Cilt:20 Sayı:02 (2022)
Permanent URI for this collection
Browse
Recent Submissions
Item Kamusal Alanların İdeolojik Kurgusu: Bir Eleştirel Toponimi Denemesi(Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, 2022) Bozdoğan, Selim; Other; OtherYer adlarıyla ilgili Türkçe literatürdeki çalışmaların büyük çoğunluğunun, olguyu nesnelleştirerek mevcut verilerin betimlenmesi, sınıflandırılması ve sayısallaştırılması şeklinde incelediği saptanmıştır. Olguya sağlanan bu pozitivist ayrıcalığın, adlandırmanın doğasında yatan iktidar ilişkilerinin göz ardı edilmesine neden olduğu belirlenmiştir. Bu çalışmanın amacı, adlandırma pratiklerinin iktidar ve ideoloji ile olan ilişkisini, teorik bir çerçevede tartışmaktır. Bu tartışma, “iktidar mutlak mekân perspektifi ile adlandırır” varsayımından hareket etmektedir. Çalışmanın teorik ve kavramsal (gösterge, ideoloji) bağlamı, mutlak mekân eleştirisine dayanmaktadır. Bu eleştiri; iktidar, adlandırma, ideoloji ve gösterge kavramlarından hareketle teorik bir okuma biçimine yoğunlaşmaktadır.Item Altın Madenciliği, Tarihi ve Günümüz: Gümüşhane Örneği(Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, 2022) Sipahi, Ferkan; Other; Otherİnsanlık tarihinde olduğu gibi insanın yaşamında önemli gelişmelere sebep olan madenlere ihtiyaç giderek artmaktadır. Tarih çağlarına da isim veren madenler, insanoğlunun yaşamını sürdürebilmesi için gerekli bir hammadde kaynağı olmuştur. Günümüzde madenler, ülke ekonomilerini direkt etkileyen faktörlerin başında gelmektedir. Altın, tarihi çok eskilere dayanan bir maden olup özellikle son yıllarda artan talep ve buna bağlı olarak yeni altın kaynaklarının aranması giderek önem kazanmıştır. Türkiye, farklı jeolojik özellikte altın yatakları ve 431 tonluk Merkez Bankası rezervi ile Dünyada %2’lik bir payla zengin bir ülke konumundadır. Ayrıca son yıllarda altın madenciliğinin gelişmesine bağlı olarak Türkiye’de altın arama çalışmaları yoğun bir şekilde devam etmekte olup 2021’de yıllık altın üretimi 39 ton seviyelerine çıkmıştır. Ülkemizde Ege ve Marmara Bölgeleri ile Doğu Karadeniz Bölümü’nde altın madenciliğinin yoğunlaştığı belirlenmiştir. Altın madenciliğinin yoğun olarak yapıldığı illerden birisi de Gümüşhane’dir. Bu çalışmada, altın madenciliğinin tarihi ile ilgili bilgilere yer verilerek altın madenciliğinin önemi ve Gümüşhane’de altın madenciliğine değinilmiştir.Item Cittaslow Hareketinde Kadın Girişimciler: Seferihisar Örneği(Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, 2022) Tamer, Murat; Other; OtherPotansiyeli olan bütün kentler turizme konu olmak isterler. Ancak bu sürecin kontrollü bir şekilde gerçekleşmesi için belli kurallara ihtiyaç vardır. Cittaslow hareketi tam da bu anlamda sürdürülebilir kentler yaratmak isteyen yerel yöneticiler için bir fırsattır. Türkiye’nin ilk Cittaslow kenti olan Seferihisar bu yönüyle araştırmaya konu edilmiştir. Seferihisar’daki Cittaslow hareketini girişimci kadınlar özelinde inceleyen bu çalışmanın amacı, Cittaslow hareketinin kadın girişimciler üzerindeki etkisi ve kadınların bu süreçten nasıl etkilendiklerini ortaya koymaktır. Nitel araştırma yöntemlerinin bir ürünü olan bu çalışmada kolayda örnekleme tekniği kullanılmıştır. Bu kapsamda Seferihisar’da 