Browsing by Author "Uyar, Mustafa"
Now showing 1 - 7 of 7
Results Per Page
Sort Options
Item İlhanlı Devleti'nin askerî teşkilâtı(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2007) Uyar, Mustafa; Erdem, İlhan; Ortaçağ TarihiThe Ilkhanid Empire, which was emerged as the Chingiz Khan conquests transformed into a political form in the Persian land, is influenced from the states that they interacted in Near East and Middle East, both culturally and also institutionally. The footprints of these contacts and interactions between the Ilkhanid and neighboring states can also be traced in its military organization. Initially, Mongols, who came from Asian steppes to the Persia and Middle East, altered their production and consumption practices as a result of following Turkish and Muslim societies as an example. At first, the Mongolian-Ilkhanid army was based on light cavalry, had in time transformed into midheavy and later into heavy cavalry. The stability and order of the agrarian societies in the Near East attracted the Nomadic Mongols and settle them down and in this way the structure of the state became more influential and distinctive. The Mamluk State, which was a rival of the Mongolians in this land, was one of the primary factors that accelerated the transformation of the Mongolian army. When Persian Mongols had acquired the required experiences and knowledge for the change, they embarked on reforms under the leadership of Ghazan Khan. With the increase of welfare, acquiring of required technicians and equipment, which opened the foundation of weaponry, is an indicator of advancement in weapon production. This also shows that the transformation in weaponry from primitive style in which each soldier makes their own weapons, to the more centralized and standardized mode of production. In the early times, the Persian Mongols food supplies were provided by Nomadic livestock and for this reason feeding grounds were allocated for each squad. Our thesis, in which we studied Anatolian and Khorasan?s pasture fields as well as the Azerbaijan?s mountain pastures and shelter places, shows the place of these pasture fields in the military system in detail. In sum, besides introducing the the Ilkhanid military organization, our thesis covers the exchange and advancement of military organization of the Ilkhanids.Item Ilhanlı-Memlâk Mücadelesinde Bir Kırılma Noktası:Vâdã El-Hazindâr Savaşı(2007) Uyar, MustafaItem İlhanlıların batı sınırı ve batıya dair politikaları(Ankara : Ankara Üniversitesi : Sosyal Bilimler Enstitüsü : Tarih Ana Bilim Dalı : Ortaçağ Tarihi Bilim Dalı, 2021) Yalgın, Şaban; Uyar, Mustafa; Sosyal Bilimler EnstitüsüCengiz Han'ın torunlarından olan Hülegü, Mengü Han'ın emriyle batı seferine görevlendirildi. İsmâîlîlerin yok edilmesi, Abbasi Halifeliği'nin itaat altına alınması, Suriye ve Mısır topraklarının ele geçirilmesi amacıyla yapılan batı seferi başlangıçta hızlı ilerledi. İlhanlı Devleti, 1256 yılında İsmâîlîleri ve 1258 yılında Abbasi Halifeliği'ne son verdi. Lakin Suriye toprakların tamamını ele geçiremeden 1260 yılında Memlûk ordularına yenilen İlhanlı Devleti, aynı zamanda Altın Orda ve Anadolu Selçuklu Devleti ile uğraşmaktaydı. Farklı cephelerde aynı anda mücadele etmek zorunda kalan İlhanlılar, batı ilerleyişinde politikalarını içinde bulundukları şartlara göre belirlemeye başladı. İslam Dünyası'na büyük darbe vurmalarına rağmen kısa süre sonra İslamiyet İlhanlı hükümdarlarının seçtiği bir din oldu. Aynı zamanda büyük zenginliklere sahip olan Anadolu'yu sömürürken diğer taraftan Anadolu'ya gelen İlhanlı valileri tarafından imar faaliyetleri yürütülmekteydi. Farklılık gösteren politikalarla varlığını yaklaşık 80 yıl koruyan İlhanlılar, Anadolu, Ortadoğu ve Yakındoğu topraklarına bir dinamizm kazandırdı. İlhanlıların bu süreç içindeki faaliyetlerini, politikalarını, diplomatik ilişkilerini ve kendinden sonraki devletlere etkileyen sistemlerini ortaya koymak adına bu tezi yazma gereği duyduk. İlhanlı hükümdarları nazarından İlhanlıların batıya dair temel politikalarını ortaya koymaya çalıştık Hülegü, one of Genghis Khan's grandchildren, was assigned to the western expedition by order of Mengü Han. The western expedition, which was carried out with the aim of destroying the Ismailis, subjugating the Abbasid Caliphate, and seizing the lands of Syria and Egypt, progressed rapidly. The Ilkhanid State ended the Ismailis in 1256 and the Abbasid Caliphate in 1258. However, the Ilkhanid State, which was defeated by the Mamluk armies in 1260, before Syria could capture all of its territories, was also dealing with the Golden Horde and the Anatolian Seljuk State. Having to fight on different fronts at the same