, Garanti Bankası, Migros ve Turkcell’in 2018 yıllık faaliyet raporlarında yer alan genel müdür/CEO mesajı bölümleri analiz birimi olarak seçilerek söylem analizi ile incelenmiştir. CEO mektuplarında en sık işlenen temaların sırasıyla “çevresel faktörler”, “sosyal sorumluluk”, “finansal raporlama”, “ödüller/başarılar”, “altyapı ve büyüme” ile “pazarlama karması” olduğu görülmüştür. Beyanlar topluluğu olan CEO mektuplarının, söylem analizi çerçevesinde dil ve bağlam arasındaki ilişkiyi “birinci çoğul şahıs” (biz) üzerinden kurduğu ortaya çıkmıştır. CEO’lar tarafından “çevresel faktörler” teması altında küresel gelişmelerin yakından izlendiği, kurumsal yaşamın başarılar/ödüller üzerinden aktarıldığı belirlenmiştir. CEO mektuplarında kurumsal sosyal sorumluluk temasının genellikle son bölümde sponsorluklar, kamu faydası ve girişimcilik kodlarında oluştuğu, geçmişe ve şimdiki zamana ait cümlelerin belirgin bir şekilde çoğunlukta olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
  • Item
    Ofansif Mizah, Toplumsal Eşitsizlikler ve Politik Doğruculuk: Stand-Up Komedileri Üzerine Eleştirel Bir Analiz
    (Ankara Üniversitesi, 2020-05-15) Gürler, Gamze; İletişim Fakültesi
    Ofansif mizah, uzlaşılmış sosyal kabullerin sınırlarında bulunan, toplumsal eşitsizlikleri yeniden üreten ya da onları yıkmayı hedefleyen bir türdür. Bu mizah türü, yirminci yüzyılın ortalarında mizah yapma biçimi olarak yaygınlaşan stand-up gösterilerinde de sıklıkla kullanılmaktadır. Bu çalışmanın amacı; çoğu zaman belirli bir derecede ideolojik yönü olan ofansif mizahın, stereotipleri ve toplumsal eşitsizlikleri nasıl yeniden ürettiğini ya da onları nasıl yıktığını ortaya koymak ve ofansif mizah ile politik doğruculuk arasındaki ilişkiyi tartışmaktır. Bu amaç doğrultusunda, üç stand-up gösterisi oluşturulan tematik kodlarla ve eleştirel söylem analizi aracılığıyla incelenmiştir. Toplumsal eşitsizliklerin üretiminde ya da yıkımında, esprinin hedef aldığı kişi/grupların toplumsal konumunun ve ofansif mizah yapmaya yönelik motivasyonların önemli rolleri olduğu vurgulanmıştır. Ayrıca politik doğruculuğun ofansif mizaha karşı tutumunun, iletişim olanaklarını kısıtladığına vurgu yapılarak bir eleştiri de getirilmiştir.
  • Item
    Amerikan Protestan Misyonerlerin Osmanlı Coğrafyasına Yönelik İlk Matbaası: Malta (1822-1833)
    (Ankara Üniversitesi, 2020-05-15) Kahraman, Nazan; İletişim Fakültesi
    Osmanlı coğrafyasına 19. yüzyılın başında gelen Amerikan Protestan misyonerlerin ilk girişimlerinden birisi misyon matbaasının kurulması olmuştur. Bilginin taşıyıcısı olarak matbaa, hem sınırlı sayıda misyonerle büyük bir coğrafyaya erişim sağlamanın yolunu açmış hem de misyonerlerin sözlü dinsel ritüellerinin yazılı kaynaklarla desteklenmesini sağlamıştır. Bu çalışma Amerikan Protestan misyonerlerin Osmanlı coğrafyasına erişim kapsamında kurdukları Malta misyoner matbaasını konu almaktadır. Başlangıçta matbaacılık bilgisi olmayan Protestan misyonerler tarafından çalıştırılan matbaa, ihtiyaçları karşılayamadığında bir matbaacı ve farklı dillere hâkim yardımcılarla yoluna devam etmiştir. Misyonerlik faaliyetlerinin kapsam ve içeriğinde yaşanan değişimler, matbaanın stratejilerinde değişikliği gerektirmiş ve sadece dinsel metin basmak üzere kurulan matbaa, okul kitapları başta olmak üzere seküler metinler de basmıştır. Protestan misyonerler faaliyet gösterdiği süre içinde bölgedeki politik sorunlar ile Katolik Kilisesi, bölge halkı ve hükümetlerin olumsuz tavrından etkilenerek farklı topluluklara yönelen misyon faaliyetlerini desteklemek için farklı dillerde basılan yayınlarını giderek artırmıştır. Temmuz 1822’de elle çalışan bir baskı makinesiyle faaliyete başlayan matbaa çok kısa sürede, yedi dilde baskı yapacak hurufat, üç matbaa makinesi, ciltevi ve kitap deposuna sahip bir işletmeye dönüşmüştür. Aralık 1833’de İzmir’e taşınan matbaa, adada geçen on bir yıl boyunca Akdeniz civarı ve Osmanlı İmparatorluğu’nda konuşulan dillerde milyonlarca sayfa baskı yapmıştır.