20 kadın girişimciye ulaşılmıştır. Katılımcılarla, yarı yapılandırılmış form üzerinden derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Araştırma kapsamında elde edilen veriler içerik analizine tabi tutulmuş ve gerekli görülen yerlerde görüşülen kişilerin ifadelerine doğrudan atıfta bulunulmuştur. Elde edilen bulgular, Cittaslow hareketinin gerçekleşmesinde ve sürdürülmesinde kadın girişimcilerin önemli roller üstlendiklerini ve aynı zamanda bu süreçten önemli ölçüde kazançlı çıktıklarını göstermektedir.Item Türkiye’de Nodal Bölgelerin Tespiti: Yer-Sis Projesi Arayüzü Temelli Ampirik Bir Yaklaşım(Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, 2022) Tükel, Ezgi; Other; OtherGeçmişte Türkiye için birçok bölgesel çalışma yapılmıştır. Ancak günümüze kadar gelen süreçte nodal bölgeler ile ilgili kapsamlı bir çalışma yapılmamıştır. Bununla birlikte küreselleşme, teknolojik gelişmeler, kentsel nüfus artışı, sosyo-ekonomik değişmeler bölge yaklaşımının ve yerleşimler arası ilişkilerin tanımının yeniden kurgulanmasını gerektirmiştir. Bu kapsamda yerleşmelerin kademelenmesi ve nodal bölgelerin tespiti alanında ilk bölgesel çalışma olan YER-SİS Türkiye’de Kentsel ve Kırsal Yerleşim Sistemleri Araştırması çalışması yapılmıştır. Çalışmada idari kurumlardan il/ilçe verileri toplanmıştır ve kentsel merkez yerleşimleri ve bunlara bağlanan yerleşimlerin birbirleri ile olan ilişkilerine daha ayrıntılı bakabilmek için il komşuluğu, hizmet oranı, mesafe ve üst derece merkeze bağlanabilirlik gibi çeşitli ek kısıtlar getirilmiş, ortaya çıkan nodal bölgeler ve bunlara bağlanan yerleşim sayıları bu kısıtların farklı varyasyonları uygulanarak incelenmiştir. Bunun sonucunda, belirlenen kısıtların olduğu durumlarda farklı nodal bölgeler ve bunlara bağlı yerleşimler ortaya çıkmış, kısıtlar değiştikçe nodal bölgelere bağlanan yerleşim sayıları da değişmiştir.Item Keban (Elazığ) Cadde Sokak Sistemlerinin Mekân Dizim Analizi Yöntemiyle İncelenmesi(Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, 2022) Şıkoğlu, Emrah; Other; OtherTarihsel süreç içerisinde uzun zaman önemini koruyan Keban yerleşmesinin dokusu topografik etmenler tarafından yönlendirilmiştir. Dokuya karakterini kazandıran fiziksel öğelerin yanı sıra insanların mekânda daha kolay dolaşmalarını sağlamak için kullandığı çözümler, yerleşmeye farklı bir topolojik özellik kazandırmıştır. Çalışmada Keban yerleşme dokusunun topolojik çözümlemesi yapılmıştır. Çözümleme yapılırken kent morfolojisindeki cadde ve sokakların hiyerarşik yapısını tespit etmek için Mekân Dizim Analizi yöntemi kullanılmıştır. Böylece yerleşmenin kendine özgü dokusu mekânsal bütünleşme ve entegrasyon yönünden değerlendirilmiştir. Özellikle yayaların yerleşme içinde daha kolay ulaşımını sağlayan merdivenlerin yerleşmenin entegrasyonu ve bütünleşmesi üzerindeki önemi üzerinde durulmuştur. Bu ölçekte yerleşmenin yol dokusunda iki temel analiz yapılmıştır. Bunlardan biri bütün sistemleri içerirken, diğerinde merdivenler sistemden çıkarılarak analiz edilmiştir. Her iki simülasyon karşılaştırılarak, merdivenlerin doku işleyişi üzerindeki önemi tartışılmıştır. Sonuç olarak elde edilen verilerle topografyanın elverdiği ölçüde gelişen ulaşım sistemi üzerinde