Browsing by Author "Yazgan, Hatice"
Now showing 1 - 5 of 5
Results Per Page
Sort Options
Item Avrupa Birliği enerji politikalarının liberal hükümetlerarasıcılık perspektifinden incelenmesi, örnek olay: Enerji birliği(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020) Arslan, Merve Nur; Göçmen, İlke; Yazgan, Hatice; Hukuk FakültesiAvrupa Birliği (AB) düzeyinde ortak enerji politikasının benimsenmesi özellikle üye devletlerin kendi ulusal gündemlerini takip etmeleri sebebiyle, bütünleşme sürecindeki en zorlu konularından birini teşkil etmektedir. Bu çerçevede de kapsayıcılık iddiasıyla ortaya atılan Enerji Birliği, farklı pazarlık güçlerine sahip üye devletlerin ulusal önceliklerini Birlik düzeyindeki enerji politikalarına yansıtmayı hedeflediği ve belli ölçülerde de başarılı olduğu bir alanı temsil etmektedir. Üye devletlerin Birlik düzeyine yansıtılan çıkarlarının ortak politikalarını nasıl ve ne ölçüde etkilediğinin araştırılması için de, çalışmanın çerçevesi olarak, üye devletlerin tercihlerinin oluşumuna ve pazarlık aşamasındaki duruşlarına özel önem atfeden liberal hükümetlerarasıcılık yaklaşımı seçilmiştir. Bu kapsamda enerjiyi ulusal güvenlik meselesi olarak yansıtan Polonya ve enerjiye ekonomik bir mesele olarak yaklaştığını öne süren Almanya'nın konuya ilişkin yaklaşımındaki farklılıklar ile bu yaklaşımların ulusal düzeydeki arka planının hesaba katılması mümkün olmuştur. Nitekim, her iki ülke de Birlik düzeyindeki kararları ulusal çıkar gruplarının etkisiyle belirlenen öncelikleri ile uyumlu olacak şekilde etkilemeye çalışsa da, büyük ölçüde Almanya'nın yüksek pazarlık gücü sayesinde, fikir olarak ortaya atıldığı zamandan AB Zirvesi tarafından onaylanmasına kadarki süreçte Enerji Birliğinin odağının önemli ölçüde değişmesi söz konusudur. Enerji Birliği yaklaşımındaki değişiklikleri yalnızca iki üye devletin duruşu değerlendirmeye alınarak açıklamak mümkün olmasa da, en genel haliyle, Enerji Birliğinin enerji güvenliği odaklı ilk versiyonunun Polonya'nın, iklim değişikliği odaklı son versiyonunun ise Almanya'nın duruşunu yansıttığı sonucunu çıkarmak makul gözükmektedir. Anahtar Kelimeler: AB Enerji Politikası, Enerji Birliği, Almanya Enerji Politikası, Polonya Enerji Politikası, Liberal Hükümetlerarasıcılık Adopting a common energy policy at a European Union (EU) level constitutes one of the most challenging issues in the integration process, especially because member states follow their own national agendas. In this context, Energy Union, which was put forward with the claim of inclusiveness, represents an area in which member states with different bargaining powers strive to reflect their national priorities to the Union level and achieve it to the certain extend. In order to investigate how and to what extent interests of the member states are reflected to the Union level, liberal intergovernmentalism approach, as it attaches special importance to the formation of the preferences of the member states and their stance at the bargaining process, has chosen as a framework of the study. Thus, it is possible to take into a account the differences between the approach of Poland which reflects energy as a national security issue and the approach of Germany which considers energy as an economic matter and the background of these approaches at national levels. Even though these changes in the Energy Union approach cannot be explained by considering only two countries positions towards it, in general, it is fair to conclude that the first version the Energy Union which focuses mainly on energy security reflects the position of Poland and final version which focuses on climate change reflects the stance of Germany. Key Words: EU Energy Policy, Energy Union, German Energy Policy, Polish Energy Policy, Liberal IntergovernmentalismItem Avrupa Birliği genişlemesi ve ulusüstü Avrupa Birliği kurumları: Yeni kurumsalcı bir değerlendirme(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2015) Erdoğan