time, Ilkhanians started to determine their policies in the western progress according to the conditions they were in. Although they dealt a great blow to the Islamic world, Islam soon became a religion chosen by the Ilkhanid rulers. While exploiting Anatolia, which had great wealth, on the other hand, construction activities were carried out by the Ilhanli governors who came to Anatolia. The Ilkhanians, who preserved their existence for about 80 years with different policies, brought dynamism to Anatolia, the Middle East and Near East lands. We felt it was necessary to write this thesis in order to reveal the activities, policies, diplomatic relations and the systems affecting the following states of the Ilkhanians within this process. We tried to reveal the fundamental policies of the Ilkhanians regarding the west from the perspective of the Ilkhanid rulers.Item İlhanlıların batı sınırı ve batıya dair politikaları(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021) Yalgın, Şaban; Uyar, Mustafa; TarihHülegü, one of Genghis Khan's grandchildren, was assigned to the western expedition by order of Mengü Han. The western expedition, which was carried out with the aim of destroying the Ismailis, subjugating the Abbasid Caliphate, and seizing the lands of Syria and Egypt, progressed rapidly. The Ilkhanid State ended the Ismailis in 1256 and the Abbasid Caliphate in 1258. However, the Ilkhanid State, which was defeated by the Mamluk armies in 1260, before Syria could capture all of its territories, was also dealing with the Golden Horde and the Anatolian Seljuk State. Having to fight on different fronts at the same time, Ilkhanians started to determine their policies in the western progress according to the conditions they were in. Although they dealt a great blow to the Islamic world, Islam soon became a religion chosen by the Ilkhanid rulers. While exploiting Anatolia, which had great wealth, on the other hand, construction activities were carried out by the Ilhanli governors who came to Anatolia. The Ilkhanians, who preserved their existence for about 80 years with different policies, brought dynamism to Anatolia, the Middle East and Near East lands. We felt it was necessary to write this thesis in order to reveal the activities, policies, diplomatic relations and the systems affecting the following states of the Ilkhanians within this process. We tried to reveal the fundamental policies of the Ilkhanians regarding the west from the perspective of the Ilkhanid rulers.Item Kuruluşundan Moğol istilalarına kadar Duvin şehri ve çevresi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Ateş, Erhan; Uyar, Mustafa; TarihGünümüzde Erivan'ın 35 km güneyinde yer alan Duvin, Ortaçağ Ermeniye'sinin başkentlerinden birisi idi. Şehir milattan önce III. bin yıldan kalma antik bir bölge üzerine inşa edilmiştir. Şehrin kurucusu Ermeni Kralı III. Khosrov Kotak'tı. Duvin 428 yılından sonra Sâsânî merzübânının ikametgâhı olmuştur. Orası ayrıca Ermeni Kilisesi'nin merkezi idi. Ermenistan'ın Bizans İmparatorluğu ve Sâsânî İmparatorluğu arasında ikiye bölünmesinin ardından, Duvin şehri, Pers-Armenia'nın merkezi olmuştur. Orası Güney Kafkasya'daki en kalabalık ve en zengin şehirlerden birisi idi. Zenginliği ve stratejik konumundan dolayı şehir bölgedeki büyük güçlerin hedefi hâline gelmişti. Bu yüzden Müslümanlar, Kafkasya'ya geldikten sonra 640'ta şehri fethetmişlerdir. Böylece Duvin, Arap Hilafeti'nin hâkimiyeti altına girmiştir. Bunun ardından Araplar bölgede Ermeniye denilen idari bir yapı meydana getirmişlerdir. Bu eyaletin merkezi Duvin idi. Duvin şehri, Araplar ile Bizans arasında savaş alanı olsa da IX. yüzyılda gelişimini sürdürmüştür. Duvin, 893'teki bir depremden dolayı yıkılmış ve şehir sakinlerinin pek çoğu hayatını kaybetmişti. Abbâsî Halifeliği'nin zayıflamasının ardından, X. yüzyılda Güney Kafkasya'da bazı bölgesel emîrlikler ön plana çıkmaya başlamıştı. Bunlardan bazıları Sâcoğulları, Sellârîler, Revvâdîler ve Şeddâdîler idi. Onlar zaman zaman Duvin şehrinin kontrol altına almak için birbirleri ile mücadele etmişlerdi. Bu dönemdeki yıkıcı depremler ve şiddetli savaşlar, şehrin X. yüzyılda zayıflamasına neden olmuştu. Daha sonra Selçuklular XI. yüzyılda Kafkasya'yı fethettiler. Onlar Duvin dâhil Kafkasya'da pek çok yeri hâkimiyet altına aldılar. XII. yüzyılda Gürcüler ve Hârizmşâhlar, Duvin'i ele geçirdiler ve bir süre orayı idare ettiler. XIII. yüzyılda Moğollar, Kafkasya'ya geldiler ve şehri talan ettiler. Duvin şehri günümüzde Ermenistan'da küçük bir köydür.Item Osman G. Özgüdenli, Turco-Iranica, Ortaçağ Türk-İran Tarihi Araştırmaları(2005) Uyar, MustafaItem Tegüder’in Kalavun’a ültimatomu*(2006) Allouche, Adel; Uyar, Mustafa