Cumhuriyet Dönemi sıtma mücadelesi (1923-1956)
dc.contributor.advisor | Çapa, Mesut | |
dc.contributor.author | Esen, Atakan | |
dc.contributor.department | Tarih | tr_TR |
dc.date.accessioned | 2023-05-03T12:04:37Z | |
dc.date.available | 2023-05-03T12:04:37Z | |
dc.date.issued | 2017 | |
dc.description.abstract | Varlığı insanlık tarihi kadar eski olan sıtma hastalığı, tarıma dayalı ekonomik koşulların hüküm sürdüğü diğer pek çok coğrafya gibi Anadolu'da da yıllar boyu etkisini derinden hissettirmiştir. Önceleri diğer ateşli hastalıklardan ayırt edilemeyen ve genel itibariyle bataklık gibi havası hoş olmayan yerlerden kaynaklandığı düşünülen hastalığın, zamanla bataklıkların havasından değil buraları kendisine mesken tutan anofeller vasıtasıyla naklolduğu anlaşılınca eldeki imkânlar dâhilinde çeşitli tedbirler alınmaya çalışılmıştır. 19. yüzyıl ve sonrasında daha kapsamlı bir şekilde uygulanmaya çalışılan bu tedbirler, halkın genel sağlık düzeyi üzerinde belirli ölçüde bir iyileşme yaratmıştır. Bununla birlikte peşi sıra ardına girilen savaşlar ve devamında yaşanan göç hareketleri nedeniyle hastalığın salgın düzeyine çıkmasına mani olunamamış ve Cumhuriyet Dönemine sancılı bir geçiş yapılmıştır. Savaş yıllarında sıtmanın yarattığı tahribata bizzat tanıklık eden Cumhuriyetin kurucu kadrosu, ülkeyi refaha kavuşturacak devrimlerin ancak sağlıklı bir nüfusla gerçekleştirilebileceğine en başından beri inanmıştır. Bu doğrultuda sıtma ile mücadele, hükümetin öncelikli görevleri arasında addedilerek kısa süre içerisinde bilfiil mücadeleye başlanmıştır. 1925 yılında Adana, Ankara ve Aydın'da kurulan ilk sıtma mücadele teşkilatları, sonrasında yurt geneline yayılmış ve ilk planda gözle görülür bir başarı sağlanmıştır. Bununla birlikte 1930'lu yılların ortalarından başlayarak 2. Dünya Savaşı'nın sonuna kadar ki süreç içerisinde dış faktörlerin (ekonomik, siyasal, iklimsel vb.) etkisiyle mücadelede önemli bir hız kaybı yaşanmıştır. 2. Dünya Savaşı Dönemi, mücadele açısından pek çok olumsuzluğu içinde barındırsa da sıtma tedavisinde kullanılan sentetik ilaçların ve diğer kimyasalların üretimi konusunda bir devrim yaşanmasına dolaylı olarak katkı sağlamıştır. Bu ilaç ve kimyasalların kullanılmasıyla savaş sonrasında ülke çapındaki sıtma vakaları oldukça makul bir seviyeye çekilirken, sıtmayı kontrol altında tutmak yerine "imha"sını öngören yeni bir dönemin de kapıları açılmıştır. | tr_TR |
dc.description.ozet | Malaria, which is as old as human history, deeply affected Anatolia for many years, as in many other geographies where economic conditions based on agriculture prevailed. Getting understood that it is spreading by anopheles in the swamp-not by the unpleasent weather conditions of swampy areas-various measures within the means had taken on the contrary of the period when malaria and the other febrile diseases undistinguished. These measures, which were tried to be implemented more extensively in the 19th century and after, have created a certain improvement in the general health level of the people. Neverthless, due to the respective wars and post-war migrations, the disease couldn't be prevented from reaching the epidemic level and a painful transition was made to the Republican Period. The founder staff of the Republic, who witnessed the devastation in the war years, has believed from the very beginning that the revolutions that will bring the country refinement can only be realized with a healthy population. In this direction, controlling malaria has been considered as one of the primary tasks of the government and it has actually started to fight in a short time. The first malaria control organizations which are established in Adana, Ankara and Aydın in 1925, spread to the whole country afterwards and a remarkable success attained in the first implementations. However, there has been a significant loss of pace in the control by the influence of external factors (economic, political, climatic etc.) from the middle of 1930s until the of World War II. Although the World War II contained many negativities in the terms of malaria control, it indirectly contributed to a revolution in the production of synthetic medicines and other chemicals used for malaria treatment. With the use of these medicines and chemicals in the post-war period, nationwide malaria cases were drawn to a fairly reasonable level and the doors of new era that based upon to the eradication instead of malaria control has opened. | tr_TR |
dc.identifier.uri | http://hdl.handle.net/20.500.12575/88146 | |
dc.language.iso | tr | tr_TR |
dc.publisher | Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü | tr_TR |
dc.subject | Sıtma | tr_TR |
dc.subject | Sıtma Mücadelesi | tr_TR |
dc.subject | Sıtma Savaşı | tr_TR |
dc.title | Cumhuriyet Dönemi sıtma mücadelesi (1923-1956) | tr_TR |
dc.title.alternative | Malaria control in the Republican Period (1923-1956) | tr_TR |
dc.type | doctoralThesis | tr_TR |