Seven; Yazgan, HaticeAB’yi dünya üzerinde bu zamana kadar ortaya çıkan bütünleşme deneyimlerinden ayıran özelliklerinin başında kendine has kurumsal yapısı gelmektedir. AB kurumsal yapısı üye devletlerce AB bütünleşmesine ilişkin konularda yetki devredilen hükümetlerarası ve ulusüstü kurumların bir karışımıdır. Bu tez çalışmasında ulusüstü AB kurumları (Avrupa Komisyonu, AP ve Avrupa Birliği Adalet Divanı) genişleme politikası kapsamında ele alınmaktadır. Üye devletlerden ulusüstü AB kurumlarına sınırlı düzeyde bir yetki devrinin söz konusu olduğu alanlardan biri olan genişleme politikası dâhilinde, ulusüstü AB kurumlarının yerine getirmekte oldukları roller aracılığıyla süreci üye devlet iradelerinden bağımsız bir şekilde etkileme kapasitesine sahip olup olmadıkları konusu tez çalışmasının odağında yer almaktadır. Bu kapsamda, tez çalışmasında ulusüstü AB kurumlarının genişleme politikası dahilindeki rol ve etkilerinin ortaya konması hedeflenmektedir.Yukarıda tanımlanan konu, tez çalışmasında yeni kurumsalcılık teorik yaklaşımı kullanılarak ele alınmıştır. Özellikle 1990 sonrası dönemde AB’ye ilişkin akademik çalışmalarda faydalanılmaya başlanan yeni kurumsalcılıklardan; rasyonel-tercih kurumsalcılığı, tarihsel kurumsalcılık ve sosyolojik kurumsalcılıktan tez çalışması dahilinde faydalanılmıştır. Rasyonel-tercih kurumsalcılığının amil-vekil ilişkisi kavramı, tarihsel kurumsalcılığın yol bağımlılığı ve beklenmeyen sonuçlar kavramları ve sosyolojik kurumsalcılığın uygunluk mantığı kavramı tez çalışması kapsamında yapılan değerlendirmelerde temel olarak alınmıştır. Bu doğrultuda tez çalışmasının ilk bölümünde yeni kurumsalcılıklar ve tez kapsamında ele alınan kavramlara ilişkin literatürde yer alan bilgiler sunulmuştur.Ulusüstü AB kurumlarının genişleme sürecindeki rol ve etkileri, birinci bölümdesunulan teorik çerçeve de dikkate alınmak suretiyle ikinci bölümde ulusüstü AB kurumları özelinde ayrı ayrı ele alınmıştır. Bu kapsamda, genişleme sürecinde ulusüstü AB kurumları tarafından ifa edilmekte olan AB Antlaşmaları ya da önceki genişlemeler sırasında ortaya çıkan roller temelinde bu kurumların olası etkileri ortaya konmaya çalışılmıştır. Bu bölümde Avrupa Komisyonun genişleme sürecine; görüş ve öneri bildirme, aday ülkenin izlenmesi, aday ülkenin üyeliğe hazırlanması, iletişim ve arabuluculuk ve üyelik kriterlerinin benimsenmesi rollerini; AP’nin onay, gündem belirleme, diğer AB kurumları ile ilişkiler, aday ülkenin izlenmesi ve hazırlıklarının desteklenmesi ve üyelik kriterlerinin belirlenmesi rollerini; Avrupa Birliği Adalet Divanının da AB hukukunun yorumlama ve uygulama rollerini ifa ederek etki ettikleri savunulmaktadır. Çalışmanın üçüncü bölümünde bir yandan birinci ve ikinci bölümde ele alınan hususlar farklı konu başlıkları altında harmanlanarak farklı bakış açıları ortaya konmaya çalışılmıştır. Bu bölümde yeni kurumsalcılıklar ve ulusüstü AB kurumları, yeni kurumsalcılıklar ve AB genişlemesi, yeni kurumsalcılıklar karşılaştırması ve ulusüstü AB kurumları arasındaki dengeler konuları ele alınmıştır.Tez çalışmasının ardından şu temel sonuçlara erişilmiştir: 1. Ulusüstü AB kurumları AB genişlemesine etki etmektedir, ancak kurumlar sürece etki eden aktörlerden yalnızca biridir, 2. Değişen rolleri kaynaklı tüm ulusüstü AB kurumları genişleme sürecinde aynı ölçüde etkili değildir, 3. Farklı yeni kurumsalcılıklar ulusüstü AB kurumlarının genişleme sürecindeki rol ve etkilerini açıklamada tamamlayıcıdır, 4. Genişleme süreci ulusüstü AB kurumlar açısından fırsatlar ve tehditler barındırdığından ulusüstü AB kurumları bu süreci kendi tercihlerine göre şekillendirmeyi istemektedir, 5. Ulusüstü AB kurumlarının istikrarlı yapısı genişleme sürecinde etkili olmalarını kolaylaştırmaktadır. 