Kıbrıs Başpsikoposluğu; 1571-1821
dc.contributor.advisor | Ercan, Yavuz | |
dc.contributor.author | Şahin, İsmail | |
dc.contributor.department | Tarih | tr_TR |
dc.date.accessioned | 2022-06-06T08:08:19Z | |
dc.date.available | 2022-06-06T08:08:19Z | |
dc.date.issued | 2005 | |
dc.description.abstract | In Cyprus, the division of Orthodox-Catholic in the Christian world has, dramatically affected religious and political consequences. The history of the island was changed by the settlement of the crusaders during the Third Crusade Movement. The Catholic Sect entered Cyprus through the crusaders. In between 1192 and 1489 the abiding rule of the Lusignan in Cyprus, enforced a great pressure both politically and religiously on the Orthodox population and the Cyprian Orthodox Archbishop was abolished. The enforcement of this pressure was also embodied to the Cyprus population during the Venetian period. The strategic invasion to Cyprus in the East Mediterranean was highly important for the Ottoman Empire. The consequence of the Ottomans sovereignty over Cyprus in 1571 to this date, in Cyprus the existence of clashes between the Catholics and the Orthodox has won in favor to the Orthodox. This conquest brought out together the vivification of the Archbishop of Cyprus. The Ottoman Government not only vivified the Archbishop of Cyprus but also provided him with big rights and privileges that gave him power on the island, which paved out the way. In the year 1754, the Ottoman Government recognized the Archbishop of Cyprus as the leader of the Rayahs. With time the political authority followed by important economic authority like tax collection, made the Archbishop of Cyprus one the most authorized administrator on the island. The church authorities having obtained these powers started to misuse their positions for their own purposes, exhibiting bad authority both to their sector as well as the Ottoman authority. 150The negative attitude of the Archbishop of Cyprus and the bishops, with time made them loose the trust and esteem of their own people. In the year 1821 an explosion, which occurred in Mora because of the Greece Uprising, also affected Cyprus. At fist the Clergy Class of Cyprus, having collected substantial aid from the populace, both spiritually and materially supported the uprising in Mora. With these developments, in the year 1821 the leading Greek Cypriot religious priests were executed after it was discovered that clergy elite had a participation in initiation of the uprising. These existing executions paved out the way to esteem for the Archbishop of Cyprus by his own community. | tr_TR |
dc.description.ozet | Hıristiyan dünyasının Ortodoks-Katolik olarak bölünmesinin dini ve siyasi sonuçları Kıbrıs'a pahalıya mal olmuştur. III. Haçlı Seferinin sonucunda haçlıların Kıbrıs'a yerleşmesi ile adanın tarihi değişmiştir. Haçlılar ile beraber Kıbrıs'a Katolik mezhebi de girmiştir. 1192-1489 tarihleri arasında Kıbrıs'ta hüküm süren Lüzinyanlar, Ortodoks Kıbrıs halkına karşı büyük bir siyasi ve dini baskı kurmuş ve Kıbrıs Ortodoks Başpiskoposluğunu ilga etmişti. Kıbrıs halkına karşı uygulanan bu baskı ve şiddet Venedikler döneminde de (1489-1571) sürmüştür. Doğu Akdeniz'de işgal ettiği stratejik konumundan dolayı Kıbrıs, Osmanlı Devleti için son derece mühimdi. 1571 tarihinde Kıbrıs'ın Osmanlı hakimiyeti altına girmesi sonucunda bu tarihe kadar Kıbrıs'ta yaşanan Katolik-Ortodoks çekişmesi, Ortodoksların lehine son buldu. Bu fetih Kıbrıs Ortodoks Başpiskoposluğunun yeniden ihyasını beraberinde getirmiştir. Osmanlı Devleti Kıbrıs Başpiskoposluğunu ihya etmekle kalmamış, ona tanımış olduğu geniş haklar ve ayrıcalıklar ile onun adada güçlenmesinin önünü de açmıştır. 1754 tarihinde Kıbrıs Başpiskoposu, Osmanlı Devleti tarafından Kıbrıs Rum Cemaatinin lideri olarak tanınmıştı. Bu siyasi yetkinin yanı sıra vergi toplama gibi önemli ekonomik yetkileri de elde eden Başpiskoposluk zamanla adanın en yetkili yönetim birimi haline geldi. Kilise yetkilileri elde etmiş oldukları bu yetkileri kendi çıkarları için kullanmışlar, hem kendi cemaatlerine hem de Osmanlı yönetimine karşı kötü bir yönetim sergilemişlerdi. Başpiskopos ve piskoposların bu olumsuz tavırları zamanla onların kendi halkları nezdinde güven ve itibar kaybetmelerine neden oldu. 1821 yılında Mora'da patlak veren Yunan İsyanının Kıbrıs'a da yansımaları oldu. Kıbrıs'taki ruhban 148sınıfını öncelikle Mora'daki isyanı maddi ve manevi olarak desteklemiş ve bu uğurda halktan maddi yardım toplamıştı. Bu gelişmeler üzerine bir de Kıbrıs'ta birtakım gelişmelerin isyan hazırlığı belirtileri taşıması ve bu gelişmelerde ruhban elitinin parmağının olduğunun anlaşılması üzerine Kıbrıs'ın önde gelen Rum din adamları 1821 yılında idam edildi. Yaşanan bu idamlar Kıbrıs Başpiskoposluğunun kendi cemaati nezdinde yeniden itibarını kazanmasına yol açtı. | tr_TR |
dc.identifier.uri | http://hdl.handle.net/20.500.12575/81074 | |
dc.language.iso | tr | tr_TR |
dc.publisher | Sosyal Bilimler Enstitüsü | tr_TR |
dc.subject | Tarih | tr_TR |
dc.title | Kıbrıs Başpsikoposluğu; 1571-1821 | tr_TR |
dc.title.alternative | Thearchbishop of Cyprus; 1571-1821 | tr_TR |
dc.type | masterThesis | tr_TR |