Browsing by Author "Demir, Remzi"
Now showing 1 - 20 of 32
Results Per Page
Sort Options
Item Ali Sedad'ın 'Kavâ'idü't-Tahavvülât fî Harekâti'z-Zerrât' adlı eseri ve termodinamiğin Türkiye'ye girişi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2016) Çankaya, Levent; Demir, Remzi; FelsefeAli Sedad Bey'in, 1883 yılında basılan kitabı; 192 sayfa, altı ana bölüm ve 25 alt bölümden oluşmaktadır. Modern bilimlerle ilgili olduğu görülen 10 alt bölüm, tezimizin birinci bölümünde ele alınmıştır. Yeni bilimlerin sonuçlarından destek alınarak; Eş'arî atomculuğu odağında yeni bir kelâmi okumanın yapıldığı diğer 15 alt bölüm ise tezimizin ikinci bölümünde ele alınmıştır. Ali Sedad Bey, kitabında, ulaşmak istediği sentezde kullanmak için termodinamik bilimine ilişkin bilgiler vermektedir. Enerjinin Korunumu Yasası ve enerji dönüşümlerin altında yatan gerçek sebebin atomların hareketi olduğu özellikle vurgulanmaktadır. Eş'arî kelâmına sıklıkla atıf yapan Ali Sedad Bey, evrendeki tüm olayların ilâhi bir gücün müdahalesi ile geçtiği düşüncesi ile termodinamik ilkeler arasında bir bağlantı kurmaktadır. Kelâmcıların evren tasavvurlarına uygun biçimde; evrenin kadim Allah ve diğer hadis varlıklar biçiminde ikiye ayrıldığını görüyoruz. Ali Sedad Bey, Allah dışındaki hadis varlıkları tamamen atomlardan oluşan maddi cisimler olarak görmektedir. Bu doğrultuda, hadis varlıkların; asla soyut olamayacaklarını ve sonsuzluk kavramlarını çağrıştıran özelliklere sahip olamayacaklarını savunmaktadır. Tezimin konusu olan kitabın yazarı, modern bilimlerin rasyonel sonuçlarının, İslami öğretiler ile örtüştüğünü ifade etmektedir. Zamanın bilimlerinden destek alarak; mütekellimlerin kadim öğretisini yeniden canlandırdığı görülen Ali Sedad Bey, yeni ilm-i kelâmın kurucusu kabul edilebilir. Anahtar Kelimeler: Ali Sedad, Termodinamik, Enerjinin Korunumu, Kelâm, Eş'arîlik, Atomculuk, Kelâm Atomculuğu, Bilim TarihiItem Ali Talat Bey ve Ahşâb İnşâât Adlı eseri(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Yücedal, Hanife; Demir, Remzi; Bilim TarihiAli Talat Bey, Osmanlı Devleti son dönemindeki önemli mühendis ve mimarlarından biri olup restorasyon projeleri de dahil olmak üzere birçok önemli projede görev almış ve ders vermiştir. Kargir İnşaat ve Ahşap İnşaat kitapları en önemli eserleri arasında yer almaktadır. Ahşap yapılar konusunda uzmanlaşmış olan Ali Talat Bey, Ahşâb İnşâât adlı kitabı ile de ahşap yapıların tasarımı, inşası, ahşap malzemelerin özellikleri, çeşitleri ve kullanım alanlarına dair detaylı bilgiler vermiştir. Bu eser, Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminde önemli bir ders kitabı olmasının yan sıra ahşap yapılara ilgi duyan mimar ve mühendisler tarafından sıkça başvurulan bir kaynak kitap olmuş; dönemin mimarlık ve mühendislik anlayışına da ışık tutmuştur. Eser, günümüzde de ahşap yapılarla ilgilenen mimarlar ve mühendisler tarafından referans olarak kullanılabilecek nitelikte olan rehber bir kitaptır. Bu tez kapsamında Ali Talat Bey'in Ahşâb İnşâât ve Ahşâb İnşâât Eşkali adlı eserleri incelenmiş, transliterasyonu yapılmış ve günümüz Türkçesine çevrilmiştir. Ayrıca Ali Talat Bey'in başvurduğu bazı Fransızca kaynaklar da taranmış, çeviri yaptığı bölümler dipnotlarla belirtilmiştir. Ali Talat Bey bu eserinde sadece çeviri yapmamış, memleketimize özgü ahşap malzemelerle yapılan mühendislik tasarımlarını da kitaba dahil etmiştir. Mühendislik ve mimarlık öğrencileri için döneminde ders kitabı olarak kullanılan bu kitapta, taşıyıcılıktan tezyinata kadar bütün konulardan bahsedilmiş ve ahşabın korunması ile ilgili tavsiyeler verilmiştir. Oldukça geniş kapsamlı olan bu kitap alanında kaynak kabul edilebilecek nitelikte önemli bir eserdir.Item Ali Vehbi