Ankara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dergisi
Permanent URI for this community
Browse
Browsing Ankara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dergisi by Title
Now showing 1 - 20 of 46
Results Per Page
Sort Options
Item A Brief Evaluation on the Plant Depictions in the Hittite Deciption Art(Ankara Üniversitesi, 2021) Özcan, Ayşe Tuba; Güzel Sanatlar FakültesiThe Hittite Empire is one of the most important civilizations that contributed to the field of art through numerous artworks. The diversity of motifs in the Hittite artworks makes them unique. Although there are many researches about the illustrations on the Hittite depicted-artworks, the absence of a detailed study on botanical motifs has accelerated this study. A lot of subjects and motifs have been depicted on the artworks and botanical motifs occupy an important place among them. The botanical motifs on the artworks shed light on the Hittite art. In the light of these studies it has been seen that there are pretty much botanical-depicted Hittite works. The examples regarding the botanical-depicted artwork in this paper constitute only some instances of the works. Many of the Hittite Period works have been searched and analyzed and then the relation between the plant types in these works and modern-day plant types have been studied. The botanical motifs in the artworks, which have different details in each piece, take places in specific compositions in depiction fields. Those motifs have been applied sometimes on their own and sometimes with figures of people, animal and god. The plant motifs on the artworks have been used as decorative elements on occasions and they have been sometimes used as signs in the hieroglyph writing system. The plants frequently used by the Hittite people in the daily life have been imaged on the artworks and thus the Hittite social life has been depicted on the works.Item Ankara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi köylü el sanatları koleksiyonunun oluşturulması(Ankara Üniversitesi, 2019) Yanar, Ayşem; Güzel Sanatlar FakültesiItem Ankara Üniversitesi güzel sanatlar fakültesi kültür varlıkları koruma ve onarım bölümü kolokyumu(Ankara Üniversitesi, 2019) Şay, Simin; Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi; Saraç, ElifItem Ankara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi kurulurken(Ankara Üniversitesi, 2019) San, İnci; Güzel Sanatlar FakültesiBir güzel sanatlar fakültesi düşüm2 Sanatlar, tüm dalları, tüm dalların etkileşimleri, geçişgenlikleri ile duyuşsal ve bilişsel dünyalarımızda ne denli özenle yer alırsa, insanları o denli duyarlı, anlayışlı, hoşgörülü, geniş düşünebilen ve sevgi dolu kılar. Sanatlar ve sanat kültürü insanların yaşamında yer aldığı sürece toplumsal ilişkiler sağlam temellerde ilerler; sanatta, bilimsellikte ve teknolojide başarılara ulaşılır. Bir güzel sanatlar fakültesi bu ana fikirle kurulur ve yoluna devam ederse başlıca görevini yerine getirmiş olur. Düşünü çok önceden gördüğüm, kuruluş taslağını 1995’te hazırladığım Ankara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin Prof. Dr. Ayşe Çakır İlhan, Prof. Dr. Ömer Adıgüzel ve daha birçok değerli kişinin katılımı ile 2015 yılında gerçekleşmiş olmasından mutluluk duyuyor ve gerekli diğer bölümlerle zenginleşmesini diliyorum. Sevgi ve Saygılarımla İnci San, Ocak 2018Item Ankara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi sergileri “Müzelerin geleceği”(Ankara Üniversitesi, 2020) Karadeniz, Ceren; Yanar, Ayşem; Güzel Sanatlar Fakültesi09-20 Kasım 2020 tarihleri arasında Ankara Üniversitesi Kütür Sanat Evi ev sahipliğinde Ankara Üniversitesi Web portalinden yayınlanan “Müzelerin Geleceği” isimli çevrim içi sergi dijital dünyada