Cilt:06 Sayı:02 (2021)
Permanent URI for this collection
Browse
Recent Submissions
Item Premçand’ın öykülerinde beylik motifler(Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi, 2021) Yoğurt, Canan; Other; OtherYirminci yüzyılın başlarında yazın hayatına başladığı bilinen Premçand, Hindī ve Urdu edebiyatında modern öykünün ve toplumcu gerçekçiliğin en önemli temsilcilerinden biri olması sebebiyle Hindistan başta olmak üzere dünya genelinde pek çok akademik çalışmaya konu olmuştur. Onun bütün öyküleri Mānsarovar adlı sekiz ciltlik öykü derlemesinde toplanmıştır. Premçand’ın öyküleri üzerinden Hint kültürünü anlamaya yönelik olan bu çalışmanın temel amacı öykülerde geçen beylik motifleri gün yüzüne çıkarmaktır. Edebiyatta “motif” çalışması metin incelemelerinde kullanılan en yaygın edebȋ tekniklerden biridir. Edebȋ eserlerde yinelenen motifler eserin kurgusunu güçlendirmek amacıyla yazarlar tarafından bilinçli bir şekilde kullanılmaktadır. Bu çalışmada Aytaç’ın “beylik motif” tanımı üzerinden ve Richard ve Leavis’in “pratik eleştiri” düşüncesinden hareketle ortaya çıkan “yakın okuma” yöntemi kullanılmıştır. Premçand’ın öyküleri incelendiğinde onun bir öyküsünün bile birden fazla motif içerdiği görülebilir. Aynı zamanda bu çalışmada Premçand’ın öyküleri karşılaştırmalı olarak incelenmiş ve beylik motif bağlamında birtakım benzer noktalara da değinilmiştir. Premçand öykülerinde genellikle geleneksel aile motifine yer vermiştir. Bu geleneksel ailede kadın karakterler nezaketli, hoşgörülü, mütevazı, kocasına ve ailesine hizmet eden; fedakâr ve vefakâr karakterler olarak resmedilmiştir. Öykülerinde içinde yaşadığı toplumun özelliklerini ustaca aktaran Premçand’ın öyküleri bu makalede özellikle başlık parası, geniş aile, gelin-kaynana ya da gelin-kayınbirader çatışması ve istenmeyen kız çocuğu beylik motifleri çerçevesinde ele alınmıştır.Item Suudi Arabistan’da İlk Kadın Roman Yazarı Semira Kaşıkçı'nın Vedda‘tu Âmâlî İsimli Romanının Tahlili(Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi, 2021-12-17) Direkler, Emine; Arap Dili ve Edebiyatı; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiNapolyon’un 1789 yılında Mısır’ı işgalinin ardından sosyal ve kültürel hayatta çeşitli yenilikler meydana gelmiştir. Yazın dünyasında vuku bulan bu yenilikten biri de Batılı tarzda edebî bir tür olan romanın Arap edebiyatına girmesi olmuştur. Arap edebiyatında ilk roman örneklerinin Mısır’da kaleme alınmasının ardından bu yeni tür tüm Arap ülkelerine yayılmıştır. Suudi Arabistan’da ‘Abdu’l Kuddûs el-Ensâr 1930 yılında yayımladığı Tev’eman (İkizler) ve 1957 yılında Hamid Demanhûrî yayımladığı Semenu’t- Tadhiya (Kurbanın Bedeli) romanları ile ilk Suudi roman yazarları olarak edebiyat tarihinde yerlerini almışlardır. Kısa bir süre sonra Suudi Arabistan’da kadın yazarlar da çeşitli konuları ele aldıkları roman türünde eserler yayımlamışlardır. 