Erken dönem Mu'tezile-ı İmâmiyye etkileşimi (Başlangıçtan Şeyh Sadûk'un ölümüne kadar)
No Thumbnail Available
Files
Date
2022
Authors
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Publisher
Sosyal Bilimler Enstitüsü
Abstract
İslâm düşüncesinin erken dönemi olarak nitelendirilebilecek hicrî ilk asırlar içerisinde tarih sahnesine çıkan iki fırka olan Mu'tezile ve İmâmiyye arasında, hicrî ikinci asrın ortalarından itibaren başlayan bir ilişki ve etkileşim söz konusudur. Çeşitli meclislerde gerçekleşen münazaraların ön planda olduğu ilk karşılaşmalar, iki fırka arası etkileşimin birinci aşamasını teşkil etmektedir. Bu dönemde özellikle tevhid ve imâmet başta olmak üzere çeşitli kelâmî ve siyasî konularda iki fırkanın öncüleri arasında tartışmalar gerçekleşmiştir. Abbâsî halifelerinden Me'mûn'un hilafetinde başlayan Mihne süreciyle birlikte Mu'tezile hem siyasî hem toplumsal alanda güç kaybetmeye başlamış ve Mihne sonrasındaki asır boyunca Mu'tezile'den ayrılıp İmâmiyye'ye geçiş yapanlar olmuştur. Bu geçişler ve onlarla eş zamanlı olarak iki fırka temsilcileri arasında yaşananmaya devam eden tartışma ve reddiyeleşmeler, Mu'tezile ile İmâmiyye arasındaki etkileşimin ikinci aşamasını oluşturmaktadır. Hicrî ikinci ve üçüncü asırlar boyunca gerçekleşen sözlü ve yazılı mücadelelerle birlikte geçişler, iki fırka arasındaki etkileşim düzeyini artırmış ve ardından İmâmiyye kanadında, Mu'tezilî düşüncelerin ve yöntemin kimi izleri görülmeye başlamıştır. Bu sürecin başlamasında ayrıca, Nevbahtî ailesinin her iki fırkaya da yakınlığı, Büveyhîler döneminde görülen kimi politikaların özellikle Şiîlere sağladığı nispeten özgür ortam ve Basra ile Bağdat'tan başlayarak Hûzistân, Rey, Horasan gibi bölgelerde iki fırka mensuplarının buldukları diyalog imkânının etkisi bulunmaktadır. Bu gibi etkenlerin neticesinde hicrî dördüncü asırda kelâm, fıkıh ve hadis alanında öne çıkan bazı İmâmî âlimlerin görüşlerinde Mu'tezilî izlerin varlığından söz edilebilir hale gelmiştir. Etkileşimin İmâmiyye cephesindeki kelâmî ve siyasî görüşlerin tarihsel süreç içindeki seyrine odaklanıldğında, kimi görüşlerde Mu'tezilî çizgiyle yakınlaşmalar daha belirgin hale gelmektedir. Özellikle ilk karşılaşmalar dönemindeki en temel tartışma konuları arasında yer alan tecsîm ve teşbîh içerikli görüşlerden, şiddetli Mu'tezilî eleştirilerin de etkisiyle sonraki dönem İmâmîler tarafından uzaklaşıldığı görülmektedir. Diğer yandan İmâmiyye'de on birinci imamın halef bırakmaksızın ölümü ve onun ardından yaşanan bunalım neticesinde ortaya çıkan gaybet iddiasının, imâmet eksenli görüşlere ciddî bir etkisi olmuştur. Özellikle gaybetin uzaması ve İmâmî toplumda bunun neticesinde yaşanan kafa karışıklığı, zamanla imama doğaüstü nitelikler atfedilen bir imâmet anlayışının yerleşmesiyle doğrudan ilişkilidir. Kendiliğinden gelişen gaybet meselesi karşısında Mu'tezile'nin akılcı tavrına yakınsayan bir görüş benimseyemeyen İmâmî âlimler, gaybet olgusunu aklî yollarla temellendirme konusunda, muhtemelen Mu'tezile ve onunla irtibatlı İmâmî seleflerinden istifade etmişlerdir. İki fırka arasındaki etkileşimin, hicrî iki, üç ve dördüncü asırlardaki seyrini İmâmî hadisçi Şeyh Sadûk'un 381/991 yılındaki ölümüne kadar inceleyen bu çalışmada; bir fırkanın çeşitli kelâmî ve siyasî görüşleriyle birlikte onun akıl ve aklî temellendirmeyle ilişkisini, onun başka fırkalarla etkileşimi üzerinden okumanın meseleyi bütüncül bir zaviyeden görmeye olan katkısı ortaya çıkmaktadır.
Description
Keywords
Mu'tezile, İmamiyye, etkileşim