müzelerin kültürel gelecek inşasına vurgu yapmayı amaçlamıştır. Tarihe kendinden bir iz bırakmaya çalışan insan, mağara duvarına, taşların üzerine, sütunlara, ahşaba ve kimi zaman da halıya, kilime aktarmıştır isteklerini, sevgisini, korkusunu, nazarını, inancını, gücünü ve icatlarını. Ölümsüzlük ve sonsuzluk arayışı olarak açıklanabilecek bu eylem, farklı boyutlarda ve içeriklerde müzelerin de kapılarını aralamıştır. Geleceğe ilişkin planlar hiç bitmemiş, sonsuzluk ve ölümsüzlük arayışı müzeleri çeşitlendirmiştir. Günümüz geleceğin farklı deneyimlerle ve yeni yöntemlerle, yeni bir evrende aranmaya başlandığının ispatı çok sayıda gelişmeye ev sahipliği yapmaktadır. Dolayısıyla insanlığın geleceğini inşa ederken özel bir konuma yerleştirdiği müzeleri yeni deneyimlere açma ve fütürist bir yaklaşımla değerlendirme gereği doğmuştur.Item Ankara üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde açılan sergiler(Ankara Üniversitesi, 2019) Yanar, Ayşem; Karadeniz, Ceren; Güzel Sanatlar FakültesiAnkara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Kültür Varlıkları Koruma ve Onarım, Temel Sanat ve Müzecilik Bölümleri öğretim üyeleri 2019 yılında üç tematik sergi hazırladılar. Müzelerin mimari özelikleriyle içerdikleri koleksiyonları gölgede bırakarak yeni çağı karşılama ya da temsil etme biçimlerini sorgulayan “Hangi Müze”; kültür varlıklarını koruma ve sürdürülebilirliğini sağlama sürecinde başvurulan tekniklerden biri olan restitüsyonun önemine vurgu yapan “Yeniden Tasarlama” ve insanın kendi kapıları arasındaki gelgitleri çarpıcı bir baskı resim ve resim seçkiyle sunan “İkilik” isimli sergiler hakkında ayrıntılı bilgiler paylaşılmıştır.Item Ankara Üniversitesi’nde el sanatları eğitim öğretim ve araştırmaları(Ankara Üniversitesi, 2019) Arlı, Mustafa; Güzel Sanatlar FakültesiCumhuriyetin ilanıyla birlikte Türkiye’de geleneksel el sanatları eğitimi üzerine uzmanlaşan akademik kurumların başında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi gelmektedir. İlk adıyla Yüksek Ziraat Enstitüsü 1933 yılında kurulmuş, 1946 yılında ise Ankara Üniversitesi bünyesine dâhil olmuştur. Enstitü; Tabii İlimler, Ziraat, Baytar ile Ziraat Sanatları adlı dört fakülteden oluşmuştur. Bu oluşum zamanla değişerek günümüze kadar farklı fakültelerde akademik çalışmalarını sürdürmüştür. Ziraat Sanatları Fakültesinde yürütülen çalışmalar ile Türkiye’nin çeşitli yörelerinden doğal liften yapılmış tekstil ürünleri toplanarak incelenmiş, bu ürünler fakültede ders materyali olarak kullanılmış, ürünlerin hammadde, doku, içerik ve şekil bilgileri kayıt altına alınmış, bitirme tezleri ve araştırmalar yürütülmüştür. Bu çalışmalar El Sanatları alan yazının ders kitapları, makaleler vb. oluşturulmasında öncü olmuştur. Türkiye bulunduğu coğrafi konum nedeniyle zengin kültürel çeşitliliğe sahiptir. Her yörenin kendine özgü el sanatı ürünleri bulunmaktadır. Bu ürünler yöreden yöreye farklılık göstermektedir. Kültür tarihi açısından önemli olan el sanatları aynı zamanda değişen ve kaybolan değerlerin sonraki kuşaklara aktarılması açısından önemlidir. Bu bağlamda el sanatları kültürel birikimin aktarılmasında ve toplumun sosyo-kültürel yapısının oluşmasında ve incelenmesinde önemli bir yere sahiptir. Dolayısıyla el sanatı üretiminin devamlılığının sağlanması, sosyo-kültürel özellik bağlamında incelenmesi nitelikli bir eğitimle mümkündür.Yüksek Ziraat Enstitüsünde başlayan El Sanatları Eğitimi, Güzel Sanatlar Fakültesi Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölümünün kurulmasıyla araştırma, eğitimdeki birikimini sürdürmektedir. Bu çalışmada Ankara Üniversitesi’nde El Sanatları alanında yaşanan değişimler, 1930’lu yıllardan itibaren bu alanda yürütülen tezler, alan yazınları gibi örneklerle