1958 yılında yayımlanan Vedda‘tu Âmâlî (Âmâl’ime Veda Ettim) isimli romanı ile Semira Kaşıkçı da ilk Suudi kadın roman yazarı olarak kendinden sonra gelen kadın yazarlara öncülük etmiştir. Kaşıkçı, ülkesindeki kadınların sorunlarını dile getirdiği bu romanını ile tüm Arap dünyasında kadın okuyucuların takdirini kazanmıştır.Item Türk Hindolojisinin Kurucusu: Prof. Dr. Walter Ruben(Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi, 2021-12-17) Keskin, Derya; Dilbilimi; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiNazi Almanya’sı döneminde ülkesinden ayrılmak zorunda kalan Almanca konuşan bilim insanları, Üniversite Reformu’yla birlikte ülkemize gelerek mevcut eğitim sistemimizi revize edecek çalışmaların özneleri haline gelmişlerdir. Bu bilim insanlarından biri olan Alman Hindolog Walter Ruben, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde Hindoloji kürsüsünü kurmuştur. Ankara’da görevlendirildikten sonra kısa bir süreliğine Hindistan’a giderek sahada araştırmalar yapmıştır. 1935/48 yılları arasında Hindoloji Kürsüsünde profesör olarak görev yapan Ruben, derslerini Türkçe olarak vermiştir. Bir Hindolog olarak yürüttüğü çalışmalarında dilbilim alanına ek olarak tarih, felsefe, din, etnoloji gibi çeşitli disiplinlerden faydalanmıştır. Ruben’in, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nin kuruluş misyonu için ideal bir akademisyen olduğu, bu çoklu disiplin araştırmaları sayesinde anlaşılmaktadır. Hindoloji Kürsüsü profesörlerinden biri olan ve kendisinden sonra bölüm başkanlığını yürüten Abidin İtil’i yetiştirmiştir. Görev yaptığı süre boyunca çok sayıda Almanca ve Türkçe dilinde eser kaleme almıştır. Türkiye’de Hindoloji çalışmalarının kökleşerek gelişmesi adına kaleme aldığı bu eserler; Ruben’in eğitim verdiği ve kendisinden sonra yetişen Hindologlar ile Hindoloji’ye ilgi duyan insanlar için temel kaynak özelliği taşımaktadır. Ruben ve ailesi, İkinci Dünya Savaşı döneminde politik sebeplerle Kırşehir’deki tecrit kampında zorunlu ikamette bulunmuşlardır. 1948 yılında Türkiye’den ayrılıp Şili’de akademik kariyerini sürdürmüştür. 1950 yılında Almanya’ya dönerek uzun yıllar boyunca kendi ülkesinde Hindoloji ile ilgili çalışmalarını gerçekleştirmiştir.Item Kathāsaritsāgara’da Bahçe Motifi(Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi, 2021-12-17) Parlak, Kardelen; Other; Other; Parlak, KardelenDilimize “Masal Irmaklarının Okyanusu” olarak çevrilen Kāthāsaritsāgara, 11. Yüzyılda Somadeva tarafından Keşmir kraliçesi için yazılmıştır. Sayısız Hint efsanesinin, peri masalının ve halk masallarının yer aldığı bu eserin, Guṇāḍhya’nın Paişāçī olarak bilinen, anlaşılması zor bir dilde kaleme aldığı Bṛhatkathā adlı eserinden derlendiği düşünülmektedir. Söz konusu eser maalesef ki günümüze ulaşamamıştır. Hint Mitolojisinden beslenen ve Hint toplumuna ait tüm kültürel unsurları açık bir şekilde yansıtan Kāthāsaritsāgara, 18 lambaka (bölüm) ve 22.000 beyitten oluşmaktadır. Bu çeviri makale aracılığıyla; devasa Hint masal edebiyatının içerisinde son derece kıymetli bir yere sahip ve önemli mekânsal unsurlardan biri olarak karşımıza çıkan bahçe motifinin; sosyal hiyerarşi, cinsiyet hiyerarşisi, kast ve çeşitli halk geleneklerinin Hint toplumu üzerindeki yansımaları, Hint halkının sosyal ve kültürel değer yargıları bağlamındaki etkileri incelenmeye çalışılmıştır. Bu makaleden de anlaşılacağı üzere; hayatın her kesitinden masalları konu edinen Kāthāsaritsāgara’da, “bahçe” öğesi oldukça önemli bir yere sahiptir. Dolayısıyla bu çalışmada konusu gereği; ilgili motif aracılığıyla, Hindistan’ın ve Hint kültürünün söz konusu dönemdeki sosyal, toplumsal ve kültürel hayatı irdelenerek açıklanmaya çalışılmıştır.