merdivenlerin entegrasyondaki önemi tespit edilmiştir.Item Etkin Yağış Metotlarının Kıyaslaması: Orta Fırat Havzası Örneği(Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, 2022) Kum, Gülşen; Other; OtherYağış, etkileri en geniş olan iklim parametrelerinden biridir. Tüm yağışlar toprağa sızmaz; bir kısmı buharlaşabilir; başka bir kısmı yüzey akışına dönüşebilir. Depolanan suyun yalnızca bir kısmı, bitkinin terleme ihtiyaçlarını karşılamak için kökler tarafından alınır. Bu nedenle, etkin yağışı bilmek gerekmektedir. Bu çalışma, etkin yağış miktarını hesaplamak ve etkin yağış tahmini için kullanılan farklı yöntemleri karşılaştırmak amacıyla hazırlanmıştır. Bu amaçla tarım potansiyeli bakımından önemli ve aynı zamanda da hassas olan Orta Fırat Havzası’nda 15 istasyonun ortalama aylık yağış verilerinden yararlanarak etkin yağış değerleri hesaplanmıştır. FAO tarafından önerilen USDA Toprak Koruma Servisi (USDA-SCS), FAO/AGLW Güvenilir Yağış formülü ve Ampirik Formül olmak üzere 3 farklı metodun karşılaştırılması yapılmıştır. Sonuçlara göre, Orta Fırat Havzası için en uygulanabilir yöntem USDA-SCS metodu olarak belirlenmiştir. Bununla birlikte, yine de özellikle hassas alanlarda, bu yöntemleri toprak denge yöntemleri ile bütünleşik değerlendirmek, yöntemlerin simülasyon kalitesi hakkında daha eksiksiz bir genel bakış sağlar.Item Göksu Deltası’nda (Silifke/Mersin) Tarımsal Değişiklikler(Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, 2022) Topal, Volkan; Other; OtherTarım ürünlerinin ekonomik değerinin arttığı günümüzde tarımsal alanların doğru ve sürdürülebilir kullanımı önem kazanmıştır. Türkiye’nin önemli tarım alanlarından olan Göksu Deltası’nda iklim değişmeleri, ticarileşme ve teknoloji kullanımı ile tarımsal değişiklikler yaşanmaktadır. Bu çalışmada yaşanan değişimlerin, alan ve ürün deseni anlamında analizi, sebep ve sonuçlarıyla açıklanması hedeflenmiştir. Bu amaçla; ikincil veriler temin edilmiş, yarı yapılandırılmış görüşmeyle veri toplanmıştır. Alansal değişim ArcGIS ve Google Earth; iklim değişimleri ise trend analizi ile belirlenmiştir. Bulgulara göre; deltada son 30 yılda tarım alanlarının yüzölçümünde büyük bir değişimin olmadığı, ancak tarım arazilerinin yer değiştirdiği belirlenmiştir. Tarım alanları, deltanın kuzey sınırları ve iç kesimlerinde daralırken, kıyılara doğru genişlemiştir. Tarım işletmelerinin ve ihracata yönelik üretimin artması, lojistiğin gelişmesi ve iklim değişmeleri deltada tarım ürünü bazında değişimlere neden olmuş, narenciye, susam, korunga gibi geleneksel ürünlerin yerini çilek ve tropikal meyveler almıştır. Turfandacılık ve tropikal ürün üretiminin artması; don, dolu ve fırtına gibi afetler çiftçileri seracılığa yöneltmiştir.Item Tarıma Uygun Alanların Belirlenmesi: Bilecik İli Örneği(Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, 2022) Koca, Seda; Other; OtherBu çalışmada amaç, Bilecik ilinde tarıma uygun alanları tespit etmektir. Veri olarak 1/25000 ölçekli sayısal topografya paftaları, sayısal meşcere haritası, sayısal toprak haritası, yağış, sıcaklık ve akarsu verileri kullanılmıştır. Tarımsal uygunluğa etki edecek 12 ana ve 72 alt parametre uzmanlar tarafından puanlandırıldıktan sonra ağırlıklandırılmış Analitik