irdelenmektedir.Item Arkeolojik demir buluntularda karşılaşılan sorunlar ve nedenleri(Ankara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, 2021) Yılmaz, Zeynep; Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım; Güzel Sanatlar FakültesiArkeolojik demir buluntularda karşılaşılan sorunlar ve nedenleri üzerine derlenmiş olan çalışmada kısaca demir madeninin özelliklerinin neler olduğu açıklanmaya çalışılmış, toprak altı ve üstünde karşılaşılan sorunlar ve nedenleri üzerinde durulmuştur. Demir buluntularda bozulmaların nedenleri her iki (toprak altı ve toprak üstü) koşulda da benzerlikler içermektedir. Bozulma nedenlerinden bağıl nem, sıcaklık ve oksijenin varlığı direk etki etmektedir. Klorürlerin etkisi ise bağıl nem varlığında etkisini yoğun olarak göstermektedir. Demir buluntuların bozulmalarını anlamak için öncelikle demir metalinin malzeme özelliklerinin ve demir buluntuların bozulma nedenlerini bilmek gerekmektedir. Demir korozyonunu ise demirin kendisinden çıplak gözle ayırt etmek her zaman mümkün olmamaktadır. Temel olarak yapılacak incelemelerde stereo mikroskop kullanımı daha doğru sonuçlara ulaşmaya yardımcı olacaktır. Demir üzerinde oluşan korozyonların renkleri de birbirine benzediğinden ve hatta bazen aynı renk olduğundan gözle ayırt etmek mümkün olmayacaktır. Ancak ileri teknik analizler ile korozyon türünün ne olduğu tespit edilebilmektedir. Doğru tespitler sonucunda ise önleyici koruma ve direk müdahaleler ile demir buluntuları korumak mümkün olacaktır.Item D Grubu’nun Türk Resim Sanatında Özgünlük Açısından Önemi(Ankara Üniversitesi, 2021) Baysal, Abidin Müslüm; Güzel Sanatlar FakültesiBu çalışmada; Türk Resim Sanatının modernleşmesinde, ortaya çıktığı dönemden, günümüze kadar, kalıcı etkiler yaratmayı başarmış “D Gurubu’nun” özgünleşme açısından önemi incelenmiştir. Bu çalışmayı hazırlarken, basılı kitaplar başta olmak üzere, dijital kaynaklarda dâhil tüm yazılı ve görsel kaynaklardan faydalanılmıştır. Türkiye’nin modernleşme tarihinin ilk adımları, devamı niteliğinde olduğu Osmanlı İmparatorluğu döneminde atılmıştır. Tarihçiler tarafından “Batılılaşma” olarak adlandırılan bu süreç, gerçek manasıyla Tanzimat Dönemi uygulamalarıyla başlamıştır. Dolayısıyla bu dönemde atılan adımlar. Gerçek manada modern dünyanın ruhuna uygun adımlar olarak değerlendirilmiştir. Böylece Osmanlı Devleti için, kendi özgünlüğünde modernleşme yolu açılmıştır. Atılan bu adımların verdiği ilham, ayrıca Osmanlı Resim Sanatının yönünün, batıya dönmesinde önemli bir rol oynamıştır. Tanzimat ile başlayan modernleşme, bizim için ne anlama geliyorsa. Türk Resim Sanatının modernist dönüşümünde, önemli bir dönüm noktasını oluşturan D Gurubu da o anlama gelmektedir. 1926 sonrası, sanat eğitimi almak için yurtdışına çıkmış olan genç sanatçılar, bulundukları sanat ortamlarında, Fovizm, Kübizm ve Dışavurumculuktan yoğun olarak etkilenmişlerdir. Yurtdışından, bu duygu ve izlenimlerle ülkeye dönen, Zeki Faik İzer, Zühdü Müridoğlu ve Cemal Tollu gibi sanatçılar, zamanın ruhunun artık akademik anlayıştan yana olmadığını görmüşlerdir. İzlenimci sanat anlayışına ve akademik öğretiye bayrak açan sanatçılar, sanatsal yaratma süreçlerinin olabildiğince özgürleşmesi gerektiği fikri konusunda uzlaşmışlardır. Ve bu ortak aklı hareket geçirmek içinde 1933 yılında D Gurubunu kurmuşlardır. Böylece Türk Resim Sanatı için yeni bir evre başlamıştır. Sonuç olarak; görülmektedir ki Türk Resim Sanatının modernleşme süreci, D Gurubu dönemi ele alınmadan yeterince anlaşılamaz.Item Ege Üniversitesi halk dansları eğitim programının öğretim elemanı görüşlerine göre değerlendirilmesi: bir durum çalışması(Ankara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, 2021) Lumalı, Haluk Öyküm; Güzel