Türküstün'ün Mebâdî-i Fenn-i Rüşeym adlı eseri(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2015) Bağlıoğlu, Mehtap; Demir, Remzi; FelsefeÜlkemizde embriyolojinin öncülerinden olan Ali Vehbi Türküstün'ün Mebâdî i Fenni Rüşeym adlı yapıtı incelenmiş, Batı'da ve Osmanlı İmparatorluğu'ndaki embriyolojik çalışmalar gözden geçirilmiştir. Ayrıca kitabın yazım süreci, ne amaçla hazırlandığı irdelenerek eserin bilim tarihimizdeki önemi gösterilmiştir.Item Aristotales'in zooloji eserlerinin ve Kemalüddin Demiriquot123in hayatüquot123l-hayevan adlı eserinin içerik ve yöntem açısından karşılaştırmalı olarak incelenmesi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2011) Çakan, Harun; Demir, RemziÖZET Çalışmamız, üzerinde gerektiği kadar durulmamış bir konu olan İslam Uygarlığı’nda zooloji çalışmalarının değerlendirilmesi üzerinedir. Bu çalışmada, İslam Zoolojisi’nin en kapsamlı eseri olan Kemalüddin Demirî’nin Hayâtü’l-Hayevân adlı eserini değerlendirilmiş ve Aristoteles’in zooloji eserleri ve görüşleriyle içerik ve yöntem açısından karşılaştırılmıştır. Bu karşılaştırma ile Hayâtü’l-Hayevân’ın Aristoteles Zoolojisi’nden ne ölçüde etkilendiğini ortaya konmuştur. Hayâtü’l-Hayevân’ın bilim tarihindeki yeri ve İslam Uygarlığı’ndaki önemini değerlendirmek amacıyla İslam Zooloji Tarihi de genel bir şekilde incelenmiştir. Ayrıca bu eserin Osmanlı dönemi zooloji çalışmalarına etkisi de ele alınmıştır. SUMMARY Our work is on the evaluating of zoology works in the Islamic Civilization, a subject which has not been deliberated as sufficiently. In this work, Hayâtü’l-Hayevân, the work of Kemalüddin Demirî has been evaluated and it has been compared with the zoological works and zoology views of Aristotle in regard of its contents and method. With this comparison, it has been shown on wich degree Hayâtü’l-Hayevân was effected by the Zoology of Aristotle. To evaluate the value of Hayâtü’l-Hayevân in the history of science and in the Islamic Civilization, the History of Islamic Zoology was studied briefly. In addition, the effect of this work on the scientific work of the Ottoman era was also discussed.Item Cumhuriyet Dönemi teknoloji tarihi: İlaç, petrol, kimyevi gübre teknolojileri(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2013) Elmacı, İrfan; Demir, Remzi; FelsefeItem Cumhuriyet Dönemi teknoloji tarihi: Tarım alet ve makineleri teknolojileri, demir çelik üretim teknolojileri ve demiryolu teknolojileri(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2013) Cankaya, Mete; Demir, Remzi; FelsefeItem Cumhuriyet Dönemi'nde Türkiye'de bilim(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2009) Kalaycıoğlulları, İnan; Demir, RemziBilim tarihi alanında konusunda bir ilk olma özelliğini taşıyan çalışmamızda, Cumhuriyet Dönemi'nde matematik, fizik, astronomi, kimya ve doğa bilimleri (jeoloji, botanik ve zooloji) alanlarında verilen eğitim ve yürütülen araştırmaların geçirmiş olduğu temel aşamalar incelenmiştir. Bu inceleme sırasında bilimsel gelişmeleri olumlu ya da olumsuz yönde etkileyen siyasi ve iktisadi olaylar, çağdaş bilimlerin yerleşmesini ve yeşermesini sağlayan bilginlerimizin alanlarına yapmış oldukları katkılar ve yaşam öyküleri, araştırma ve dolayısıyla bilimin üretilmesini ve yayılmasını sağlayan üniversitelerin ve TÜBİTAK, ÇNAEM ve MTA gibi bilimsel araştırma kurumlarının bilim ve toplum hayatımızdaki yerleri de göz önünde bulundurulmuştur. Kısacası, Cumhuriyet Dönemi'nde yürütülen bilimsel etkinlikleri genel bir bakışla konu edinerek bu çalışmayı kaleme aldık. Böylece bilim hayatımızın daha iyi anlaşılabilmesinde ve kavranabilmesinde bu çalışmanın faydalı olacağını düşünüyoruz. Abstract In our work, which is special because of being