Browsing by Author "Kuloğlu, Zarife"
Now showing 1 - 4 of 4
Results Per Page
Sort Options
Item Angiodysplasia as a cause of severe hematochezia in a child with end-stage renal failure.(Taylor & Francis, 2011-02-01) Kuloğlu, Zarife; Özçakar, Z. Birsin; Kansu, Aydan; Üstündağ, Gonca; Ekim, Mesiha; Altugan, F.Şemsa; Kendirli, Tanıl; Çınar, Kubilay; Yalçınkaya, Fatoş; Tıp FakültesiAngiodysplasia is a frequent cause of gastrointestinal bleeding in adults with chronic renal failure (CRF); however, there is no data about this association in children. The mechanism of this association is not known. We report a 4.5-year-old boy with CRF presenting with hematochezia due to colonic angiodysplasia. He was on hemodialysis for the previous 9 months. Treatment with argon plasma coagulation (APC) was commenced following a short course of octreotide therapy. During the 3 years of follow-up, no occult or gross bleeding occurred. This case illustrates that octreotide and APC therapy seems to be useful for arresting bleeding from angiodysplasia and prevention of recurrent bleeding in children with CRF.Item Çölyak hastalığı olan çocuklarda glütensiz diyete uyumun saptanması ve uyumun önündeki engeller(Tıp Fakültesi, 2019) Sevinç, Selin; Kuloğlu, Zarife; Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıAmaç: Çölyak hastalığı, genetik yatkınlığı olan kişilerde glüten içeren yiyeceklerin yenmesi sonucu ortaya çıkan otoimmün bir enteropatidir ve tedavisi ömür boyu sürecek glütensiz diyettir. Glütensiz diyete iyi uyum hastalığın seyri açısından önemlidir. Bu çalışmada çölyak hastalarının ve ailelerinin glütensiz diyetle ilgili bilgi düzeylerinin, glütensiz ürünlere yaklaşımlarının ve glütensiz beslenmeye uyumlarını etkileyen faktörlerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Gastroenteroloji Bilim Dalında 1 Ağustos 2018 – 1 Eylül 2019 arasında izlenen, Avrupa Çocuk Gastroenteroloji Hepatoloji ve Beslenme Derneği kriterlerine göre çölyak hastalığı tanısı almış ve en az 1 yıl süreyle glütensiz diyet uygulayan 1-18 yaş aralığındaki çocuklar çalışmamıza dahil edilmiştir. Her bir hastanın demografik bilgileri, tanı anındaki belirti ve bulguları, fizik inceleme bulguları, çölyak tarama testleri ve bağırsak biyopsileri standart bir form eşliğinde dosya bilgilerinden kaydedilmiştir. Hasta ve/veya ailelerin diyete sıkı uyduğunu beyan etmesi "glütensiz diyete sözel uyum", anketin yapıldığı dönemde son 3 ay içinde bakılan çölyak antikorlarının negatif olması ise "glütensiz diyete serolojik uyum" olarak tanımlanmıştır. Glütensiz diyete uyum esas olarak "serolojik uyum" ile kabul edilmiş, grupların karşılaştırılmasında bu uyum kullanılmıştır.Hasta ve ailelerinin glütensiz diyet hakkında bilgi düzeylerini, diyete uyum durumlarını ve glütensiz diyete uyumlarını engelleyen faktörlere yönelik fikirlerini değerlendirmek için bir anket uygulanmıştır. Aile ve hastalara ÇH ile ilgili bilgi düzeyini belirlemek için 10, glütensiz ürünlerle ilgili bilgi düzeyini belirlemek için 20 önerme verilmiştir. Her önermeye 1 puan verilerek değerlendirilmiştir. Bulgular: Çalışmaya ortalama yaşı 12,98 ± 3,76 yıl olan, 46'sı kız, 24'ü klasik ÇH, 41'i atipik ÇH, 5'i sessiz ÇH olmak üzere toplam 70 hasta alınmıştır. Hastalık belirtilerinin ortalama 6,46 ± 4,22 yaşında çıktığı; ancak ortalama 7,80 ± 3,82 yaşında tanı konulduğu belirlenmiştir. Hastaların ortalama glütensiz diyet uygulama süreleri 52,4 ay olup, glütensiz diyete uyumları sözel olarak %72,9, serolojik uyumun ise %48,6 olduğu saptanmıştır. Glütensiz diyet sonrası boy kısalığı sıklığında anlamlı azalma olmuştur (p=0,03). Ailelerin %61,4'ü glütensiz diyetle yaşamayı zor bulduklarını belirtmişlerdir. En sık karşılaşılan zorlukların glütensiz ürünlerin maliyetinin yüksek olması (%95,7) ve erişimin sınırlı olması (%91,4) olduğu gözlenmiştir. Çalışmaya katılan hasta ve ailelerin yaklaşık %80'i diyet nedeniyle sosyal aktivitelerini ertelediklerini belirtmiştir. Hasta ve ailelerinin ÇH hakkında bilgi düzeylerinin 10 puan üzerinden ortalama 7,3 ± 2,1, glütensiz gıdalar konusunda bilgi düzeylerinin ise 20 puan üzerinden ortalama 18,1 ± 2,9 olduğu belirlenmiştir. Çalışmamızda cinsiyet, hastalık tipi, ek hastalık varlığı, aile yapısı, çocuk sayısı, gelir düzeyi, ailede diyet alan kişi sayısının glütensiz diyete uyum üzerinde etkili olmadığı; yaş (>12 yıl) (p=0,028), ebeveyn eğitim durumu (p=0,001), çölyak hastalığı (p=0,002) ve glütensiz diyet (p=0,004) konusundaki bilgi düzeyi ve hasta derneğini bilmenin (p=0,008) glütensiz diyete uyumu olumlu etkilediği; glütensiz ürünlerin lezzetinin kötü olmasının (p=0,029) ise diyete uyumu olumsuz yönde etkilediği saptanmıştır. Sonuç: Çalışmamızda glütensiz diyete uyum %48,6 bulunmuştur. Yaş (>12 yıl), ebeveyn eğitim durumunun ve hasta derneğini bilmenin diyete uyumu olumlu etkilediği, glütensiz ürünlerin lezzetinin kötü olmasının diyete uyumu olumsuz etkilediği tespit edilmiştir.Item İnflamatuvar bağırsak hastalığı olan çocuklarda fiziksel büyümenin değerlendirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2017) Nalçacı, Sinem; Kuloğlu, Zarife; Çocuk Sağlığı ve Hastalıklarıİnflamatuvar Bağırsak Hastalığı Olan Çocuklarda Büyümenin Değerlendirilmesi Amaç: Beslenme bozukluğu ve büyüme geriliği inflamatuvar bağırsak hastalığı (İBH) olanlarda, özellikle aktif Crohn hastalığında (CH) sık görülen bir sorundur. Bu çalışmada İBH'li çocuklarda tanı anında ve izlemde malnütrisyon ve büyüme geriliği sıklığının saptanması amaçlanmıştır. Yöntem: 2000-2016 yılları arasında İBH tanısı almış (<18 yaş) ve en az 1 yıl izlenen hastaların dosyaları geriye dönük olarak tarandı. Demografik, klinik, laboratuvar bulguları, kullanılan ilaçlar, hastalık aktivitesine ait veriler standart bir form eşliğinde kaydedildi. Hastalığın tutulum yeri ve fenotipi Paris sınıflandırılmasına göre yapıldı. Hastalık aktivitesinin değerlendirilmesinde CH için Pediatrik Crohn Hastalığı Aktivite Skoru (PCDAİ), ülseratif kolit (ÜK) için Pediatrik Ülseratif Kolit Aktivite Skoru (PUCAİ) kullanıldı. PCDAI veya PUCAI'nın <10 olması durumunda "inaktif hastalık", PCDAI'nın ≥10 ve <30 olması veya PUCAI' nin ≥10 ve <35 olması durumunda orta aktif