Sanatlar; Eğitim Bilimleri FakültesiYaşayan, korunmasına özen gösterilen, değişen, dönüşen ve gelişen bir alan olarak halk dansları, Türkiye’de kültürel yapı içerisinde önem taşımakta, tüm eğitim kademelerinde ilgi görmekte, aileler tarafından desteklenmektedir. Türkiye’de sanatçı yetiştirmekle görevlendirilmiş olan konservatuvarlarda yer alan Türk Halk Oyunları bölümleri, bunu yanı sıra “akademisyen ve eğitimciler yetiştirme” görevini de üstlendiklerini belirtmektedirler. Bu bölümlerden mezun olanların “dans sanatçılığı” nitelikleriyle mesleklerini yapabilecekleri organizasyonların yetersizliği ve MEB tarafından Pedagojik Formasyon eğitimlerini tamamlamaları şartıyla kazanabildikleri Müzik Öğretmenliği hakkı sebebiyle, yürütülmekte olan eğitim programlarında da değişikliklere gidilmiştir. Araştırma; Türkiye’deki akademik halk dansları eğitim programlarının öğretim elemanı görüşlerine göre değerlendirilmesi amacıyla hazırlanmıştır. Katılımcıların görüşlerinin ayrıntılarıyla ortaya konması amacıyla nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması deseni kullanılmıştır. Çalışma grubu, Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı Türk Halk Oyunları Bölümü’nden mezun ve yüksek lisans eğitimlerini de Ege Üniversitesi bünyesinde alanlarında tamamlamış öğretim elemanları arasından seçilmiştir. Çalışma grubunun belirlenmesinde amaçlı örnekleme yöntemlerinden ölçüt örnekleme tekniği kullanılmıştır. Veriler, çalışma grubunda yer alan her bir katılımcıyla araştırmacı tarafından hazırlanan yarı yapılandırılmış görüşme formlarının kullanıldığı birebir görüşmelerle toplanmıştır. Öğretim elemanlarının görüşlerinin ardından betimsel yöntemle analiz edilen bulgular alanyazın taraması ışığında yorumlanarak akademik halk dansları eğitim programı değerlendirilmiştir. Yapılan çalışma sonucunda, halk dansları eğitim programlarının bölümün misyonuyla tam uyuşmadığı ve geliştirilmesi gerekliliği sonucuna ulaşılmıştır.Item Fotoğraflarla Geç Dönem Osmanlının Kostümlü Kimlikleri(Fotoğraflarla Geç Dönem Osmanlının Kostümlü Kimlikleri, 2022) Hepdincler, Tolga; Other; OtherKıyafet albümleri olgusu, 16. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar Batı görsel kültüründe batılı olmayan gelenek ve alışkanlıkların popüler temsil türlerinden biri olmuştur. Bu albümler daha çok ansiklopedik çalışmalar olarak anılmakta olup, özellikle görsel sanatların olanaklarından yararlanılarak batılı entelektüel deneyimlerin doğuya dair oluşturdukları çalışmalardır. Osmanlı Devleti çevresindeki Doğu tebaasının temsili bu Albümlerin ortak konuları olmuştur. Osmanlı'nın kültürel çeşitliliği ve Osmanlı tebaasının egzotik doğu imajı, geleneksel doğu bakışı ve deneyiminden oluşan Batı entelektüel ilgisini etkilemiş ve geliştirmiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nun 19. yüzyıl batılılaşma süreci, yeni bir Osmanlı Ulusal Kimliğini öngörmüş ve Osmanlı Kimliğinin Kostüm Albümleri ile temsili, Batı kökenli birçok entelektüel deneyim gibi içselleştirilmiştir. Hem saray tarafından desteklenen Brindesi'nin Antik Kostümler Müzesi hem de “Osmanlı Antik Kostümleri Albümü” bu içselleştirme sürecinin örnekleri olmuştur. Batılılaşma Süreci, Batı gelenek ve alışkanlıklarını doğrudan etkileyen yeni oluşan aydınları da etkilemiştir. Osman Hamdi Bey gibi birçok Osmanlı aydını Avrupa'da yetişmiş ve batılılaşma sürecinin dinamiği olmuştur. Kostüm Albümleri ile Osmanlı Aydınları arasındaki bağlantı, Osman Hamdi ve meslektaşlarının çok kültürlü çeşitlilik içinde idealize edilen yeni Osmanlı Kimliğine olan eğilimlerini temsil ettikleri Elbise-i Osmaniyye Albümü'nde rahatlıkla görülebilir. 