first in field of history of science, the basic steps in education and researches on maths, physics, astronomy, chemistry and natural sciences (geology, botany and zoology) during the Republican Era are studied. Political and economical events which had have both positive and negative effects on the scientific activities, the biographies and contributions in their own fields of our scientists who have made the new learnings settled and evolved, and the places of universities that supported making and widening of researches and science, and researching corporations like TÜBİTAK, ÇNAEM, MTA in our scientific and social lives are considered during this study. Shortly, we made this study in a general view of scientific activities during the Republican Era. Thus, we think that this study is going to be useful in understanding and comprehending of our scientific life further.Item Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi ve Türkiye'de beşeri bilimlerin yeniden inşası : elli portre(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2008) Demir, Remzi; Atılgan, DoğanItem Doğa yasası fikrinin kökenlerine ilişkin bir araştırma(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019) Kaygın, Serpil; Demir, Remzi; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiOn yedinci yüzyıl Bilimsel Devrimi'yle yaşanan köklü değişiklik sonrasında modern bilim, fiziksel gerçekliğin her türlü dinî ve mitolojik unsurlardan arındırılması gerektiği fikrini temele almıştır. Bu köklü değişik sayesinde, doğanın her türlü metafizik etkenden bağımsız, kendi başına ve mutlak varlığı olduğu kabul edilmiştir. Böylelikle bu gelişme o zamana kadar dinî ve teolojik paradigma tarafından sağlanan düzenin artık insan aklı tarafından ortaya konulan evrensel yasalar bağlamında sağlanabileceği ümidini doğurmuştur. Modern doğa yasası fikrinin temellerini oluşturan fiziksel gerçeklik alanından her türlü dinî unsurun ayrılması gerektiği fikri üzerine temellendirdiğimiz tezimizde, Orta Çağ İslam ve Hristiyan Düşüncelerine odaklanarak bu iki alan arasında yaşanan kırılmanın kiminle ve nasıl olduğunu göstermeye çalıştık. Bu bağlamda hem Orta Çağ hem de Hristiyan Düşüncelerini etkileyen Aristoteles, İslam Dünyası'nda hâkim otorite olan İbn Sînâ, hem İslam hem de Osmanlı medreselerinde on dokuzuncu yüzyıla kadar okutulan Şerhu'l-Mevâkıf'ın yazarı Seyyid Şerif Cürcânî, Hristiyan Dünyası'nda ise Thomas Aquinas'ın Tanrı-âlem ilişkisini söz konusu sınırlandırma problemi açısından ele alarak Tanrı'nın fiziksel gerçeklik alanına nasıl müdahil olduğunu varlık, hareket, doğa (tabiat), nedensellik ve Tanrı anlayışlarından yola çıkarak göstermeye çalıştık. Aristoteles'te hareketin nihai nedeni olarak ele alınan Tanrı, Orta Çağ İslam ve Hristiyan Dünyası'nda hem hareketin hem de var olanların varlıklarının meşru zemini olarak fiziksel gerçeklik alanına dâhil edilmiştir. Modern doğa yasası fikrine götüren Tanrı'nın fiziksel gerçeklik alanından ayrılması gerektiği düşüncesi ilk olarak Roger Bacon'la filizlenmeye başlamıştır. Doğadaki hareketin kaynağını hem Aristotelesçi içsel doğa fikrinden bağımsız fiziksel bir ilke ile açıklamış hem de Tanrı'yı açık biçimde doğa alanından çıkarmıştır. Tezimizde modern doğa yasası fikrinin gelişimi açısından bir adım olan doğa dünyasından her türlü metafiziksel ve dinî unsuların sıyrılması gerektiği düşüncesi çerçevesince bahsi geçen tarihsel dönemleri ele alarak, bu iki alan arasındaki kopuşu temellendirmeyi hedefledik. After the radical change brought forth by the seventeenth century Scientific Revolution, modern science has been based on the idea that the physical reality must be free of all mythological and religious elements. Due to this fundamental change, it