Hiyerarşi Süreci (AHS) ve Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ile 5 sınıfa ayrılan tarımsal uygunluk haritası hazırlanmıştır. Bu uygunluk sınıfları hiç uygun değil, uygun değil, düşük derecede uygun, uygun ve yüksek derecede uygun şeklinde gruplandırılmıştır. Yapılan analize göre araştırma alanında en fazla alan %72,81’lik pay ile 2814,55 km2 alan kaplayan “uygun değil” sınıfına aittir. Ardından %14,52’lik paya sahip ve 561,19 km2 alan kaplayan “düşük derecede uygun” sınıfı; %3,83’lük paya sahip “yüksek derecede uygun” sınıfı yer almaktadır. En az paya sahip olan sınıf ise %0,56 ile “uygun” sınıfıdır. Fiziki çevre koşullarının tarımı sınırlandırdığı araştırma alanında tarıma uygun ve yüksek derecede uygun alanların yaklaşık %90’ı ekili-dikili alan olarak kullanılmaktadır.Item Türkiye’de İller Arası Bağlantısallığın Coğrafi Boyutu(Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, 2022) Kaygalak, İrfan; Other; OtherBu çalışma, doğum yerine göre illerin nüfusundan hareketle iller arası demografik bağlantısallığın boyutunu ortaya koymayı amaçlamaktadır. 1990’dan 2020’ye kadar geçen süre zarfında Türkiye’de iller arası demografik bağlantısallığın boylamsal olarak nasıl değiştiğini sosyal ağ analizi yöntemine dayanarak ortaya koymaktadır. Çalışmanın bulguları, ele alınan zaman içinde ulusal düzeyde iller arası bağlantısallığın arttığını ortaya koymaktadır. Ancak söz konusu bu artışın aynı zamanda üç büyük kent ekseninde ve Marmara Bölgesi özelinde daha çok yoğunlaştığını tespit etmektedir. Yine bölgesel merkez olarak adlandırılan illerin de bu artışta önemli katkısının olduğu görülmüştür. Çalışma kapsamında doğum yerine göre nüfus verisinden hareketle iller arası bağlantısallık düzeyi sayısal bir indis olarak geliştirilmiş olup bu indisin mekân ve coğrafi özelliklerin sosyal olgulardaki etkisine odaklanan her türlü araştırmada ve planlama çalışmalarında kullanılabileceği ileri sürülmektedir.Item Yeni Bir Yaklaşımla Termal Konfor Koşullarının Günümüzde ve Gelecek İklim Koşullarındaki Mekânsal Dağılışının Analizi: Bolu Kenti Örneği(Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, 2022) Çağlak, Savaş; Other; OtherGözlenen ve öngörülen iklimsel değişmeler nüfusun çoğunluğunun yaşadığı kentsel alanları önemli derecede etkileyecektir. Bu amaçla Bolu kentinin, yılın Mayıs ile Eylül arasındaki sıcak döneminde belirlenen termal konfor koşullarının mekânsal dağılımı ve iklim projeksiyonlarına göre geleceğe dair öngörülerde bulunulmuştur. Çalışmada 1991 – 2020 dönemi ölçüm verileri ile RCP4.5 ve RCP8.5 iklim senaryolarının verileri kullanılmıştır. Yöntem olarak RayMan modelinden elde edilen Fizyolojik Eşdeğer Sıcaklık (PET) indisinden yararlanılmıştır. Termal konfor şartlarının mekânsal dağılımında Coğrafi Bilgi Sistemleri kullanılarak; yükselti, arazi kullanımı, Güneş radyasyonu, ortalama radyant sıcaklık (MRT) ve rüzgâr hızı altlık haritalarıyla hesaplama yapılmıştır. Analizler sonucunda günümüzde “hafif sıcak” ve “sıcak” stresleri yaşanırken, RCP4.5 ve RCP8.5 senaryolarına göre gelecekte “çok sıcak” streslerinin etkili olacağı, kentsel ısı adasının genişleyeceği ve Bolu’nun halk sağlığını tehdit edecek şekilde aşırı sıcak stresine maruz kalacağı belirlenmiştir.