İkinci Dünya Savaşı sırasında yapılan konferanslar ve Türkiye
dc.contributor.advisor | Uzun, Hakan | |
dc.contributor.author | Sülün, Burak | |
dc.contributor.department | Tarih | tr_TR |
dc.date.accessioned | 2022-09-02T07:33:40Z | |
dc.date.available | 2022-09-02T07:33:40Z | |
dc.date.issued | 2016 | |
dc.description.abstract | 1 Eylül 1939 tarihinde Almanya'nın Polonya'ya saldırması ve İngiltere ve Fransa'nın 3 Eylül 1939'da Almanya savaş ilan etmesi ile başlayan İkinci Dünya Savaşı, 7 Aralık 1941'de Japonya'nın ABD'ye saldırması ile birlikte sadece bir Avrupa savaşı olmaktan çıkmış ve bir dünya savaşı haline gelmiştir. Bu savaş boyunca Türkiye'nin tek ve hayati amacı ise savaşa katılmamak olmuştur. Modern donanımdan yoksun ve zayıf bir orduya sahip olan Türkiye, böylece toprak bütünlüğünü ve bağımsızlığını korumayı hedeflemiştir. Fransa'nın 22 Haziran 1940'ta bütün dünyayı şoke eden yenilgisi savaşı farklı bir boyuta taşımış ve Almanya hemen hemen bütün Avrupa'ya hâkim olmuştur. Ancak ABD'nin savaşa katılması ile Müttefik ordularının güçlenmesiyle ve Stalingrad'da Kızıl Ordu'nun zaferiyle birlikte Alman ordusu gerilemeye başlamıştır. 1943 yılı ile birlikte savaşın Müttefik devletlerin zaferiyle sonuçlanacağının belli olmasıyla önce ABD ve İngiltere arasında düzenlenen konferanslara daha sonra Sovyetler Birliği de katılmış ve savaşın gidişatıyla ilgili önemli kararlar alınmıştır. Alınan kararlar bakımından Türkiye'yi de yakından ilgilendiren bu konferanslar 1943 yılı başında Kazablanka'da başlamıştır. Adana'da yapılan İnönü-Churchill görüşmesi ile devam eden bu konferanslar boyunca Türkiye'nin savaşa girmesi yönünde yapılan Müttefik baskıları giderek artmış ve üç büyük devletin dışişleri bakanları arasında yapılan Moskova Konferansı'nda doruk noktasına ulaşmıştır. Tahran'da alınan karar gereğince İsmet İnönü, Roosevelt ve Churchill tarafından Kahire'ye davet edilmiş ve son bir kez Türkiye'den İkinci Dünya Savaşı'na katılması yönünde talepte bulunulmuştur. İkinci Kahire Konferansı ile değişime uğrayan Türk Dış Politikası, ilke olarak savaşa girmeyi kabul etmekle birlikte, Müttefiklerden talep ettiği askerî yardımların kendisine ulaşmasını şart koşmuştur. Böylece ülkenin savaşa girmesi geciktirilmeye çalışılmıştır. Ancak Yalta Konferansı'nda savaşa katılmayan devletlerin Birleşmiş Milletler Örgütü'ne de katılamayacağı yönünde bir karar alınması, Türkiye'nin savaş dışı kalma çabalarından vazgeçmesine neden olmuştur. 23 Şubat 1945'te Almanya ve Japonya'ya savaş ilan eden Türkiye, Birleşmiş Milletler'in kurucu üyelerinden olmuştur. 1939-1945 yılları arasında izlediği politika Türkiye'nin savaş sonrası düzende bulunacağı yeri de belirlemiştir. İkinci Dünya Savaşı boyunca İngiltere ve ABD ile yakın ilişkiler kuran Türkiye, savaştan sonra iki eksene ayrılan dünyada Batı Bloku'nda yer almıştır. Anahtar kelimeler: Adana, ikinci cephe, İkinci Dünya Savaşı, Kahire,Kazablanka, konferans, Mihver devletler, Moskova, Müttefik devletler, Potsdam,Quebec, Tahran, Yalta. | tr_TR |
dc.description.ozet | The World War II, which was started when Germany attacked to Poland in 1 September, 1939, and England and France declared war against Germany in 3 September, 1939, became not just a European War but a World War when Japan attacked to USA in 7 December, 1941. During that war Turkey's one and vital purpose was not to engage the war. In this way Turkey, with its weak army which was lack of modern equipments, targeted to maintain its territorial integrity and independence. The shocking defeat of France in 22 June, 1940 carried the war to another dimension and Germany took almost all of Europe under control. However, the retreat of the German Army started when the power of the Allies ascended by the engagement of the USA and the victory of the Red Army in Stalingrad. In 1943, when the upcoming victory of the Allies became obvious, USSR decided to attend the conferences summoned by USA and UK and they bring up important resolutions about the course of war. These conferences which had resolutions that are directly concern Turkey, started in 1943 in Casablanca. These conferences continued with a meeting between İnönü and Churchill which was took place in Adana and the Allies increased the pressure on Turkey about its engagement to the war. These pressures reached to top in Moscow Conference which was summoned by the secretary of states of the three super powers. İsmet İnönü was invited to Cairo by Roosevelt and Churchill in accordance to the decision taken in Tehran and for the last time Turkey has demanded to engage the World War II. Turkish Foreign Policy, which was going through changes by the Second Cairo Conference, was agreed in principle about engaging to the war under the circumstances of a military aid which was requested from the Allies. In this way, Turkey tried to delay its engagement to the war. But Turkey renounced the efforts of staying out of war after the decision made in Yalta Conference which was forbidding the UN membership of the states that were not engaged to the war. Turkey became one of the founding members of the UN after declaring war on Germany and Japan in 23 February, 1945. The policy of Turkey from 1939 to1945 also identified its post-war position. After having close relations with UK and USA during the World War II, Turkey took place in the Western Block of the post-war world. Keywords: Adana, second front, World War II, Cairo, Casablanca,conference, The Axis, Moscow, The Allies, Potsdam, Quebec, Tehran, Yalta. | tr_TR |
dc.identifier.uri | http://hdl.handle.net/20.500.12575/83683 | |
dc.language.iso | tr | tr_TR |
dc.publisher | Sosyal Bilimler Enstitüsü | tr_TR |
dc.subject | İnklap Tarihi | tr_TR |
dc.title | İkinci Dünya Savaşı sırasında yapılan konferanslar ve Türkiye | tr_TR |
dc.title.alternative | Conferences organized during the Second World War and Turkey | tr_TR |
dc.type | masterThesis | tr_TR |