has been accepted that the nature has its own and absolute existence independent of all the metaphysical factors. Thus, this development has given rise to the hope that the order provided by the religious and theological paradigm until then could be achieved in the context of universal laws laid down by the human mind. In our thesis based on the idea that all kinds of religious elements should be separated from the field of physical reality which forms the basis of the idea of modern natural law, we have focused on Medieval Islamic and Christian thought and tried to show how and with whom the fracture between these former areas took place. In this context, we have based our reading on what follows: Aristotle who influenced both the Middle Ages and the Christian Thought, Avicenna, the dominant authority in the Islamic World, Al-Sayyid Al-Sharîf Al-Jurjânî, the author of Sharh al Mawaqif who taught in both Islamic and Ottoman madrasahs until the nineteenth century and Thomas Aquinas from the Christian world. Scrutiny into these texts, with special emphasis on being, movement, nature, causality and the God, has provided us the clue to lay bare how the God intervened in the realm of physical reality. The God, whom in Aristotle was tackled as the ultimate source of movement, is included in the realm of physical reality as the legitimate ground of both the movement and the being of the beings in the Medieval Islam and Christian World. The idea that God must leave the realm of physical reality, which led to the idea of modern natural law, first sprouted with Roger Bacon. He not only explained the origin of the movement in Nature with a physical principle independent of the Aristotelian idea of intrinsic nature, but he also explicitly removed God from nature. In our thesis, we aimed to base the rupture between these two fields by considering the historical periods mentioned within the framework of the idea that all kinds of metaphysical and religious elements should be stripped from the natural world, which is a step in the development of the modern law of nature.Item İbn Haldun'un mukaddimequot123sinde toplumun yasalarını keşfeden bir düşünce etkinliği olarak tarih(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2011) Karaca, Çağlar; Demir, RemziÖZET Bu çalıĢmada, Ġbn Haldun‟un tarih anlayıĢı ve toplumun yasalarını keĢfeden bir tarih bilimine katkısı incelenmiĢtir. Ġbn Haldun, kendinden sonraki birçok tarih görüĢüne esin kaynağı olmuĢtur. Ancak onun ününün yanında, Mukaddime‟deki fikirlerin ve tarihsel etkinliğin kuramsal bir değerlendirmesi sönük kalmıĢtır. Ġbn Haldun, kurucusu olduğu umran biliminde tarihsel zorunlulukları, toplumun hal ve tavırlarını keĢfetmeyi amaçlamaktadır. Bir Ġslam bilgini olarak, Aristoteles‟ten etkilenmesine rağmen, onun siyaset felsefesi ve tarih anlayıĢından bağımsız bir çizgide ilerlemiĢtir. Ayrıca, Ġslamiyet‟in bedevî karakterini esas alarak, felsefeyi teolojik tartıĢmalarla birleĢtiren filozofları eleĢtirmiĢtir. Mukaddime‟de, tarih diyalektik yöntemle kavranmaktadır. Bu diyalektik, doğa ve toplumu, tarihsel bir bütünlükle ele almaktadır. Ġbn Haldun‟un yönteminin tarihsel materyalizmle birlikte ele alınması bu yüzden önemlidir. Onun antropolojik temeli iyi anlaĢıldığında görülecektir ki, tarihindeki döngüsellik gerçekçi bir zemine yerleĢtirilmiĢtir ve çağının tarihsel koĢullarındaki bir sınırlılığa iĢaret etmektedir. Sonuç olarak, Ġbn Haldun tarihteki ereksel ve düz-çizgisel idealleĢtirmelerin karĢısında, doğa-insan iliĢkisi temelinde bir tarih etkinliğinin yolunu açmaktadır. SUMMARY In this study Ibn Khaldun‟s understanding of history and contribution to science of history discovering laws of society has been