1873'te basılan Albüm, bir Osmanlı aydınının yeni Osmanlı kimliği fikrini fotoğraf deneyiminin olanaklarıyla nasıl idealize ettiğini de göstermektedir. Bu makale, geç Osmanlı Kimliğinin bir idealizasyonu olarak Elbise-i Osmaniyye Albümü'ne odaklanacak ve ayrıca Osman Hamdi'nin Osmanlı kimliği ideallerini Batı görsel kültüründen gelen temsil tarzını kullanarak temsil etme başarısını veya başarısızlığın tartışmaktadır.Item Gallery Review - Visualising An Ancient Legend: The “Troy: Myth And Reality Exhibition” At The British Museum(Ankara Üniversitesi, 2020) Özdemir, Batuhan; Güzel Sanatlar FakültesiConsisting of echoes of the Trojan War from different periods and supported by BP (British Petroleum), the exhibition “Troy: Myth and Reality” was staged by the British Museum in London between 21 November 2019 and 8 March 2020. The first section was mostly devoted to the “myth”, the timeless tragedy of the Trojan War and its consequences, which were narrated by Homer in two epic poems, the Iliad and the Odyssey. Four episodes related to the war form the first section, Discord – Έρις, War – Πόλεμος, Fall – Άλωσις and Return – Νόστος, which visualise the legend with artefacts uncovered in the mound of Hisarlık, the archaeological site of Troy in northwest Asia Minor now in modern-day Turkey. In order to display more artefacts in a small space, the second section was placed in a rotunda, and is dedicated to Heinrich Schliemann, a German businessman and fame-seeking amateur archaeologist who “comprehensively” excavated Hisarlık for the first time in the nineteenth century. In the third section of the exhibition, the first books published telling the story of Troy take pride of place; along with modern artworks and contemporary interpretations of the Trojan War, including the controversial video clip, Queens of Syria. Inspired by the ancient tragedy of Euripides, “The Trojan Women”, 13 Syrian refugee women in the video correlate Trojan and Syrian women who have been killed, tortured and abused in conflicts. In the course of the exhibition, the British Museum was exposed to climate protests targeting BP, who, according to activists, ‘caused the climate crisis’. In memory of my visit to Bloomsbury in person, this paper aims to evaluate how the British Museum utilised contemporary display techniques to visualise the ancient legend and to analyse socio-politic cases targeted in the exhibition.Item Gastronomik Yayınlarda Görsellik ve Gastro-Sanat Üzerine(Ankara Üniversitesi, 2019) Bulut, Samuray Hakan; Güzel Sanatlar FakültesiBu araştırma, gastronominin sanatla olan ilişkisini incelemek ve görselliğin gastronomik öğreticiliğe katkısını belirlemek amacıyla; gastronominin yiyecek alanında yayımlanmış örnek eserlerinde bulunan illüstrasyon ve fotoğraf çalışmaları örnekleminde gerçekleştirilmiştir. Çok çeşitli mutfak araç-gereçleri ve gıda maddelerinin, onlarca uygulama tekniğinin kullanıldığı işleme süreçlerinden geçirildikten sonra ilgi çekici tabaklara dönüştürülerek sunulması konusunun öğretimi; gastronomik yayınlarda görselliğin kullanım gerekliliğini ve sanatsallık tartışmasını ortaya çıkarmaktadır. Çalışmada, tabağın kendisinin değil, yaratıcılık ve yenilik içeren üretim sürecinin sanat tanımına uygun olduğu; balık tütsüleme sürecinin görselleri yardımıyla betimlenmiştir.Item Görsel retoriğin reklamlarda kullanımı ve basılı reklam örnekleri(Ankara Üniversitesi, 2020) Gezer, Eda Evlioğlu; Güzel Sanatlar FakültesiMakalede retorik, görsel retorik kavramlarını ve retorik/görsel retorik yöntemlerini açıklanarak bu unsurların reklamlarda nasıl kullanıldığı ortaya koyulmaktadır. Son yıllarda sanayi, teknoloji ve iletişim araçlarında yaşanan gelişmelerle ile birlikte pazarda yaşanan yoğun rekabet reklam ve reklamcılığın önemini arttırmıştır. Şirketlerde ürünlerinin farklı olduğunu vurgulamak ve ürünlerine