6. Ulusüstü AB kurumlarının AB sistemi içindeki rol ve etkileri politika alanları itibariyle değişiklik göstermektedir, 7. Ulusüstü AB kurumlarının genişleme sürecindeki rol ve etkileri tarihsel süreçte genel olarak artmıştır, 8. Mevcut durumda AB bütünleşmesine hakim olan kriz ortamı genişleme politikasını da etkilemektedir ve bu durum ulusüstü AB kurumlarının genişleme sürecindeki rollerini etkin bir şekilde ifa ederek etkili olabilmelerine engel olmaktadır, 9. Genişleme politikasının yürütülme şekli ulusüstü AB kurumlarına bu politika alanında etkili olma fırsatı vermektedir, 10. AB üyeliği açısından aday ülkelerin ulusüstü AB kurumlarını da ikna etmesi gerekmektedir, 11. Genişleme sürecine müdahil aktörler arasında işbirliği olması halinde genişleme süreci daha etkin işleyen bir politika haline gelmektedir.AbstractOne of the most important aspects that make the EU different from other integration attempts around the world is its specific institutional structure. EU institutional structure is a combination of intergovernmental and supranational institutions which were acting on the basis of powers transferred by the EU member states. In this study, supranational EU institutions (European Commission, European Parliament and European Court of Justice) will be elaborated within the scope of enlargement policy. The main focus of the study is that whether supranational EU institutions has power to be influential in enlargement policy as a policy area in which power transfer from EU member states is limited by means of performing their roles or not. In this framework, the study aims to identify role and influence of supranational EU institutions within the context of enlargement policy.This issue was dealt with in this thesis by using the new institutionalism as a theoretical approach. Among the different new institutionalisms that have started to be influential in the academic studies related to the EU in the aftermath of 1990s, rational-choice institutionalism, historical institutionalism and sociological intuitionalism were used in the study. Principal-agent relationship in rational-choice institutionalism; path dependence and unexpected consequences in historical institutionalism and logic of appropriateness in sociological institutionalism were selected in the study of the subject. Accordingly, the first chapter of the study was about new institutionalisms and selected terms identified above.The role and influence of the supranational EU institutions were taken separately in the second chapter by using the theoretical framework provided in the first chapter. In this scope, the probable influence of supranational EU institutions in the enlargement process was identified on the basis of the roles of these institutions in the enlargement process with a comprehensive approach covering the roles both stemming from EU Treaties and gained during previous enlargements. In this chapter, it was argued that European Commission with its roles of announcing opinion and policy recommendation, monitoring of the candidate country, supporting candidate country for membership, communication and mediation and identifying EU membership criteria; European parliament with its roles of ascent, agenda-setting, relations with other EU institutions, monitoring and supporting of candidate country and identifying EU membership criteria; European Court of Justice with its roles of interpreting and implementing EU Law have become influential in the enlargement process.In the third chapter, on the one hand by synthesizing the issues covered in the first and second chapters, it was aimed to come up with different perspectives regarding the subject of the thesis. The topics of new institutionalism and supranational EU institutions, new institutionalism and EU enlargement, comparison of new institutionalism and the balance among EU institutions were covered under this chapter.The main results reached at the end of the study are as follow: 1. Supranational EU institutions influences enlargement process, but there are the ones among many actors enlargement process varies in accordance with the