investigated. Ibn Khaldun inspired many historical thoughts after him. Despite his fame, theoretical evaluation of his thoughts and study of history in Muqaddimah was unfortunately insignificant. Ibn Khaldun aimed to discover historical necessities, and aspects and attitudes of society in his own science of umran. As an Islamic scholar, he carries influence of Aristotle, but he followed on an independent line from Aristotle‟s political philosophy and understanding of history. Furthermore, he embraced bedouin character of Islam so he objected philosophers linking philosophy and theological discussions. In Muqaddimah, history is understood by dialectic method. This dialectic method investigates nature and society within a historical entirety. Therefore, it‟s vital to discuss Ibn Khaldun‟s method and historical materialism together. If his anthropoligical foundation is understood carefully, it can be seen that circularity in his history is established on a realistic background and refers to a deficiency of the historical conditions of his age. In conclusion, Ibn Khaldun gives rise to a study of history founding on nature-human association opposite of teleological and unilineal idealizations in history.Item Keşfü'z-Zünûn ve Katip Çelebi'nin bilim anlayışı(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2008) Yurtoğlu, Bilal; Demir, Remzi; Felsefeİn this study the famous Ottoman sage Katip Çelebi?s understanding of science has been investigated. Katip Çelebi introduced İbn Haldun?s some views of history, and society and state to the Otoman world. These views were defended in detail by his disciples such as Naima and Şehrîzâde. İn Turkey?s Republic period a common claim has been put forward that Katip Çelebi was the starter of modern science in Turkısh culture. Besides ıt?s seen that western orientalists have made use of his works to learn and understand the eastern and İslamic civilizations. These works are especially Keşfü?z-Zünûn, Takvîmu?t-Tevârîh, Cihannüma.The image of Katip Çelebi imposed in Turkish Republic Period is far from reality. Katip Çelebi had been dedicated to İslamic tradition in terms of scientific and philisophical theories. İn his studies we see no tracks of modern science and philosophy. For instance he defended the İslamic adaptations of Ptolemy?s astronomy, Hippocrates and Galenos?s medicine and Aristotelean physics. İn philosophy it seen that he was connected to ?İşrâkiyyûn? approach. His thinking binds opposite motives such as religious, rational, mistical and magical ones. These motives intervene openly in his methods of knowledge, understanding of natural sciences, philosophical views and image of universe and the world.To conclude a representation of Katip Çelebi who objected to intellectuel inclinations in İslamic civilization and who adopted the modern understanding of science and philosophy of the west does not seem to be real.Item Mehmed Ali'nin "Otomobil Motorları ve Sûret-i İstî'mali" adlı eseri ve incelemesi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Şen, Doğan Seyfi; Demir, Remzi; Bilim TarihiBu tez çalışmamızda, Osmanlı vatandaşı ve askeri Mehmed Ali'nin "Otomobil Motorları ve Sûret-i İstî'mali" adlı eserinin 1912 yılında yayımlanmış olan ilk baskısı konu edilmiş olup değerlendirilmesi ve transliterasyonu yapılmıştır. Bu eser kendi alanında Türkçe kaleme alınmış ve -muhtemelen- ilk telif eser olma özellikleriyle öne çıkmıştır. Tez çalışmamızda Mehmed Ali hakkında detaylı bir biyografi yazmak mümkün olmamıştır. Ancak Mehmed Ali'ye ait olduğu tespit edilmiş eserlerde yer almış olan ön sözlerden hareketle onun hakkında bazı bilgilere ulaşılmıştır. Otomobil Motorları ve Sûret-i İstî'mali eserinin 1912'deki ilk baskısında, yazar "sanayi mülazımı" unvanını kullanmıştır. 