sembolik bir değer katmak için reklama sıklıkla başvurmaktadır. Tüketicinin dikkatini çekmek ve tüketiciyi ürünü almaya ikna etmek için reklamlarda kullanılan görsel unsurlarda bu nedenle oldukça önem taşımaktadır. Bu bağlamda, makalede reklamlar incelenmiş ve reklamlarda kullanılan görsel retorik unsurları tespit edilmiştir.Item Hititlerde dans-müzik ve günümüze yansımaları(Ankara Üniversitesi, 2019) Sipahi, İbrahim Tunç; Güzel Sanatlar FakültesiAnadolu uygarlık zincirinde ilk kez dans ve müziğin en ayrıntılı şekilde görselleştirildiğini ve organize edildiğini Hitit Çağı’nda görüyoruz. Dönemin tasvirlerindeki bazı müzik aletlerinin Hitit metinlerinde filolojik karşılıkları olabilecek tanımlar mevcut olmakla birlikte, bu karşılıklar konusundaki tartışmalar halen devam etmektedir. Hititlerde müzik ve dans konusuna en güzel destek Hitit’in erken safhasına tarihlenen kabartmalı Hitit vazolarından gelmiştir. Bu vazoların M.Ö.1650 itibariyle kurulan Hitit Krallığının resmi sanat anlayışının başlıca eserleri olduğunu ve birçok merkezde aynı şekilde üretildiklerini ve geniş bir coğrafyaya dağıtıldıklarını anlıyoruz. Bu vazolardaki sahnelerle Hititlerde müzik ve dans konusu giderek önem kazanmaya başlamıştır. Günümüzde de tanıdığımız Hüseyindede vazosundaki zil örnekleri, bu tip çalgılar hakkındaki görüşlere yeni bir bakış açısı kazandırmıştır. Saz, sevilerek günümüze değin kullanılmaya devam etmiş olup bugün de çeşitli tipleriyle törenlerin, kutlamaların ve ağıtların bir parçasıdır. Anadolu’da saz, adeta başlı başına bir kültürdür ve en sevilen bölgesel çalgılardan biridir. Anadolu’nun geçmişindeki böylesine bir müzik ve danszenginliği, bugünkü Anadolu folk danslarının ve müziğinin çeşitliliğini ve zenginliğini açıklar. Bu zenginlik, geçmişin bir devamlılığından ziyade aynı coğrafi ve fiziki ortamda yaşayan, sevinçleri ve kaygıları paylaşan, yer ve gök bereketinin adeta bir parçası haline gelmiş olan toplumların ortak yaratılarıdır Bunların en geneli geçmişte de olduğu gibi halaydır. El ele tutuşarak diziler oluşturma bu dizilerin halka şeklinde dönmesi binlerce yıllık bir kült geleneği olup günümüzde ise yerel danslar olarak tanımlanmaktadır. Müzik ve dansın başını çektiği adetlerin geçmişten günümüze devamlılık göstermesinin başlıca sebebi Anadolu’nun kendine özgü, coğrafyası ile sınırlarını çizdiği bir kültürel genetiğinin varlığıdırItem II. Koruma-onarım çalışmaları sempozyumu 30-31 Mayıs 2019(Ankara Üniversitesi, 2019) ŞAY, Simin; Güzel Sanatlar FakültesiÜniversitemiz Güzel Sanatlar Fakültesi, Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölümü tarafından ikincisi düzenlenen sempozyumda, bölüm öğretim elemanlarının yönettiği ve ekip üyesi oldukları koruma projeleri ile ilgili bilgiler paylaşılmıştır. 30-31 Mayıs 2019 tarihleri arasında yapılan sempozyum, bölüm öğrencileri ve alanla ilgili uzmanların katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Sempozyum, davetli konuşmacı Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. A. Pelin ŞAHİN TEKİNLAP’in “Geç Dönem Osmanlı Duvar Resimleri ve Bellek” konulu konuşmasıyla başlamıştır. Sempozyumun ilk gününde bölüm öğretim elemanları Doç. Dr. Cengiz ÇETİN, Dr. Öğr. Üyesi Kozan UZUN, Dr. Öğr. Üyesi Ayşem YANAR, Öğr. Gör. Elif SARAÇ ve Öğr. Gör. Simin ŞAY yer aldıkları üniversite içi ve diğer resmi kurum ve kuruluşlar ile şahısların sahip oldukları kültür varlıklarının koruma onarım projeleri ile ilgili sunumlar yapmıştır. Sempozyumun ikinci günü, öğrencilerin staj döneminde yürütmüş oldukları koruma onarım çalışmalarını aktardıkları sunumlar ile devam etmiştir. Öğrenciler, staj süreleri boyunca çalıştıkları kazı ve müze gibi farklı alanlarda bulunan koruma-onarım laboratuarlarında metal, taş, seramik, kağıt, deri, mozaik, resim, çini