their role in the process and as a result all the supranational institutions don’t have the same of influence in the process , 3. Different branches of new institutionalism are complementary in terms of explaining the role and influence of EU institutions in the EU enlargement process, 4.Since the enlargement process incorporates both opportunities and threats for the supranational EU institutions, they would like to shape the process in line with their choices, 5. Stable nature of supranational EU institutions enhances their effectiveness in the EU enlargement process, 6. Role and influence of supranational EU institutions differ across different policy areas of EU integration, 7. The role and influence of supranational EU institutions have increased in the historical process, 8. The current crisis situation dominating the EU integration process has also affected the enlargement policy and supranational EU institutions couldn’t perform their roles effectively under these crisis conditions in a way to create their influence in the enlargement process, 9. The way enlargement policy is conducted is appropriate for the influence of supranational EU institutions, 10. Candidate countries should also persuade supranational EU institutions in order to achieve EU membership, 11. Enlargement process operates more smoothly, when there is harmony among all the actors participating to the process.Item Avrupa Birliği sürecinin Türk dış politikasına etkileri(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2009) Yazgan, Hatice; Erhan, ÇağrıTezde Avrupalılaşma kavramı çerçevesinde Soğuk Savaş sonrası AB'nin Türk dış politikasına etkileri ele alınmaktadır. Öncelikle kurumsal düzeyde Türk dış politikasının Avrupalılaşmasında, AB'nin Türk dış politikasını bürokratik reorganizasyon ve söylem açısından etkilediği ancak seçkin Avrupalılaşmasının sağlanamadığı görülmektedir. Politika düzeyinde ise AB'nin Türkiye'ye koşulluluk ilkesi ile belirli alanlarda (Kıbrıs ve Ege) etki yapabildiği ancak bu etkinin de sınırlılıkları olduğu görülmektedir. Orta Doğu bölgesi ile ilişkilerde ise AB etkisi sınırlıdır. Ulusal hassasiyetlere dokunmayan konularda AB gerekleri iç politikada AB yanlısı hükümetler varsa yerine getirilmektedir. Ancak iktidarda AB yanlısı bir hükümet olsa dahi içte muhalefete maruz kalan milli davalarda Avrupalılaşma durmaktadır. Bir başka açıdan ise; Avrupalılaşmanın siyasa Avrupalılaşması olarak tanımlandığı, Türkiye'nin AB dış ve güvenlik politikası mevzuatına uyumu kapsamında Türkiye ile AB arasında milli davalar dışında ciddi bir farklılık olmadığı görülmektedir. Ancak AB'nin kendisini etik/normatif bir güç olarak tanımlaması ile kimlik konularını da içeren siyasi Avrupalılaşma tanımında Türkiye'nin Avrupalılaşması sorunlu bir nitelik arzetmektedir. Avrupalılaşmanın ikinci boyutu çerçevesinde ise Türkiye savunma alanındaki bazı önceliklerini AB düzeyine aktarabilmiştir. AB desteğiyle başta enerji konusu olmak üzere uluslararası alanda etkin politikalar izlenmesi mümkün olabileceği gibi, AB üyeliğinin Türkiye ve AB'nin karşılıklı olarak gündemlerini değiştireceği ve genişleteceği de açıktır. Sonuç olarak, Merkezi ve Doğu Avrupa ülkelerinin Avrupalılaşması için kullanılan konstrüktivist kurumsalcı yaklaşım Türkiye ve AB arasındaki güvenlik kimliği farklılığı gibi yapısal bir nedenden ötürü kısa vadede kullanılamayacaktır. Bunun yerine Türkiye'nin Avrupa güvenliğine katkılarına odaklanan rasyonalist kurumsalcı yaklaşım kullanılmalıdır.Abstract In the Thesis, impact of the EU on post cold war period Turkish foreign policy is elaborated in the framework of Europeanization. First of all, from institutional dimension; EU?s impact is noteworthy and reorganization of Turkish bureaucracy is evident. However in terms of elite socialization deficiencies exist. From the policy perspective, while conditionality clause is efficient for Cyprus issue and Greece, Europeanization is limited for the Middle