1924'teki ikinci baskıda ise, kıdemli yüzbaşı olarak artık emekliye ayrılmış olduğu saptanmıştır. Mehmed Ali, Avrupa fabrikalarına gönderildiğini ve orada içten yanmalı motorlar hakkında birçok eser okuduğunu belirtmiştir. Bu eserin yazılış amacının ise; vatan evlatlarının, otomobiller hakkında teorik ve pratik bilgi edinmesini sağlamak olduğunu ifade etmiştir. Eser hakkında yapılmış olan değerlendirme sonucunda çeşitli yorumlarda bulunulmuştur. Son olarak, Mehmed Ali'ye ait başka kitaplar da bu tez çalışmamız sonucunda bulunmuştur. Bulunan eserler sıralandığında ise dil öğrenimi kitaplarından, otomobil motorları ile ilgili bir telif eserden ve Almanca-Türkçe sözlüklerden oluşan bir liste ortaya çıkmıştır.Item Mehmed Ali'nin "Otomobil Motorları ve Sûret-i İstî'mali" adlı eseri ve incelemesi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Şen, Doğan Seyfi; Demir, Remzi; Bilim TarihiBu tez çalışmamızda, Osmanlı vatandaşı ve askeri Mehmed Ali'nin "Otomobil Motorları ve Sûret-i İstî'mali" adlı eserinin 1912 yılında yayımlanmış olan ilk baskısı konu edilmiş olup değerlendirilmesi ve transliterasyonu yapılmıştır. Bu eser kendi alanında Türkçe kaleme alınmış ve -muhtemelen- ilk telif eser olma özellikleriyle öne çıkmıştır. Tez çalışmamızda Mehmed Ali hakkında detaylı bir biyografi yazmak mümkün olmamıştır. Ancak Mehmed Ali'ye ait olduğu tespit edilmiş eserlerde yer almış olan ön sözlerden hareketle onun hakkında bazı bilgilere ulaşılmıştır. Otomobil Motorları ve Sûret-i İstî'mali eserinin 1912'deki ilk baskısında, yazar "sanayi mülazımı" unvanını kullanmıştır. 1924'teki ikinci baskıda ise, kıdemli yüzbaşı olarak artık emekliye ayrılmış olduğu saptanmıştır. Mehmed Ali, Avrupa fabrikalarına gönderildiğini ve orada içten yanmalı motorlar hakkında birçok eser okuduğunu belirtmiştir. Bu eserin yazılış amacının ise; vatan evlatlarının, otomobiller hakkında teorik ve pratik bilgi edinmesini sağlamak olduğunu ifade etmiştir. Eser hakkında yapılmış olan değerlendirme sonucunda çeşitli yorumlarda bulunulmuştur. Son olarak, Mehmed Ali'ye ait başka kitaplar da bu tez çalışmamız sonucunda bulunmuştur. Bulunan eserler sıralandığında ise dil öğrenimi kitaplarından, otomobil motorları ile ilgili bir telif eserden ve Almanca-Türkçe sözlüklerden oluşan bir liste ortaya çıkmıştır.Item Mehmed Cavid Bey'in İhsaiyât kitabının Türk istatistik tarihindeki yeri(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021) Çiftcioğlu, Abdullah Gökalp; Demir, Remzi; Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesiİstatistik biliminin XVII. yüzyılda hem matematiksel alanda gelişmesi hem de devletlerin istatistiğe daha da önem vermesiyle birlikte dünyada istatistik çalışmaları hızlı bir şekilde değişmeye başlamıştır. Bu durum Osmanlı Devleti'ne de yansımış ve XIX. yüzyılın başlarında Avrupa'daki gelişmeler takip edilmeye ve aktarılmaya başlanmıştır. XIX. yüzyılda Osmanlı yöneticileri istatistiklerin düzenli ve güvenilir bir şekilde tutulması için öncelikle istatistik toplayacak kurumlar inşa etmeye çalışmış ancak bu çalışmalar Cumhuriyet döneminde tamamlanabilmiştir. Aynı yüzyıl içinde basında ve bilim camiasında da istatistik meselesi tartışılmıştır. Çeşitli dergiler ve gazetelerde istatistik üzerine makaleler yayınlanmış, tamamen istatistik konusunu içeren kitaplar basılmıştır. Bu kitapların hepsi Osmanlı Türkçesi ile yazılmış olup yapılan İstatistik Tarihi çalışmalarında atıflar yapılmış olsa da içerikleri günümüz Türkçesine çevrilmemiştir. 1908 Meşrutiyet Devrimi'nden sonra uzun süre Maliye Bakanlığı yapmış olan ve Türkiye'de liberal iktisadın en önemli temsilcilerinden olan Mehmed Cavid Bey de bu kapsamda İhsaiyat adlı bir eser kaleme almıştır. Mehmed Cavid Bey'in bu kitabı Tarih-i İhsaiyye ve Kısm-ı Amelî olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır ve kitap içerik olarak Fransız düşünürlerin kitaplarındaki çalışmaların Türkçeye aktarılması şeklinde yazılmıştır. Kitabın ikinci kısmında daha önce yapılan İstatistik Tarihi çalışmalarında bahsedilmemiş olan istatistik toplama yöntemleri, Avrupa'dan örneklerle ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır. Mehmed Cavid Bey'in bu çalışması bir devlet yöneticisi tarafından istatistik yöntemlerinin ele alınması ve yeni çalışmaların Türkiye'ye aktarılması açısından İstatistik Tarihi içinde önemli bir yer tutmaktadır. Thanks to development of the statistics in the field of mathematics and the contribution of the states to the domain in the 17th century, studies in statistics started to change rapidly. This situation echoed in the Ottoman Empire as well and at the beginning of the 19th century, advances in Europe were followed and imported. In the 19th century, Ottoman administrators tried to establish institutions that would gather data to keep statistical records in an orderly and reliable manner, however, these studies could not be completed before the Republic period. The matter of statistics was then discussed in the press and among the scientific community. Articles on statistics were published in various magazines and newspapers, and books which were completely dedicated to statistics were printed. All of these books were written in Ottoman Turkish and although they were referred to in works related to historical statistics, their contents have not been transliterated into modern Turkish. Mehmed Cavid Bey, who served as Minister of Finance following the constitutional revolution of 1908 and was an important figure of liberal economics in Turkey, published a work titled İhsaiyat concerning the issue of statistics. Mehmed Cavid Bey's work consists of two parts: History of Statistics and Part of Method, and its content is formed through the translation of the studies of French thinkers into Turkish. In the second part of the book, statistical gathering methods that were not mentioned in the previous studies in historical statistics are explained in detail with examples from Europe. Mehmed Cavid Bey's work upholds a significant place in the history of statistics in terms of containing statistical methods compiled by a state representative and transferring new studies to Turkey.Item Mehmet Saffet (Arın) Engin'in Türkiye'de Demokrasi İnkılâbı adlı eseri(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Kapusuzoğlu, Mberra Çelen; Demir, Remzi; Bilim TarihiOsmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'nda mağlup olması ile Türk yurdunda bir işgal süreci başlamıştır. Hiçbir devletin hâkimiyeti altında yaşamak istemeyen Türk toplumu kurmuş oldukları direniş örgütleri ile Mustafa Kemal önderliğinde bu işgale karşı mücadele etmiştir. Yaşanan bu Milli Mücadele süreci sonrasında Türkiye Cumhuriyeti Devleti 29 Ekim 1923 yılında kurulmuştur. Mustafa Kemal tarafından çizilen bir inkılap programı ile şekillenen Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde demokratik yönetimin önemi bazı Türk aydınları tarafından verilen eserlerle tüm topluma aktarılmaya çalışılmıştır. Mehmet Saffet (Arın) Engin bu konuda öncü isimlerden birisi olmuştur. 1928 yılında yayınladığı Türkiye'de Demokrasi İnkılâbı adlı eseri ile Türk İnkılabı'nı/Kemalizm İnkılabı'nı sosyolojik açıdan temellendirmiştir. Bu anlamda yazılan ilk eser olması dolayısıyla önemlidir. Osmanlıca yazılan eserin transliterasyonu gerçekleştirilerek daha geniş kitlelere ulaşması hedeflenmiştir. Ayrıca eserin Türk Siyasi Düşünce Hayatı'ndaki yeri araştırılmıştır.Item Münif Paşa'nın "İlm-i Tedbîr-i Memleket"inin Türk iktisat tarihindeki yeri(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2013) Doğan, Gökhan; Demir, Remzi; Felsefehe introduction of the modern economic thought into the Ottoman ideal life has occured in 19th century. The increasing number of the publications about economics after the year 1850, was a sign of the expansion of the economic thought. In this ideal area, Mehmet Tahir Münif Paşa had published a tractate in an issue of Mecmûa-i Fünûn about basic economics, named İlm-i Tedbîr-i Memleket and consisting of 40 pages. The tractate, which has been dominated by the liberal economic thought, had been published as an attachment of the magazine. It can be accepted as an indication for Münif Paşas aim of publicizing the science of economics that he had written İlm-i Tedbîr-i Memleket as a dialog consisting of questions and answers, in a simple wording. The economics book named İlm-i Servet which consisted of Münif Paşas lecture documents at the Law School, had published nineteen years after the tractate. İlm-i Servet, in which the liberal thought of economics has been layed out, had gained an original composition with Münif Paşa?s criticisms to some applications in his period and theories of Adam Smith and Thomas R. Malthus. When İlm-i Tedbîr-i Memleket and İlm-i Servet are been analysed, it will be seen that the economic issues and views share similarity. In terms of this similarity, it can be claimed that İlm-i Tedbîr-i Memleket had provided a basis for `İlm-i Servet.Item Mustafa Rahmi Balaban'ın Türk Psikoloji tarihindeki yeri(Sosyal Bililer Enstitüsü, 2016) Özyüksel, Hande; Demir, RemziItem Mustafa Şekib Tunç ve Ruhiyat geleneği(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2015) Günay, Lütfiye Koç; Demir, Remzi; FelsefeOsmanlılarda modern psikolojiye ait ilk kitaplar, Batı'da psikolojinin felsefeden ayrılarak müstakil bir disiplin haline geldiği XIX. yüzyılın ikinci yarısından sonra yazılmıştır. Kısa bir tarihe sahip olan bu bilim, Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi eğitim hayatımızda kendine yer bulmuştur. Çalışmamızda, uzun yılar boyunca Darülfünûn'da hocalık yapmış olan Mustafa Şekib Tunç'un eserleri incelenmiş ve bu eserlerin psikoloji tarihimizdeki yeri gösterilmiştir.Item Mustafa Şekip Tunç ve ruhiyat geleneği(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2015) Günay, Lütfiye Koç; Demir, RemziItem Ord. Prof. Dr. Kemal Cenap Berksoy'un "Amelî Fîzîyoloji Derslerî" adlı eserinin incelemesi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021) Topcan, Abbas Sercan; Demir, Remzi; FelsefeFizyoloji disiplini, gelişim süreci geç başlamış olsa da XVIII. XIX. ve XX. yüzyıllar arasını oldukça hızlı ilerlemeler ile geçirmiştir. Fizyolojinin metodik çerçeveye oturması Claude Bernard ile mümkün olmuştur. Osmanlı Devleti'nde ise Bernard'ın öğrencisi olarak Mehmet Şakir Paşa ile disiplinin kurumsallaşmaya başladığını görmekteyiz. Kemal Cenap (Berksoy), Şakir Paşanın 1909 yılında ölümü sonrası disiplinin başına geçmesiyle hayatı boyunca disiplinin daha kapsamlı olarak kurumsallaşmasının tamamlaması için çalışmıştır. Bu çalışma kapsamında Cenap'ın Fizyoloji Disiplininin başına geçtiği yıllarda yazmış olduğu telif Türkçe ilk Deneysel Fizyoloji kitabı olan Amelî Fîzîyoloji Derslerî eserinin incelemesi yapılmıştır. Eserin hem bilim tarihinde değerlendirilmesi gereken bir üslubunun olduğu hem de kullandığı yöntem ve ekipmanların Fizyoloji alanına özgün katkılarının bulunduğu gözlemlenmiştir. Ayrıca Cenap'ın akademik hayatındaki yayınlarının incelenmesinin hem genel anlamda bilim tarihi hem de özelde disiplin tarihi için önemli olacağı anlaşılmıştır.