gibi organik ve inorganik objeler üzerinde gerçekleştirdikleri çalışmaları paylaşmıştır. Bu sunumlar aracılığıyla öğrencilerin gerçekleştirdikleri uygulamaların, aldıkları eğitim ve mesleki etiğe uygun olup olmadığı değerlendirilebilmiştir. Çalışmalar üzerinde karşılıklı görüş alışverişi yapılmış, çeşitli öneriler dile getirilmiştir. Öte yandan henüz staj yapmamış öğrenciler için de karşılaşma ihtimalleri olan durumlar hakkında önemli bir farkındalık sağlanmıştır. Sempozyumda, fakülte öğrencilerinin koruma onarım alanında yapacakları stajlar ve meslek hayatlarında yönelecekleri alanlarla ilgili bilgi ve farkındalıklarını arttırmak amaçlanmıştır. Öğrencilerin yoğun katılımıyla gerçekleştirilen sempozyumda, koruma onarım alanının hassasiyeti ile bu alanda sadece yetkin ve profesyonel uzmanların çalışması gerektiğinin altı çizilmiş ve meslek elemanlarının sorumluluk alanlarına dikkat çekilmiştir.Item Kültür Ve Turizm Bakanlığı Halk Kültürü Bilgi Ve Belge Merkezine Kayıtlı Deri Sanatı Ustaları(Ankara Üniversitesi, 2021) Özdemir, Melda; Güzel Sanatlar FakültesiEl sanatı ürünleri, binlerce yıllık Anadolu maddi kültür tarihi içerisinde öncelikle işlevsel olarak kullanılmış zamanla estetik yönlerinin gelişmesiyle de dikkat çekmiştir. Gündelik hayattaki ihtiyaçların ve ustaların yaratıcılığının/tasarım yeteneğinin şekillendirdiği bu alan zamanla üretim teknikleri değişse de halk kültürü içindeki önemini kaybetmemiştir. El sanatları içinde yer alan deri ürünleri giysi, aksesuar, halk mutfağı, halk müziği gibi oldukça geniş bir kullanım alanına sahiptir. Deri ürünlerinin, geleneksel üretim şekillerinin, geleneksel aktarım yollarının (usta-çırak ilişkisi), kullanılan araç ve gereçlerin kuşaktan kuşağa sağlıklı bir şekilde aktarımının sürdürülmesi ise, üretim şekillerinin hızla makineleştiği günümüzde oldukça önemli bir konudur. Bunun başarılmasının en önemli yolu ise araştırma ve arşivleme çalışmalarıdır. Bu amaçla Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü’ne bağlı olarak faaliyet gösteren Halk Kültürü Bilgi ve Belge Merkezi’nde halk edebiyatı, halk inançları, geçiş dönemleri gibi birçok kültürel alan ile birlikte Geleneksel El Sanatları da yer almaktadır. Folklor Araştırmacılarının planlı alan araştırmalarında derledikleri el sanatı ürünleri 1966 yılında kurulan bu belgelikte yer almakta olup günümüzde de araştırma sonuçlarının burada arşivlenmesine devam edilmektedir. Halk Kültürü Bilgi ve Belge Merkezi’nde yer alan deri ustaları ve ürünlerinin araştırılacağı bu çalışma sayesinde el sanatları alanında çalışan, öğrenim gören araştırmacılar ve öğrencilerin bu kaynaklara daha kolay ve hızlı bir şekilde ulaşacağı düşünülmektedir.Item Mandala Terapisi ile Şifalanma: Jung ve Çok Kültürlü Bir Sanat Terapisi Yaklaşımı(Ankara Üniversitesi, 2022) Çelikbaş, Eda Öz; Other; OtherGeometrik sembolizmden hareketle, insanoğlunun semiyotik repertuarlarının bir hayli çeşitli olduğunu görmekteyiz. Evrensel birliktelikte anlamsal bütünlüğü olsa da bu çeşitlilik kendini farklı sanat dallarında farklı tekniklerle göstermektedir. Doğu mistisizminde kendisini şifalanma, iyileştirme ve sağaltım alanlarında gösteren Mandala; yine doğunun farklı merkezlerinde, meditasyon biçimi, astroloji, resim sanatı, zaman, sağlık, dinsel pratiklerde ve de süsleme sanatında benzer biçimlerde zaman zaman farklı anlamlarda göstermektedir. Carl Gustav Jung, Sigmund Freud ile olan iş birlikteliği ve ötesinde dostluğunda, sürekli olarak mandala pratiklerinden bahsetmiş ve de çeşitli hastalıkların sağaltımında hastalara deneyimletmiştir. Özellikle sanat terapisi pratiklerine psikoterapi alanının temasında oldukça önemli yeri olan Jung ve Mandalaları; çocukların ilk çizimleri olan daire