  • Item
    19. ve 20. Yüzyıl İstanbulunda Fincancılar Yokuşu, Amerikan Hanı ve Matbaacılık Faaliyetleri
    (Ankara Üniversitesi, 2020-05-15) Turna, Nalan; İletişim Fakültesi
    Bu makale, günümüzde İstanbul Fatih ilçesinde yer alan Fincancılar Yokuşu özelinde, 19. ve 20. yüzyılda Osmanlı matbaacılarını ve matbaacılık faaliyetlerini inceleyecektir. Yokuşta 19. yüzyılda Amerikalı Protestan misyonerleri tarafından inşa edilmiş olan Amerikan Hanı / Bible House da aynı bağlamda değerlendirecektir. Makale, matbaacılık mesleğindekilerin Amerikan misyonerleri, Osmanlı Ermenileri (özelikle de Protestan Ermenileri) ve Osmanlı Müslümanları olduğunu gösterecektir. Fincancılar Yokuşu’nda nelerin basıldığına dair detaylar vererek dönemin bazı okuma alışkanlıklarını ve Osmanlı Protestan Ermenilerinin olası yeni tahayyüllerini örneklendirecektir. Son olarak, matbaacıların, Avrupa’ya hangi alanlarda bağımlı olduklarını ve bu bağımlılığı neyin kırdığına dair bazı analizler yapacaktır. Kısacası, bu makalenin amacı, Fincancılar Yokuşu’ndaki matbaacılık faaliyetlerini incelemek ve böylece 19. ve 20. yüzyıl Osmanlı İmparatorluğundaki okuma alışkanlıklarına, imparatorluk içi ve imparatorluk ötesi ilişkileri ağlarına, Amerikan misyonerlerine ve özellikle de Osmanlı Protestan Ermenilerine dair bazı realiteleri yakalamaktır.
  • Item
    Türkiye’de Sinematograf: Kâzım Nami Duru’nun Türkiye’de Sinema Tarihyazımına Katkısı
    (Ankara Üniversitesi, 2020-05-15) Yıldırım, Fehime Elem; Yıldırım, Tunç; İletişim Fakültesi
    Kâzım Nami Duru; Harbiye’de askeri eğitim almış, orduda yüzbaşılığa kadar yükselmiş, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin oluşumuna doğrudan katılmıştır. II. Meşrutiyet döneminde (1908-1918) askeri kariyerinden vazgeçerek kendisini öncelikle halk ve gençlik terbiyesine adamış bir pedagog, siyasetçi, Fransızca çevirmen, edebiyatçı, yazar ve gazeteci olarak bilinmektedir. Sinemayı sanat olarak değil de salt eğitim ve propaganda vasıtası olarak yani “halk ruhu üzerinde büyük tesir yapan kudretli bir telkin vasıtası” olarak peşinen kabul eden bu angaje aydın acaba Türkiye’de sinema tarihyazımı düşünüldüğünde bir proto-sinema tarihçisi olarak kabul edilebilir mi? Bu çalışmanın amacı, Duru’nun, Türkiye’de henüz bilinmeyen, 1932 yılında Fransızca yayımlanmış “Le cinématographe en Turquie” adlı kısa makalesinin tarihyazımsal çözümlenmesine odaklanmaktır. Duru’nun tarihsel söylemini hakkaniyetli şekilde tahlil edebilmek için kullanılacak olan yöntem Fransız tarihçi Michel de Certeau’nun tarih yazıcılığını “tarihyazımsal işlem” olarak ele alıp çözümlemesine yarayan “üçlü yapı” uygulamasıdır. Duru’nun Türk sinema tarihini ilgilendiren tarihçi söylemi bu yöntembilimsel çerçevede bağlamsallaştırılarak ve tarihselleştirilerek incelenecektir.
  • Item
    Beyoğlu Sinemalarının Dönüşümü ve Sait Faik Abasıyanık Hikâyelerinde Sinema: Yeni Salonlar, Seyirciler ve Deneyimler
    (Ankara Üniversitesi, 2020-05-15) Çam, Aydın; İletişim Fakültesi
    Bu çalışmada geçmişe sinema mekânları, sinema hatıraları, sinemaya gitme eylemi ve seyir deneyimleri aracılığıyla bakmayı esas alan Yeni Sinema Tarihi yaklaşımından hareketle, Sait Faik Abasıyanık’ın hikâyeleri üzerinden Beyoğlu sinemalarının 1930–1955 dönemi ve sinemasal deneyimlerin hikâyelerde nasıl yer aldığı soruşturulmaktadır. Abasıyanık’ın hikâyeleri sinema tarihimize bakmak için insani deneyimlerin detaylı örneklerini içeren edebi eserlerin de kullanılabileceği yeni bağlamlar sunmaktadır. Çalışma kapsamında Abasıyanık’ın 1936–1954 yılları arasında, henüz kendisi hayattayken yayımlanan on kitabıyla beraber, ölümünden sonra 1954–1956 yılları arasında derlenen ve yayımlanan üç kitabında yer alan 217 hikâyesindeki seyir deneyimleriyle bu hikâyelerdeki karakterlerin sinema salonları ve filmlerle kurdukları etkileşimler araştırılmış ve Beyoğlu’nda yaşanan dönüşümlerle birlikte irdelenmiştir. Çalışma için Abasıyanık’ın hikâyeleri on iki kod (sinema, film/filim, yönetmen, aktör, aktris, yıldız, matine, suare, fuaye, salon, balkon ve loca) ve dört kategori (sinemalar ve filmler, seyirciler ve seyir deneyimi, sinema mekânlarının deneyimlenmesi ve yaşamın sinema deneyimiyle anlamlandırılması) bağlamında taranmış, sınıflandırılmış ve “toplumsal dönüşümler ve sinemasal deneyim” üst teması bağlamında yorumlanarak çıktılar oluşturulmuştur.