hastalık", PCDAI ≥30 veya PUCAI ≥35 ise "şiddetli aktif hastalık" olarak kabul edildi. Beslenme durumu yaşa göre ağırlık (YGA), yaşa göre boy (YGB), vücut kitle indeksi (VKİ) z skorları ve boya göre ağırlık (BGA) median yüzdesi ile değerlendirildi. Büyüme geriliği YGB z skorunun <-2 SD olması, düşük kilolu olma YGA z skorunun <-2 SD olması, ağır malnütrisyon ise VKI z skorunun <-2 SD olması olarak tanımlandı. Boya göre ağırlığın % 90'ın altında olması ise akut malnütrisyon olarak tanımlandı. P değerinin <0.05 olması istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Bulgular: Çalışmaya toplam 46 hasta (ortalama yaş 107.6 ± 67.2 ay, 24 erkek) dahil edildi. Kırkaltı hastanın 28'inde (% 60.9) ÜK, 15'inde (% 32.9) CH, 3'ünde (% 6.5) ise indetermine kolit saptandı. Ortalama takip süresi 44,6 ± 34,4 ay (12-150) idi. Tanıda perianal hastalık hastaların %28.3'ünde, ekstraintestinal bulgu ise % 26.1'inde saptandı. Paris sınıflamasına göre tanıda ÜK olan hastaların %50'sinde pankolit (E4), %25'inde sol kolon tutulumu (E2), %14,3'ünde yaygın tutulum (E3), %10,7'sinde ise ülseratif proktit (E1); CH olanların %53,3'ünde ileokolonik (L3), %40'ında kolonik, %6,7'sinde ise proksimal üst GİS tutulumu (L4a) mevcuttu. Crohn hastalarının % 93.3'ünde inflamatuvar, % 6.6'sında ise penetran tipte hastalık vardı. Oral aminosalisilat (ASA) hastaların % 95.7'sinde, steroid tedavisi % 47.8'inde, beslenme tedavisi % 34.8'inde, immünmodülatör % 32.6'sında, lokal ASA % 23.9'unda, biyoterapi % 6.5'inde ve cerrahi tedavi %15.2'sinde uygulandı. Maksimal izlemde tüm hastaların % 67.4'ü remisyonda idi. Hastaların % 26'sında (CH:% 26.7, ÜK:% 28.7 p = a.d) izlem süresince en az bir kez relaps görüldü. Maksimal izlemde hastaların tüm antropometrik ortalamalarında belirgin artış görüldü. Akut malnütrisyonu ve düşük kilolu olan hasta sayısında istatistiksel olarak anlamlı azalma gözlendi. Maksimal izlemde ağır malnütrisyonu ve büyüme geriliği olan hastalar mevcut olmasına rağmen, bu oranın tanı anına göre anlamlı derecede azaldığı saptandı. Maksimal izlemde YGB z skoru steroid maruziyeti olan çocuklarda anlamlı derecede düşük saptandı (p=0.025). YGA ve VKİ zkorlarının ise steroid maruziyetinden etkilenmediği gözlendi. Antropometrik parametreler ile cinsiyet, yaş, ekstraintestinal hastalık, relaps ve antikor pozitifliği arasında ilişki saptanmadı. Tanıda CRP yüksekliği olan hastaların maksimal izlemde hem YGA (p=0.013) hem de YGB (p = 0.043) z skorları düşük saptandı. Sonuç: Çalışmamızda, büyüme geriliği ve malnütrisyon maksimal izlemde mevcut olmasına rağmen ortalama 44,6 ± 34,4 aylık izlemde belirgin bir düşüş gözlendi. Tanıda yüksek CRP düzeyine sahip olan veya takip sırasında steroid tedavisine maruz kalan hastalarda büyüme geriliği daha sık gözlendi. Anahtar kelimeler: İnflamatuvar bağırsak hastalığı, Crohn, Ülseratif kolit, büyüme, malnütrisyonItem Mesalamine intolerance in three children with Crohn’s disease(2015) Tuna Kırsaçlıoğlu, Ceyda; Kuloğlu, Zarife; Üstündağ, Gonca Handan; Tanca, Aydan; İnce, Erdal; Ensari, Arzu; Girgin, Nurten; Tıp Fakültesi