East region. Europeanization of Turkish foreign policy is accelerated during pro-EU governments. However in case of national causes even the pro-EU governments should eliminate the veto points for a smooth Europeanization. From the other point of view; when Europeanization is defined as ?policy Europeanization?, there is not a serious deviation of Turkey?s foreign policy from the EU Acquis except some national causes. Contrary to the relative conformity in terms of policy Europeanization, basic difference between Turkey and EU reveals when the Europeanization is defined broadly so as to include the identity matters which is the definition of polity/politics Europeanization. From bottom-up dimension, Turkey could upload some of its defense priorities to European agenda. Turkey can also play an important role in international arena with the EU support. However Turkey?s possible membership will change and broaden the agenda of both sides. In conclusion, sociological/ constructivist institutionalist arguments used for Central and Eastern European Countries are not appropriate for Turkey in short term due to the security identity differences between Turkey and the EU. It is realistic to use a cost-benefit analysis used by rationalist institutionalists which focuses on Turkey?s contribution to European security.Item Avrupa Birliği ulaştırma politikası ve Türkiye üzerine etkileri(Ankara : Ankara Üniversitesi : Sosyal Bilimler Enstitüsü : Avrupa Birliği ve Uluslararası Ekonomik İlişkiler Anabilim Dalı : Uluslararası İlişkiler Bilim Dalı, 2019) Cebeci, Yıldız; Yazgan, Hatice; Siyasal Bilgiler FakültesiBu tezin amacı, AB'nin Tek Pazar hedefi doğrultusunda ortaya koyulan ve AB ortak politika alanlarından biri olan OUP'u incelemek, bu politika doğrultusunda uygulama alanlarında ve ülkelerde gözlemlenen gelişmeleri demiryolu sektörü özelinde değerlendirmektir. OUP kapsamına girebilecek birçok konuda hem bütün alt sektörlerde hem de üye ve aday ülkelerin her birinde gelişmeler kaydedilmiştir. Fakat bu uygulamalar ve yapılanmalar her bir sektör ve her bir ülke için farklı sonuçlar doğurmuştur. AB serbest pazarı ve ulaştırma bağlantıları açısından son derece öneme sahip olan Türkiye'de de AB OUP'u kapsamındaki benzer yapılanmalar ele alındığında aynı farklılıkların yaşanabileceği sonucuna varılmıştır. Tez çalışmasının temel varsayımı, AB OUP'unun devletlerin yapısal durumları ile açıklanabilecek farklı sonuçlar ortaya çıkararak istenilen başarıyı elde edemediği ve asıl hedefine ulaşmaktan uzak olduğuna yöneliktir. Bu da, OUP'un devletlerin ekonomik, sosyal ve kültürel koşullarının ön planda tutularak ele alınmasını gerektirmektedir. The purpose of this dissertation is to examine the Common Transport Policy (CTP), which has been introduced in line with the Single Market target of the EU as one of its common policy areas, and to assess the developments that have been achieved in the application areas based on this policy and observed in the countries accordingly with respect to railway sector. Many fields that can be included in the scope of CTP have made progress in all sub-sectors and each of EU member and candidate countries. However, these practices and reorganizations have led to different consequences for each sector and country. Considering the similar reorganizations in the scope of EU CTP in Turkey, which is highly important for the EU free market and transport connections, it has been concluded that the same differences can be experienced. The fundamental assumption of this study is that the EU CTP could not achieve the desired success by producing different outcomes, which can be represented by the structural organizations of states, and it is far from reaching its main target, which requires addressing CTP by focusing on the economic, social and cultural conditions of states.Item Kamuoyu ve Türk dış politikası anketi(2010) Erhan, Çağrı; Yazgan, Hatice; Kırlıdökme, Utku; Akdemir, Erhan