şeması üzerinde de durmaktadır. Bu çalışmada; Mandalanın Jung’dan hareketle aslında bir “Mandala Sanatı Terapisi ya da Mandala Terapisi” adıyla anılabileceği, Jung psikolojisinde Sanat Terapisi araştırmaları ve de çok kültürlü bir pratik olmasının önemi ile çeşitli kültürlerden örneklerle; evrensel birlikteliğinden bahsedilecektir. Çalışmada ayrıca fazla sayıda görsele yer verilerek kültürlerarası imgelemlere ve evrensel birliktelikte kavramsal içeriklerine yer verilmiştir.Item Milet antik kenti ıonic stoa binasındaki taş tamamlama uygulamalarının değerlendirilmesi(Ankara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, 2021) Yaşar, Ali; Other; OtherMilet antik kentindeki İonik Stoa’nın bir bölümünde 1979-1988 yılları arasında ayağa kaldırma çalışmaları yapılmıştır. Yapının ayağa kaldırılan bölümlerindeki taş tamamlama uygulamaları, bu çalışmanın esasını oluşturmaktadır. Tamamlamanın hangi yöntem ve üslup ile ele alındığı, tamamlamada tercih edilen malzeme türü, yeni malzemenin özgün malzeme ile uyumu, müdahalenin estetik boyutu, çağdaş tamamlama müdahalesini özgünden ayıran belirtme esasları ve son olarak da tamamlama müdahalesinin kalıcılığı ve sürdürülebilirliği konuları üzerinde durulmuştur.Item Modern Sanat Müzesi’nin Tasarımı: Müzecilik Yazıları(Ankara Üniversitesi, 2020) Karadeniz, Ceren; Güzel Sanatlar Fakültesiİletişim Yayınları tarafından basılan ve Ali Artun tarafından yayına hazırlanan Modern Sanat Müzesi’nin Tasarımı: Müzecilik Yazıları isimli kitap müzecilik için yalnızca taze kan bir yayın değil, aynı zamanda önemli müzecilerimizden Halil Edhem Bey’in müzecilik yaklaşımını ve deneyimlerini de içeren önemli bir yayındır. 19. yüzyılda Avrupa’da kurulan ve hizmet veren British Müzesi ve Louvre Müzesi gibi büyük müzeleri örnek alarak kurulan Müze-i Hümayun (Günümüz İstanbul Arkeoloji Müzesi), Halil Edhem Bey tarafından modern ve ulusal bir müze modelinde düzenlenmiştir. Müzenin düzenlenmesi sürecinde Halil Edhem Bey, koleksiyonu ayrıntılı olarak incelemiş; Müze-i Humayun’un Avrupa’daki örnekleriyle başa baş rekabet edebilecek bir müze olması için çaba sarf etmiş bir müzecidir. Kitapta Halil Edhem Bey’in müzecilik üzerine yazdığı yazılar yer almış; Türkiye’de müzeciliğin kurucu metinleri olarak kabul edilen bu yazılar ışığında Türk müzeciliğinin tarihi ve gelişim dönemleri de gözler önüne serilmiştir. Halil Edhem, müzelerin asar-ı atika mezarlığına dönüşmemesi gerektiğini ve İstanbul Asar-ı Atika Müzesi’nin Avrupa’daki örneklerinden hiç de geri kalmadığını; eser zenginliğinde onlarla yarıştığını ifade etmiştir. Bir modern ulusal müze kurma fikrine sahip olan Halil Edhem’in bu müzenin küratoryel fikrini ve programını nasıl kurduğu da bu kaynakta ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Halil Edhem’in biyografisine ayrıntılı olarak yer veren kaynak, Edhem’in kaleminden çıkan eserleri içerikleriyle birlikte ele almaktadır. Kitap iki bölümde ele alınabilir. Birinci bölümde, Halil Edhem ile çalışmış olan arkeolog, tarihçi, müzesi İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Aziz Ogan ve Arif Müfit Mansel gibi hocaların Halil Edhem’i tanıtan yazıları yer almaktadır. Bu üç yazı da sanat tarihi ve müzecilik konularında önemli belgelerdir. Kitabın en sonunda ise, tarihçi Füsun Kıral tarafından derlenen Halil Edhem kaynakçası bulunmaktadır. Kitapta Aziz Ogan tarafından yazılan Halil Edhem’in yaşam öyküsü, ailesi, gençliği, eğitimi ve çalışma hayatı ve özellikle müze idareciliği kaleme alınmıştır. Müze-i Hümayun’un koleksiyonlarının zenginleştirilmesinde yaptığı katkılar, belgeleme çalışmaları ile Sanayi-i Nefise Mektebi müdürlüğü yaptığı dönemdeki hizmetleri ayrıntılı olarak ele alınmıştır.
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »